Bölüm 18: Ben Yanındayım Dostum

384 49 85
                                    

Mükemmel bir bölüm için, iyi okumalar diliyorum :)

***

PANJURLARI AÇTIĞINDA YOONGİ'NİN fark ettiği ilk şey gökyüzünün değişik bir gri tonunda olmasıydı. Geçtiğimiz iki hafta içinde seyrek birkaç parça dışında pek bulut olmamıştı, gökyüzü kavurucu güneşin tüm ışığını ve sıcaklığını geçirebilecek kadar açıktı ama bugün farklıydı. Bugün gökyüzü turist broşürlerindeki fotoğraflar gibi parlak bir mavi değildi, daha soluk bir halde de değildi, barut renginde gibiydi; kapının hemen dışındaki beton yollar gibi. Yoongi tek gezen bir bulut görmedi, ya da birkaç tane ayrı ayrı, onun yerine ufuk çizgisine doğru süzülen koca bir küme gördü. Nedense bu görüntü ona garip bir şekilde huzursuzluk verdi ama düşünse de sebebini bulabilecekmiş gibi görünmüyordu. Sanki havanın böyle olması kötü bir şeyler olacağına işaretti ama neden bilmiyordu. Birkaç gündür olanları göz önüne alınca, kötü işaretlerin gelmekte biraz geç kaldığını düşündü.

"Neye bakıyorsun?" Yoongi refleks olarak oğlanın sesiyle şaşkınca irkildi ve omzunun üzerinden dönüp baktığında Jimin'in dudaklarının yumuşak bir gülümsemeyle büküldüğünü gördü.

"Havaya." diye yanıtladı utanmış görünmemeye çalışarak. Bu saatte birilerinin uyanabileceğini düşünmemişti ve oda arkadaşları daha kıpırdanmaya başlamadan kalkıp hazırlanmıştı. Yine de pencereden dışarı bakmaya dalmıştı ve Jimin onu şaşırtmıştı. Odanın içinde hızlıca bir göz gezdirdiğinde Namjoon'un hala tekli yatakta uyuduğunu gördü ve Seokjin'in de uyuyup uyumadığını merak etti.

En hafif deyimiyle, önceki gün hareketli geçmişti. Yoongi şehir merkezindeki parklardan birini temizleyerek geçirdiği birkaç saatlik işten sonra geri dönmüştü ve Hoseok'un minik bir isyan çıkardığını duymuştu, Seokjin odada yokken ve Jungkook onu yalnız bırakmışken otel odasından kaçmaya çalışmıştı. Oğlanın böyle tepki verecek kadar bir şeye üzüldüğü ya da sinirlendiği açıktı çünkü normalde yapacağı şey değildi, bu yüzden Yoongi neden öyle bir şey yaptığını merak etmişti. Sebebi ise Hoseok'un haplarını araması ve her nedense bulamamasıydı. Kimse ona böyle söylemese de Yoongi sebebinin bu olduğunu biliyordu. Önceden ne olur ne olmaz diye zaten onları çantasından almalarını önermişti ve Seokjin ona bunun yanlış olacağını söylemişti, ama görünüşe bakılırsa birileri onlardan önce davranmıştı. Yapan her kimse, Yoongi onu öpmek ve şükranlarını sunmak istiyordu. Oğlan anlamasa da ona yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Bir bağımlılıkla mücadele etmek normal şartlarda bile kolay değildi, o yüzden Hoseok'un bu halde tek başına altından kalkmasının imkanı yoktu. Yine de olanlar zavallı arkadaşının tüm akşam boyunca yatağa kıvrılıp kalmasına yetmişti, yerinden kıpırdamamıştı, konuşmamıştı, kimsenin sorusunu bile cevaplamamıştı. Sadece örtüsünün altına girmiş ve Taehyung'un da yanına, yatağın kenarına oturmasına izin vermişti ve Yoongi'nin bildiği kadarıyla tüm gece o pozisyonda kalmış olmalıydı çünkü ondan sonra Yoongi biraz uyumak için kendi odalarına dönmüştü.

Gece boyunca Seokjin'in onların odasında kalma fikri ise Seokjin'den değil, Jimin'den çıkmıştı. Aslında oğlan bunun harika bir fikir olacağını söylemiş ve resmen Seokjin'i odalarını değiştirmeye ikna etmişti. Hepsi Hoseok içindi tabii ki ama yine de Yoongi bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu hissediyordu. Jimin arkadaşı kötü bir durumdayken onun etrafında olmak mı istememişti? Kendi kafası yeterince yorgun olduğu için? Namjoon onun üzerinde bir sürü sır saklıyor olabileceğini söylemişti ve şimdi Yoongi de öyle olduğuna inanmaya başlıyordu. Yoksa sadece yardımcı olmaya çalışmıştı ama biraz fazla mı ısrarcı gözükmüştü? Ya da bunun önceki sabahki patavatsız şakadan sonra, sarhoş bir Taehyung'un etrafında bulunmamak istemesiyle bir alakası olabilir miydi? Yoongi onun aklı başında değilken neler saçmalayabileceğini hayal edemiyordu, sarhoşken Taehyung'un mutlu olmaktan çok sinirli olduğunu bilecek kadar uzun zamandır onu tanıyordu. Arkadaşı muhtemelen ona kendi kalpsiz babasını hatırlatıyordu ve Yoongi onu uzak durmak istiyorsa suçlayamazdı, ama yine de durumun bunlarla alakası olup olmadığından emin değildi.

Brotherhood | [Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now