1

38.3K 2K 1.3K
                                    

Sırtım duvara sertçe çarparken yere düştüm. Acıyla yüzümü buruştururken ellerimi yere koyarak doğrulmaya çalıştım.

"Sonradan dönüşmüş biri olarak yalnızca bizim kanımızı kirletiyorsun."

Aşağılayıcı ve keskin ses tonu alıştığım bir şeydi. Kendi kendimi dönüştürmemiştim. Beni dönüştüren de kendi kanından biriydi sonuç olarak.

Sonradan dönüştürüldüğüm için fazla güçsüz kalıyordum. İnanın bu o kadar sinirimi bozuyordu ki kontrolden çıkmaktan deli gibi korkuyordum bazen.

Yorulmuştum. Öylece yere bakıyorken başım eğik olduğu için başımın arkasındaki yaradan akan kan şakağıma kadar ıslak bir yol çizmiş ordan da bir kısmı yere damlarken diğer kısmı gözüme doğru süzülmeye devam etmişti.

"Jungkook iyi misin?" Diye sordu birden emin olmayan ses tonuyla.

Endişeli ses tonu benimle dalga geçiyormuş hissi vermişti. Kafamı hafifçe ona çevirdiğimde kan gözüme doldu ve ordan burnuma doğru yol aldı.

Aurasındaki renkler ve yüzündeki ifade yüzünden benimle alay etmediğini anlarken bunu saçma bulmuştum.

Ayağa kalkamıycak kadar başımın döndüğünü farkettiğimde kendimi geriye bıraktım. Sırtımı duvara yaslarken onun kararsız ifadesinde dolaştırdım gözlerimi.

"Nasıl olduğumu sorman seni komik duruma düşürüyor. Bundan hoşlanmazsın. Sınıftan çıkarken kapıyı da kapatır mısın?"

Ona karşı ne olursa olsun kaba davranmazdım. Zira o safkandı. Gözlerine bakmanız bile ölmeniz için bir sebep olabilirdi.

"Seni iyileştirebilirim." Dedi.

Bilincimin kapanmaması için çabalarken neden bu kadar endiselendiğini çözememiştim. Yine de bundan rahatsız olarak ayağa kalktım her zamanki gibi. İyi olduğumu(!) göstermek için.

Rahat bir tavırla yanından yürürken aslında her an bayılacak gibi hissediyordum.

Yanından geçip sınıftan çıkarken kırmızıya dönen gözlerine bakmamaya çalıştım. Yine de ondan nefret ederken cama vuran yansımasına bakmaktan da kendimi alamadım.

Bana zorbalık yapmak dışında benimle hiç bir şekilde muhattap olmayan Kim Taehyung. Kusursuzdu. Nefes kesiciydi. Yüzü afallatıcak güzellikteydi.

Elimi yavaşça duvara koyarken yere akmak üzere olan kanı bir el yakaladı.

Kafamı kaldırıp bakacakken aniden üzerine yığılmamla beni çabucak tutmuştu.

Yugyeom. Kendisi gücünün egosuna kapılmamış bir soyluydu. Kafam göğsüne doğru düşerken gözlerim kapandı.

...

Uyandığımda yaralarım iyileşmişti. Damağımdaki tat Yugyeom'un kendi kanını içirdiğinin bir kanıtı olabilirdi.

"Daha iyi misin?" Diye sordu.

"Hiç bir şeyim olmadığını biliyorsun." Dedim gülümsemeye çalışarak.

"Jungkook ben engel olmak isterdim ancak biliyorsun isminin bile ağza alınması yasakken karşısına dikilemem."

"Teşekkür ederim. Beni iyileştirmene bile gerek yok biliyorsun."

"En azından bir şeyler yapabilmeliyim." Dedi.

Safkanlar çok nadirlerdi. Nadir oldukları kadar da güçlülerdi. Onlara hiçbir şekilde baş kaldıramazdınız.

"Derse git sen. Ben üstümü değiştireceğim." Dedim kırmızı gözlerine bakarak.

Tonight Is The Night I Die ~TaekookWhere stories live. Discover now