52. BÖLÜM

10.9K 290 85
                                    

Sofraya oturduk. Kimseden çıt çıkmıyor; sadece yemek yiyoruz. Yemekten sonra da dedemden pek ses çıkmıyor sanki benim orada olmamı istemiyor gibiydi. Yatsı vaktinden sonra üst kata çıktık; annem babam ve ben. Oturuyoruz üçümüz üst katta. Annem, hocadan alıp ona verdiğim kağıdı, poşetle kaplatıp zincir takmış. “Al oğlum tak bunu boynuna.” dedi. Aldım taktım. Atakan’ın verdiği kolye ise elimde duruyordu.

Annemin dizine yattım. Babam karşımda oturuyordu. Herkes kafasından bir şeyler düşünüyordu. Bu huzurla uyuyakalmışım. Yine kabuslar peşimi bırakmıyordu. Üzerimde bir ağırlık var. Yine üniversitedeki evimizdeyim. Direkt kalkıp pencereye koştum. Hava kırmızıya çalan bir kızıllıkta, dışarıda her yer alev alev yanıyor. Sokaklarda hiç insan yok. Arkamı dönüyorum; Atakan bana bakıyor. Ancak bu sefer benden çekiniyor gibi. Boynumdaki hocanın verdiği şeye bakıp, eliyle çıkarmamı işaret ediyor.

“Hayır!” diyorum. Arapça bana kızıyor, bağırıyor. Anlamıyorum. Tek anladığım; hocanın verdiği şeyi çıkarıp, onunla gitmemi istediği. Kapıdan bana bakıyorlar “Gel.” diyorlar. “Boynundakini çıkar; gel, bize katıl.” diyorlar. O kadar cezbedici ki çıkarıyorum. Onlara doğru gidiyorum… Babamın sesiyle irkildim. Uyurken boynumdakini çıkarmaya çalışıyormuşum. Arapça yine kendi kendime bağırarak konuşuyormuşum. Ter içindeydim yine.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin