21. BÖLÜM

17.5K 423 262
                                    

"Oğlum, hadi evinize gidin. Orada daha rahat edersiniz." dedi. Sadece "Tamam." dedi babam. Dedemi de zor durumda bırakmak istemiyordu. Dedem dahi bunu yapıyor, benden çekinip evinden kovuyorsa ne yapabilirdim? Hiçbirşey hissetmiyordum. Neyim olduğunu dahi bilmiyordum. Gecenin bir yarısı; babam, annem ve ben atladık arabaya; kendi evimize doğru sürdük arabayı. Eve geldik; salonda oturuyoruz hepimiz. Annemle babam yalnız bırakmadılar o gece. Ancak insan onlar da; uyuyakalmıştık üçümüz de. Taa ki saat yine 02:30'u gösterene kadar...

Yine o kabusu gördüm: hava kızıl, güneş yok. Üniversite okuduğum şehirdeki evdeyim. Camdan aşağıyı izliyorum, aşağıdan ilginç sesler geliyor. Sonra arkamı dönüyorum ancak bu sefer farklı bir şey vardı: Atakan'ın yüzünü görüyordum. Gözleri masmavi, siyah dişleri ve upuzun saçları var. Bana baktı ve hiç unutmadığım o iki cümleyi söyledi: "İl hüvel, illa bin zitr." o masmavi gözlerini bana dikip bunları söyledi. Konuşamıyordum. Sadece o masmavi gözlerine, o uzun saçlarına, kararmış dişlerine bakıyordum...

Babamın sesiyle uyandım. Annem ve babam başımda bağırıyorlardı. Kalktım "Ne oluyor?" dedim. "Oğlum iki saattir Arapça bir şeyler söylüyorsun. Korkuttun bizi." dediler. "Baba, yine aynı kabusu gördüm. Biri bana iki cümle söyledi." dedim. "Bıçağın nerede oğlum?é dedi babam. "Arabada kalmış baba." dedim. "Siz annenle oturun; ben getiriyorum hemen ama asla yanından ayırma bir daha." dedi.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Where stories live. Discover now