10. Bölüm "KEHANET"

2.5K 213 425
                                    

Lütfen oy ve yorumlarınız ile bana destek olun❤
Yorum yapmıyorsanız bile oy verin. Emeklerimin karşılığı olarak, bunu bana çok görmeyin...

Keyifli okumalar💜

Bazen bazı şeyler sonumuz olabilir.
Dikkat et!

Dikkat et!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

10. Bölüm: Kehanet.

Bir kadının düşünde, zihninde, kıvrak hareketlerinde, bakışlarında... sayamadığım birçok uzvunda ve hareketlerinde bir sürü anlam gizliydi. Özellikle bazen bir bakış bin kelimeye bedel oluyordu.
Öyle bir bakış oluyordu ki, sanki içinizdeki her şeyi deşip gözlerinizden dışarıya akıyordu. İçindeki harlanan duygular dinmeden bu döngü durmak bilmiyordu. Ve ben bakışlarımın şu an öyle olduğuna kanım üstüne yemin edebilirdim.

Kadının evinden çıktığımızdan beri bu böyleydi. İçimde harlanan duygular durulmak bilmiyordu. Bu ise sadece sinirlenmeme sebep oluyordu.

"Sirina yarım saatten fazladır bu ormanda gezinip anka kuşunu arıyoruz ve sen tek kelime bile etmedin. Seni kızdıran şey ne?" Arkamdan gelen ve etrafını sürekli şahin gözleri ile tarayan Werosim Efendi sonunda konuştu. Omuzlarımı umursamazca yukarıya kaldırıp indirdim.

Elimin arasında olan ve okşadığım saç tutamına baktım.
"Sence yangın saçlarıma ulaşmasına rağmen neden yakmadı?" Tuttuğum kızıl tutamı bırakıp ağaçların tepelerine bakmaya başladım. Güneşin batmasına en fazla üç saat vardı.
"Canını sıkan şey ne Sirina?" Werosim'in başka sorusu ile dişlerimi birbirine bastırdım. Kendimi kontrol etmem imkansız gibi gözüküyordu. İçimi kavuran sinire rağmen gayet sakin bir şekilde konuşmaya devam ettim.
"Sence bu kadın bana ne içirdi de tadı bu kadar iğrençti?"

Derin bir nefes alıp seslice bıraktı.
Onun sabrının sınırlarını fena bir şekilde zorlamaya başlamıştım. Ve bu, az da olsa neşelenmeme sebep oldu. Resmen onun moralinin bozulması bana zevk vermişti! Kesinlikle, deli olmaya doğru adım adım yürüyordum.
"İçindeki kasveti bende hissediyorum Sirina. Lütfen, canını sıkan şey ne?"

Lütfen mi demişti o az önce? Sana kibarlık neymiş öğreteceğim dağ ayısı merak etme.
Püfleyip yanımdaki ağaca elimi yasladım. Fazlası ile yaşlıydı.
"Sence biz bu anka kuşu yaratığını falan ne zaman buluruz?" Sorusuna başka soruyla cevap vermem onu çatlatıyordu. İşte bende bunu hissediyordum.
"Hem o evden çıkarken yanımıza yiyecek bir şeyde almadık. Ben akşama kadar çok acıkırım." Aç aç nasıl arayacaktım şu anka kuşunu? Açken tek derdim yemek bulmaktı. Ve şu anka kuşunu bulduğumuzda fazla aç olursam, kesinlikle onu kesip yerdim.

SİRİNA (Final Oldu)Where stories live. Discover now