94. BÖLÜM

8.1K 205 62
                                    

“Oğlumu o halde görünce kahroluyordum adeta. Fiziken oğlumdu ama ruhen o gitmişti. Sanki başkasıydı benimle konuşan. Bayılmışım o görüntüyü görünce. Daha sonra uyandığımda arkadaşlarım yanımdaydı. İşte; o güne dek bu kadar kendimi ilime bağlamamıştım lakin tek varlığım; oğlumu, o halde görünce işim gücüm onlar oldu.” dedi. “Peki gelininiz bu mevzuyla alakalı mı?” dedim. “Mevzunun ta kendisi oğlum!” dedi. “O gece; gelinimin soyundan gelenler oğlumu o hale getirenler.” diyordu.

“Oğlunuzu gördünüz mü bir daha?” dedim. “Gördüm oğlum. Gelinimle beraber geldiler.” Anlatmaya devam ediyordu… “Sen hiç onların düğününü duydun mu oğlum?” dedi. “Hayır hocam. Anlatın.” dedim. “Anlatayım.” dedi. Hocam onların düğünlerini anlatmaya başladı. “Oğlum iyi dinle! Nasihatlerime kulak ver. Ormanlık ve ıssız birtakım alanlardan taplu halde geçerler. Bazı bölgeler onların yolları üzerindedir. Düğünlerini de böyle yerlerde yaparlar. Eğer bir gün yalnızken böyle bir düğün alayı görürsen bir gariplik hissedersen bu düğün alayı fazla sessiz ise yüzlerinde garip bir ifade ve bir duygusuzluk var ise sakın ola bakma o tarafa! Kendi yolundan git. O alaya takılıp gitme.” dedi.

“Tamam hocam.” dedim. Ama bu telkinden sonra yalnız kalmaya korkuyordum ki halen yalnızken geceleri bir yere gitme konusunda çekincelerim olur; düğünlerini göreceğim diye. “İşte benim kendi oğlum da onların arasına katılmıştı. Her zaman tembih ederdim, bu konuda uyarırdım ama nefsine hakim olamayıp onlara bakmış ve oğlumu almışlar.” dedi. “Bu benim suçum; onu yalnız yollamamalıydım. Lakin ben de onlardan, oğlumu almalarına karşılık, ‘gelinim’ dediğimi aldım.” dedi.

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Where stories live. Discover now