28.Bölüm "Kaos ve Büyünün Elçisi"

912 110 396
                                    

Bu bölüm: -senayilmazz- 'a ithaf edilmiştir💜

Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın ♡

Keyifli okumalar ♡

İşler o kadar karıştı ki içinden çıkamıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İşler o kadar karıştı ki içinden çıkamıyorum.

28. Bölüm: Kaos ve Büyünün Elçisi.

İnsanların zihni çok derin ve değişikti. Bazen içinde bir hazine gibi sakladığı kelimeleri o kadar çok birbirine karıştırırdı ki işin içinden çıkmak imkansız gibi görünürdü.

Belki de biz insanların en büyük kusurlarından biri; anlamı olmayan şeylerden bir anlam çıkarmaya çalışmak olurdu. Öylesine söylenmiş sözlerde bile öyle çok anlam ve sebep arardık ki artık baş ağrısı yapmaya başlardı.

Benim zihnimde ucu bucağı gözükmeyen o kadar çok düşünce vardı ki sonu yoktu. Beni sıkıyordu, başımı ağrıtıyordu. İşin içinden çıkamıyordum. Zihnim kaldıramadığı için kan ağlıyordu. Zihnimden taşamayan kanlar, kar tanelerine karışıyordu. Kar taneleri kan kırmızısı bir renge bürünüp zihnime yağıyordu. Zihnim, soğuk bir mezarlıktı. Zihnim, içinden çıkamadığım bir zindandı. Zihnim, kaybolduğum bir labirentti. Ve ben bunca şeyin arasında sıkışıp kalan biriydim.

"Sakin olmaya çalış. Bizimde sana göstereceğimiz şeyler var," diyen kişiye dönmedim. Gözlerimi hala kraliçeye dikmiş bir şekilde bakıyordum. Sanki gözlerimi ondan çekersem ters bir harekette bulunacaktı ama o sadece bana bakmakla yetiniyordu.
"Sirina," ağlak bir sesle bana seslenen Nola'ya göz ucuyla baktım. Hala Tyler'a yaslı bir şekilde yarı baygın duran Werosim'i de görmem ile derin bir nefes aldım.

İçimdeki öfke durdurulamaz gibi gözükse de Werosim'i yeniden görmem yeterli olmuştu. Önce hala havada süzülen bedenim durdu. Ayaklarım yavaşça yere değdi. Uçuşan saçlarım sırtıma ağır ağır inmeye başladı. Derimi parçalayacak gibi zorlayan damarlar belirginliğini kaybetse bile hala parlaklığını ve yerini koruyordu. Bunlar yaklaşık on dakika sürmüştü. Öfkemin çabuk tutuşması kadar sönmesi de kısa sürüyordu. Belki de en iyi özelliklerimden biri de buydu.

Son defa kraliçeye baktım. Onun arkasında yeni fark ettiğim yaşlı kadına yüzeysel bir bakış atıp Werosim'e yöneldim.

Hızlı adımlar ile yanına gidip boştaki kolunu tuttum. Zorla açmaya çalıştığı gözleri ile bana bakmaya çalışıyordu. Yüreğim burkulurken elimi yüzüne koydum.
"Sirina," sesi çıkmamıştı. Sadece dudakları ismimi zikrekmek adına kıpırdamıştı.
"Buradayım, senin yanındayım." Onun duyabileceği bir şekilde sesimi yükselttim. Omzumun üstünden kraliçeye baktım.
"Eğer sizi dinlememi istiyorsanız, kocama her ne yapmışsanız bunu düzeltmenizi istiyorum." Bu dediğimi kraliçe baş sallayarak onayladı.
"Elbette bunun için size yardım edeceğiz. Akşam yemekten sonra konuşacak halde olursunuz," diyen kraliçeye ters bir bakış atıp önüme döndüm.

SİRİNA (Final Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin