27. Bölüm "Seranta Krallığı" Part 2

897 117 517
                                    

Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın ♡

Keyifli okumalar ♡

Zehirli parmakların boynuma dolandığını hissediyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zehirli parmakların boynuma dolandığını hissediyorum. Kaybedecek vaktimiz artık yok.

27. Bölüm: Seranta Krallığı, Part-2.




Ben kendimi kaybettim.

Bir labirentin içine girdiğimi görmeden sadece yürüdüm.

Ben yolumu kaybettim.

İçine girdiğim labirentte yönümü bulamadım.

Ben ışığımı kaybettim.

Yönümü kaybettiğim labirentin karanlık duvarlarında asılı kaldım.

Ben çok yara aldım.

Asılı kaldığım duvarlardan kurtulmak için parmak uçlarımı feda ettim.

Ben kaos ve büyünün elçisi ve başlangıcı olandım. Her şeyden kurtulduğum gibi içinde bulunduğum labirenti kendimle beraber yok ettim.

Ben kendimi amaçlarım uğruna kaç kere feda etmiştim, sayısını bile bilmiyordum. Yine kendimi feda etmem mi gerekecek, düşünmeden yapardım. Asla geri adım atmak olmazdı. Geriye bir adım atmak demek, uçurumdan düşmek demekti. Ben o arımı atamayacak kadar geç kalmıştım. Bu yüzden ileriye doğru yürümek zorundaydım. İlerlediğim yolu güzelleştirmek için çaba sarf etmem gerekiyordu. Yapacaktım, biz yapabilirdik de.

"Saldırmalıyız," diyen kişiye döndüm. Tyler etrafımızda tur atan atlılara bakıyordu. Ben de aynı şekilde düşünüyordum.
"Hayır, saldırmıyoruz," diyen Werosim'e dönüp bakmak istedim. Sesi öyle kesin ve net çıkmıştı ki, Tyler ile birbirimize baka kalmıştık.
"Evet," diyerek ona destek çıkan Nola'ya da baktım.

Yeniden önüme dönüp sessizliğimi korudum. Bana kalırsa saldırmalıydık. Neden bu dürtü içime düşmüştü onu bile bilmiyordum. Sadece saldırıp her yeri yok etmek istiyordum.

Werosim,
"Kraliçe ile görüşmek istiyoruz." Sesi yüksek ve gür çıkmıştı. Adamlar bunu umursamayıp etrafımızda dönmeye devam etti. İçimde git gide büyüyen sinir dalgasına engel olamıyordum. Werosim gerildiğini belime sardığı kolundan anlıyordum.
"Yeter, durun artık!" Öyle bir bağırdım ki, sesimin bu kadar yüksek ve güçlü çıkacağını tahmin edemiyordum. Birden duran adamlara burnumdan soluyarak bakıyordum. Bana şaşkın bir şekilde bakan Nola ve Tyler'ın bakışlarını hissetsem bile umursamadım. Werosim konuşurken nasıl olurda onu dinlemezlerdi? Peki, cidden benim sinirlendiğim konu bu muydu?
Neden aklım bu kadar karışıktı ve bu kadar öfke dolu hissediyordum?

SİRİNA (Final Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin