Bölüm 24: Yakala Beni

363 43 101
                                    

***

HOSEOK GÖZLERİNİ AÇTI VE bir anlığına kafası karıştı, gördüklerini anlaması için zihni uykudan dolayı fazla bulanıktı. Ama sonra nerede olduklarını hatırladı ve bir anda yük vagonunun zemininde değil, bir otel odası yatağında yattığı kafasına dank etti. Yatağı Taehyung'la paylaşıyordu ve onu göremiyordu ama pek tabii hissedebiliyordu. Oğlan önünde uzanıyordu, kafası yastık yerine çarşaftaydı ve suratını Hoseok'un göğsüne gömmüştü. Arada tişörtü olsa da Hoseok onun nefesinin sıcaklığını hissedebiliyordu. Yastığında hafif bir çöküklük vardı, aslında orada yatmış ama sonradan yastık yerine onun göğsünü kullanmayı tercih etmiş olmalıydı. Hoseok açık mavi kumaşı dikizledikten sonra kafasını hafifçe hareket ettirdi ve sonra oğlanın saçlarını çenesinin altında hissetti. Oğlan kendisine neredeyse yapışmış durduğu için yataktan çıkması zor olacak gibiydi. Birkaç saniye sonra başka bir şey daha hissetti, bacaklarının üstünde sanki başka birisi varmış gibiydi.

Hoseok aşağı bakabilmek için kafasını kaldırdı, bu sırada Taehyung'u uyandırmamaya çalıştı. Gördüğü manzara beklenmedikti, Jungkook yatağın ucunda kıvrılmış bir şekilde uzanıyordu ve ikisinin bacaklarının üstüne yatmıştı. Pek rahat gözükmese de oğlan hala uykudaydı, dizlerini kendine çekmiş ve dün gece Namjoon'un verdiği yastığa sıkıca sarılmıştı. Aslında oğlan, her ne kadar boyu fazla uzun gelse de odanın karşısındaki eskimiş kanepede yatmaya gönüllü olmuştu ama yine de bir ara Hoseok'ların yatağına gelmiş olmalıydı. Acaba uyumakta zorlanmıştı ve küçücük uca sıkışacak olsa da onların yanında yatmak mı istemişti? Bu Hoseok'a birkaç gün önce nasıl Taehyung'u yatağın ucuna kovduğunu hatırlattı, nasıl herkes kafayı sıyırmadan önce, oysa şu anda yatağını onunla sorunsuzca paylaşıyordu.

Çünkü şu an sarhoş değil, diye düşündü, bu sırada kıpırdanıp Taehyung'u uyandırmamak için bir gülüşünü bastırmak zorunda kaldı. Bu da bir sebepti ama asıl sebep oğlanın en azından hislerini itiraf etmesi ve artık açılmış olmasıydı. Hoseok bildiğine göre artık ona güvenebileceğini düşünüyordu, artık Taehyung onu en olmadık zamanlarda aptala yatarak öpmek ve dokunmak yerine en azından önce bir konuşurdu. Geçtiğimiz birkaç ayda oğlanın ördüğü garip yumak nihayet çözülmüştü ve Hoseok bununla gelen bir rahatlama hissetti. Çünkü onunla herhangi bir konuda konuşmak iyice zorlaşmıştı; bu yüzden Xanax aldığını da ona söylememişti. Ve bir şeyi Taehyung'a söyleyemiyorsa kime söyleyebilirdi bilememişti, o yüzden kendine saklamıştı. Ama şimdi böyle bir şey için endişelenmesine gerek yoktu, sadece her şeyi birbirlerine anlattıkları için değil, aynı zamanda artık oğlan da hislerini açıp garip durumu kırdığı için: bir taşla iki kuş.

"...mm uyumak istiyorum." Arkasından uykulu bir mırıldanma ve Seokjin'e ait olan bir gülme sesi geldi. En büyükleri Namjoon'a gülüyordu çünkü muhtemelen kendisi uyanmıştı ve genç adamı da kaldırmaya çalışıyordu ama Namjoon istemiyordu.

"İyi, beş dakika daha." Yatak örtülerinin yumuşakça sürtüşme sesi geldi ve sonra arkadaşı odanın içinde yürüyüp banyoya gitti. Hoseok kendini Taehyung'un kollarının esaretinden kurtarmaya çalıştı ve oğlan uykusunda sesler çıkarıp kıpırdandığı sırada kalkıp oturdu. Taehyung suratını onun göğsünden kaldırıp sırtının üstüne yuvarlandı ama ayakları diğer oğlanın ağırlığıyla sabitlendiği için tam dönemedi.

"...ne be?" Taehyung da kafasını kaldırıp ayak ucuna baktı. Jungkook'un görüntüsüne gözlerini kıstıktan sonra kafasını geri yastığa koyup kolunu da göz maskesi gibi gözlerinin üstüne koydu.

"Berbat gözüküyorsun." dedi Hoseok sırıtarak ve oğlanın dudaklarının köşesi kıvrıldı. Banyodan yumuşak bir şarkı mırıldanma sesi ve sonra çatıya vuran yağmur gibi porselen küvete çarpan suyun sesi geldi. "Rahat uyudun mu?"

Brotherhood | [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin