5.Bölüm "MÜTTEFİK"

4K 322 321
                                    

Bu dünya fazlası ile gaddardı, Werosim.
Bu yüzden yaşamak istemiyordum.

5. Bölüm: Müttefik.

Soluk soluğaydım, koşuyordum. Kime veya neye olduğunu bilmeden. Sadece yüreğimi zorlayan bir korku vardı. Bir yere yetişmeye çalışıyordum. Birinin ölmemesi için çaba sarf ediyordum.

Ölmemesi için çaba sarf ettiğim her kim ise yüreğimde öyle bir ağırlık yapıyordu ki; onun ölmesi demek, benim ölmem demekti.

Biraz daha hızlandım. Ayağımın altında ezilip ses çıkaran kuru dallar ve yapraklara aldırmadım. Kurumuş ağaçların dallarının yüzümü, kolumu çiziyor oluşuna aldırmadım. Sadece yetişmem gerekiyordu.

Avucum kadar olan kalbim göğüs kafesimi daha fazla zorlarken, boğazımda bir çığ gibi büyüyordu. Kalbim artık zor nefes alan boğazımda atıyordu. Boğazımdan aldığım hırıltılı nefesler yankı yapmaya başladı. Beni duyuyorlardı. Geldiğimi biliyorlardı. Daha hızlı olmaya çalıştım. Çünkü O'nu öldürebilmek için büyülerini daha hızlı yapmaya çalışıyorlardı.
'Hayır,' diye fısıldadım. Fısıltım gök yüzünde çakan şimşeğin sesine karıştı.
Az önce güneş yok muydu? Hangi ara yağmur yağmaya başlamıştı?

Damlalar yavaş yavaş yüzüme, vücuduma damlamaya başladı. Islanıp yüzüme yapışan saçlarımı hınçla geriye ittim. Yağmur hızımı yavaşlatıyordu.
Büyü yapmaya çalıştım. Yapamadım. Büyüm işe yaramıyordu.

Son güç kırıntım ile yağmura inat daha fazla koşmaya çalıştım. Onları gördüm sonra. Onları görmem ile güçsüz düşen dizlerim beni daha fazla taşıyamadı, birbirine dolaşan ayaklarım yüzünden de yalpalayıp yere düştüm. Çıplak olan dizim, kuru dallar ve taşlar yüzünden yara içinde kaldı. Onlara baktım. Kırmızı pelerin giymiş yedi kişi çember oluşturmuşlardı. Çemberin ortasında görmediğim biri vardı. Ayin yapıyorlardı. O kişiyi öldürmeye çalışıyorlardı. Bunu düşünmem ile kalbime apansız bir ağrı girdi. Yetişmeye çalıştığım kişi çemberin ortasındaki kişiydi.

Ayağa kalkmaya çalıştım. Elimin içine girdiği çamur, katılaşıp elimi içine hapsetmişti.
'Hayır,' diye fısıldadım yeniden. Benim kurtulup, O'nu da kurtarmam gerekiyordu.

Yedi kırmızı pelerinli adam büyülerine daha yüksek sesle devam etmeye başladılar. Bu olamazdı. Kurtarmam gerekiyordu.

Yedi kırmızı pelerinlilerden biri bana döndü. Gözlerini görmem ile içime öyle bir korku, umutsuzluk düştü ki çaresiz kala kaldım. Gözleri normal değildi. Gözleri ateştendi, yanıyordu. Daha fazla bakamadım. Başımı yukarıya kaldırdım. Yağmur dinmiş ay çıkmıştı.

Aya baktım. Yarım hilalin etrafını bir yılan sarmıştı. Yarım hilalin etrafındaki yılan bana bakıyordu.
Gözlerimden yaşlar boşalmaya başlarken bütün gücüm ile,
'Hayır,' diye avazım çıktığı kadar bağırdım.

SİRİNA (Final Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin