Bölüm 19: Şişe

358 44 73
                                    

Merhaba, minik bir not: Bundan sonra bölüm başlarına uyarı yazmayacağım çünkü spoiler oluyor gibi, sadece uzun smut olan kısımlardan önce (S) koymayı düşünüyorum.

İyi okumalar!!

***

TAEHYUNG YATTIĞI YERDEN KALKMAK istemiyordu, artık saatler geçmiş olsa da göz kırpmak ve nefes almak dışında hiçbir şey yapmak için kıpırdamamıştı. Yerdeyken güvende hissediyordu, karnının üzerine uzanmış ve nefes alabilmek için yüzünü hafifçe yana çevirmiş bir şekildeyken. Arkadaşlarının kendisine baktığını göremese de üzerindeki bakışların ağırlığını sırtında hissedebiliyordu. Bir ya da iki kere Seokjin onun yanına çökmüş ve suratını görebilmek için kendi kafasını halıya yaslayarak onunla göz göze gelebilmeyi beklemişti, ve Taehyung ise sadece gözlerini kapatmış ve onun yanından uzaklaştığını duyana kadar gözlerini açmayı reddetmişti. Namjoon, onunla göz teması kurmaya çalışmamıştı ve söylediği birkaç kelime de kulağa yorgunca söylenmiş gibi gelmişti, sanki her an pes edebilir ve onun yerine uyumaya gidebilir gibi. Jungkook, yanına oturarak ondan biraz cevap almaya uğraşmıştı; onu dürtmüş ve belki sinir olur da tepki verir diye parmaklarıyla onu huylandırmaya çalışmıştı ama işe yaramamıştı. Taehyung dünyaya karşı fazla soyutlanmış bir haldeydi ve kaburgalarını dürten parmakları bile hissetmiyordu, her şeye çok uzaktaydı. Hoseok ise ona bakmayı bırak, tek kelime etmemişti ve bu Taehyung'u daha da kötü hissettiriyordu. Oğlanın aklından şu anda neler geçiyordu? Jimin her şeyi yumurtlayıp sonra da bebek gibi ağlayarak kaçtığından beri olanları mı anlamaya çalışıyordu?

Taehyung oğlana kızgın olmak istiyordu ama olamadığını fark etti, çünkü Jimin o gece kendisini o halde bulduğu an ağzında bakla ıslanmayacağını kendisinin tahmin etmesi gerekirdi. Onu biraz daha tehdit etmeli ve korkutmalıydı, belki de sadece lavabodan kovmak için birkaç kere vurmalıydı, ama aptalca ona her şeyi anlatmıştı. O an sonradan başına bunun geleceğini düşünmüştü ama sadece olmamasını ümit etmişti, belki oğlan gerçekten yemin ettiği şekilde sırrını tutmayı becerirdi. Ama tabii ki öyle bir şey olmamıştı. Olan tek şey, Jimin'in bir sürü aptal sırrı aynı anda yüklenip sonra da taşıyamayıp patlamasıydı. Hoseok'un hapları, Yoongi'nin yanıkları, bunlar kendi durumuyla kıyaslanınca hiçbir şeydiler ve oğlanın her şeye rağmen çenesini kapalı tutması gerekirdi ama Taehyung salaklık yapmıştı ve onu incitmişti. Ve şimdi de bunun cezasını ödüyordu, her zaman olduğu gibi başkalarını kışkırtmanın cezasını. Jimin kolay tahrik edilebilen birisiydi. Eğer Taehyung sadece Yoongi olayını karıştırmasa ve o yorumları yapmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı, ama koca ağzını kapalı tutamamıştı ve ona tam suratından vurmuştu.

Artık herkes o gece neler olduğunu biliyordu. Herkes rastgele bir yabancının onu azıcık bir para için becerdiğini biliyordu ve bunu saklamaya çalışmanın bir anlamı yoktu. Öğrenildiği için her şey artık daha kolay olmalıydı ama şu anda Taehyung sadece orada uzanmak ve kıpırdamamak istiyordu. Keşke nefes de almasaydı ama bu seçenek maalesef zorunluydu.

Jimin şu anda neredeydi? Eğer oğlan aptalca bir şey yaparsa suçlusu Taehyung olurdu ve o da bu sefer bunu inkar edip kaçmaya çalışmazdı, tam tersine tüm sorumluluğu üstüne alacaktı. Bir yetişkin gibi davranmaya başlamak için harika bir zamanlama olurdu, arkadaşının kendisine zarar vermesinin karşılığı olarak. Taehyung gözlerini kapattı ve küçük bir inlemenin dudaklarından kaçtığını hissetti, karın boşluğunda mide bulandırıcı bir his vardı. Bu sesin üzerine odanın içinde birilerinin hareket ettiğini duydu ve üzerine yöneltilecek sorular bekledi ama kimse ona bir şey söylemedi.

Taehyung halıdaki tütün kokusunu alabiliyordu ve yattığı yerin yakınlarına atılmış bir izmarit parçası gördü, daha bu sabah Yoongi odaya girip onlarla konuşmaya başladığında elinde tuttuğu gibiydi. Sönmesi için bir şeye bastırılarak buruşturulmuştu ama en azından bu sefer kendi derisine bastırmamış olmalıydı. Neden o aptal yanıkların konusunu açmıştı ki? Genç adamın geri döndüğünde kendisine tüm bunları yaşattığı için tekmeyi basacağına emindi, ve Taehyung bunu tamamen hak ettiğinin farkındaydı. Hatta, eğer arkadaşı ona tekmeyi basmazsa kendisi onun önüne çömelip yapması için yalvaracaktı, çünkü incinmeye ihtiyacı varmış gibi hissediyordu. Yoongi'nin Hoseok'un haplarıyla hiçbir ilgisi yoktu ve arkadaşı bunu Jimin'e sorduğu an Taehyung zaten anlamıştı. Jimin'in suratında ona Yoongi'nin kolundaki izleri sorduğu zaman olan ifadenin aynısı oluşmuştu, suçlu olanın kendisi olduğunu belirten ifade. Ama diğerleri bu ifadeyi anlamamışlar ve onun genç adamı korumaya çalıştığını sanmışlardı, oysa Taehyung çoktan Jimin'in yaptığını anlamıştı. Sadece ona yem atmak istemişti, belki oğlan kendi kendine itiraf eder ve konu kapanır diye. Ama ortaya yem atmak daha da sorun çıkarmıştı. Zaten bu da kendisinin en iyi yaptığı şey değil miydi? Neredeyse inanılmaz dereceye gelene kadar sorun çıkarıp durmak? Ve şu anda kendisi sayesinde arkadaşlık zincirleri büyük bir kopma tehlikesi altındaydı.

Brotherhood | [Türkçe Çeviri]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt