92. BÖLÜM

8.1K 201 10
                                    

“Oğlum, bundan 37 sene evveldi. Daha dün gibi hatırlıyorum. Benim gözümün nuru bir evladım vardı. Annesini doğumda kaybettik. Hem analık hem de babalık yapıp, gözümden sakındım. O da bana can yoldaşlığı yapardı. Çok üstün bir ahlaka sahip, karakterli bir çocuktu. 21 yaşındaydı o sene. Beraber oduna gidiyorduk sık sık. Benden daha iyi bir oduncuydu o yaşına rağmen. Yine bir gün, oduna ihtiyacımız vardı lakin ben hasta yatıyordum.

‘Oğlum bugün sen git.’ dedim. Sağ olsun beni hiç kırmazdı. Derhal baltasını sırtına yükleyip, oduna gitti. Ancak normalde dönmüş olması gereken saate göre hayli gecikince başına bir musibet gelmesinden korktum. Akşamın ilk ışıklarıyla beraber, hasta halimle köyden birkaç ahbabımın kapısını çalıp, ormana aramaya gittik. Gaz lambaları vardı o zamanlar; elektrik ne arasın? Aldık elimize gaz lambasını evladımı arıyoruz…

Ormanda hepimiz farklı yönlere dağıldık ki oğlumu daha kolay bulalım. Gaz lambasının verdiği azıcık ışıkta, ilerideki bir ağacın karşısında ayakta dikilip, hareketsizce ağaca bakan bir insan silueti fark ettim. Yaklaştıkça daha net belli oluyordu. Evet; bu oğlumdu…  Aceleyle yanına vardım. ‘Oğlum!’ dedim ses vermedi. Hala ağacın dibindeydi ve ağaca bakıyordu. Arkası bana dönüktü. ‘Oğlum!’ dedim ikinci kez. Yine ses vermedi. Adeta bir heykeldi. Taştandı sanki. En ufak bir kıpırtı yoktu. Hiçbir tepki vermiyordu. Omzuna dokunmamla büyük bir hızla yüzünü bana dönmesi bir oldu. Tam yüzünü görecekken kayboldu… Ama ben yüzünü görmüştüm..

BÖLÜM SONU
Devam Edecek

Şeytan-ı Racim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin