Bölüm 15: Kemikleri ve Ses Duvarını Kırmak

379 44 71
                                    

***

TAEHYUNG GÖZLERİNİ AÇTI VE birkaç saniye önündeki görüntüye baktı, Jungkook'un kafasının arkasını gördü; dağınık siyah saçlarını, anten gibi kalkmış birkaç tutamını ve içinde uzanıp onları düzeltmek için büyük bir istek oluştu. O yüzden tek eliyle uzandı ve üstüne hafifçe bastırmaya çalıştı, yerinde tutmak için birkaç kere denedi. Oğlan uykusunda mırıldandı ve hafifçe kıpraştı ama dönmedi ya da uyanıp ne olduğuna bakmadı. Taehyung onun kalkmış saçlarını düzeltip tatmin olduktan sonra tekrar sırtının üstüne uzandı ve kafasını çevirip öteki tarafa baktı. Yanında yüzü dönük bir şekilde Hoseok yatıyordu, tek kolu önüne katlanmıştı ve diğeri de hafifçe ikisinin arasındaki boşluğa uzanıyordu. Saçları çok da dağınık değildi, daha çok kaşlarına doğru dökülmüştü. Taehyung onları geri taramayı düşündü ama şu anda onu rahatsız etmek istemiyordu. Onun yerine sadece o tarafa doğru bedenini çevirdi ve bir anlık onu inceledi.

Hoseok uyurken çok huzurlu gözüküyordu ve Taehyung onun bayılmasının üzerinden sadece bir gün geçmiş olmasına inanmakta zorlandı. Hepsi aptal haplar yüzündendi tabii ki, arkadaşlarından durumun öyle olduğunu duymaya ihtiyacı yoktu. Geçen birkaç gün içerisinde oğlanın onlardan birden fazla aldığını izlemişti, alması gerekenden fazla, ama ona bir şey söylememişti çünkü yaptığının yanlış olacağını düşünmüştü. Kendisinin farkında olduğu ama çok da umursamadığı problemi olan alkolle ilişkisini göze alırsak, bağımlılıklar hakkında konuşması biraz ikiyüzlülük olacaktı. Ama bir yandan da oğlan bayıldığından beri bunu dile getirmeyerek büyük bir hata yaptığını hissediyordu, ya da en azından diğerlerinden birine söyleyip onların ilgilenmesini sağlayabilir ve işi daha az kötü gösterebilirdi. Ne yazık ki öyle olmamıştı, korkak bir tavuk gibi davranmıştı ve olanlardan bir parça kendini sorumlu hissediyordu. Eğer bundan sonra onu daha fazla alırken görürse dikkatli olacaktı, yine de henüz onu tekrar ilaç şişesinin etrafında görmemişti. Belki aradan birkaç gün geçmesini ve kimsenin farkında olmayacağı bir zaman haplardan almayı bekliyordu ama Taehyung öyle olmadığını umdu.

Bir ya da iki dakika sonra arkadaşı nefesinin altından yumuşak bir ses çıkararak kımıldandı ve göz kapakları hafifçe titreşerek açıldı. Gözüne düşen saçlarının ardından ona baktı ve sonra iç geçirdi.

"Birilerinin beni seyrettiğiyle ilgili garip bir rüya gördüm..." diye mırıldandı Hoseok ve onun alayıyla Taehyung sırıttı. "Ve şuna bak, resmen içime doğmuş." Bacaklarını uzatıp düzleştirdi. "Ne kadar süredir bunu yapıyorsun?"

"Sadece bir dakikadır," Taehyung açıkladı ve bu diğer oğlanı yumuşakça güldürdü, anlaşılan kendisine inanmamıştı. "Sadece bir dakika yemin ederim, hepsi bu."

"Beni tüm gün seyredebilirsin sanıyordum?"

"Seyredebilirim ama sonra beni döversin." Taehyung yanıtladı ve Hoseok ona genişçe sırıttı. Bunun üzerine Taehyung uzandı ve onun saçlarını geriye doğru taradı, parmak uçlarının altında ipek gibiydiler. En azından böylece onun suratını daha net görebildi, gözlerini ve kaşlarını, aynı zamanda dokunduğunda yumuşacık olacakmış görünen alnını. Arkadaşının saçlarını düzeltti ve sonra elini geri çekebilmek için tüm iradesini kullandı. "İyi misin?"

"Ah..." Hoseok iç geçirdi. "Bilmiyorum, bu biraz geniş kapsamlı bir soru." Taehyung ona başının ağrıyıp ağrımadığını sordu ve Hoseok kafasını salladı, birkaç tutam saç tekrar kaşlarına döküldü. Taehyung buna sevindi çünkü tekrar uzanıp onları geri yatırabilecekti. "Başım ağrımıyor ama doğrusunu söylemek gerekirse pek iyi hissetmiyorum. Umarım kötü bir gün geçirmem..."

"Kötü gün?" Taehyung sordu, bu sefer elini geri çekmeden onun saçlarıyla oynamaya devam ederek. Arkadaşı kendisini durdurmadı ve o da bunu iyi bir işaret olarak algıladı.

Brotherhood | [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin