Bölüm 21: Yardım

366 51 101
                                    

***

JİMİN GÖZLERİNİ YAVAŞÇA AÇTI çünkü içinde buna cesaret bulabilmesi için biraz çaba sarf etmesi gerekti. Kendine gelmeye başlasa bile hala biraz ağır hissediyordu ve zihninin gerilerinden bir ses ona bunun anestezinin etkisi olabileceğini söyledi. Neden uyuşturulduğunu hala korkunç sislerin ardından algılamaya çalışıyordu ama bir hastanede olduğuna emindi çünkü antiseptiğin bilindik kokusunu alabiliyordu. Koku o kadar keskindi ki neredeyse tadını hissedebilecekti, odadaki yataklar dahil her şeyi onunla temizleyip temizlemediklerini merak etti. Göz kapakları titreşti ve açılıp kapandı ama bir saniye sonra açık tutmayı başarabildi. Tavana baktığında kaldıkları oteldekinin aksine tavanın gayet temiz ve düzgün olduğunu gördü. Genellikle oteldeki tavanlar tütünden ve eskimekten lekelenirdi, sararmış köşeleri ve çatlaklarıyla sanki sadece on yıl değil de yüz yıl önce yapılmış gibi gözükürlerdi. Şu an baktığı ise temiz ve çatlaksızdı, düzenli küçük fayanslarla kaplanmıştı ve nedense gözüne dişlermiş gibi geldi: sıra sıra dizilmiş dişler. Kendi ağzındakileri hissedemiyordu ve istemsizce dilinin ucuyla alt dişinin arkasını itti. Eğer dişlerini hissedemiyorsa bu da anestezi aldığının başka bir kanıtı olmalıydı. Diliyle birkaç kere ittirip dişlerinin ağzında olduğundan emin olunca dilini başka bir tarafa hareket ettirmek istedi ama ağzının içinde çok kuruydu. Sanki dili yerine otel odasındaki kirli ve kart halı varmış gibiydi.

Diğer eliyle altındaki yatağı hissetti, arkadaşının üstünde olmayan diğer eliyle, ve parmak uçlarıyla çarşafı kırıştırdı. Kesinlikle bir yatakta uzanıyordu. Sanki vücudunun üst kısmı hafifçe kaldırılmış gibiydi ve arkasına yastık mı konulmuştu yoksa yatak bükülebiliyor muydu merak etti. Kıpırdanmaya çalıştı ama çok yorgundu, göz kapaklarını kaldırabilmişti ve parmaklarını hareket ettirebiliyordu ama şu an hala tükenmiş haldeydi. Yürüyemezdi, şu anki yetileriyle pek mümkün gözükmüyordu. Ona ne olmuştu? Birkaç gün önce Jungkook'a araba çarpmıştı ve-

Jungkook.

Oğlanın düşüncesi karın boşluğunda garip bir his yarattı, ani bir sancı. Jungkook şu anda neredeydi? Neden daha birkaç dakika önce kafasının içinde onun bağırış seslerini duyuyordu? Kötü bir şey olduğunu biliyordu ama kim bilir bünyesine hangi ilaçlar verildiyse, hatırlamakta zorlanıyordu. Bir şeyler hakkında bağırıyordu... Kazıntılar ve arabalar, ve Titanik... Kime bağırıyordu ki? Jimin'e değildi, o kadarından emindi ve Taehyung olduğunu hissediyordu. Oğlan bağırışmaya başlamadan önce sarhoş bir şekilde odaya dönmüştü...değil mi? Sadece olanları çözmeye çalışmak Jimin'in başının ağrımasına yetiyordu ve eğer aptal dilini kıpırdatabilse acıyla inlerdi. Tek bildiği, bir anda midesini kaldıran korku gibi bir hisse kapıldığıydı ve bunun tek bir mantıklı açıklamasını bulabiliyordu: Jungkook'un düşüncesiyle korkmuştu. Neden? Muhtemelen bu konuyla ilgili Yoongi'ye sorular sorması gerekecekti.

Birkaç dakika daha tavanı seyrettikten sonra Jimin kafasını çevirmeye yeltenmeye karar verdi. Pozisyonunu hafifçe değiştirebilmeyi becerdi ama sonra daha fazla hareket ettiremeyecek gibi oldu çünkü boynunun etrafında bir şey vardı. Kalın ve sert bir şey. Bandajlar mıydı? Uzanıp dokunamıyordu ama öyle olmalıydı, şu an mantıklı gelen tek açıklama buydu. Hafifçe kıpırdanmış olsa bile bir an öncekinden daha fazla şey görebiliyordu, içinde bulunduğu odanın sol tarafı görüş alanına girmişti. Tavan gibi beyaz duvarlar ve bir tanesinin uzunluğu boyunca koridora bakan bir pencere vardı, kapı da açıktı. Hemen odanın dışındaki koridorda yürüyen insanları görebiliyordu, çok hızlı hareket ettikleri ve küçük bir aralıktan gözüktükleri için sadece beyaz ve mavi şekillerden ibarettiler. Eğer tavandaki fayanslar diş olsaydı kapı da göz olurdu, hareket edip duran bir iris. Hemen arkadaşının yanında ise birkaç boş yatak görebiliyordu ve şu an bulunduğu odada yalnız olup olmadığını merak etti. Yatak örtüleri açık mavi renkti, çarşaflar ve yastıklar beyazdı ve etrafına çekilen perdeler de örtülerle aynı renkti. Şu anda içindeki yatakların boş olduğunu belirtmek için perdeler kenara çekilmişti yukarı kaldırılmıştı. Her yatağın üstünde bir yığın yastık vardı ve muhtemelen kendisinin de yumuşak bir yığının üzerinde uzandığını düşündü. Bir şekilde yastıklarla kendisini sarıp desteklemişlerdi, ki bu iyiydi çünkü muhtemelen şu an hissettiği haliyle doğrulup oturamazdı. Dilini hareket ettiremiyordu ya da kolunu kaldıramıyordu bile, oturmak çok zor olurdu. Onun yerine sol tarafına uzanıp tavana bakakalırdı.

Brotherhood | [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin