30

7K 804 139
                                    

Üzerime geçirdiğim ceketle yüzüklerime ilerledim. Onları teker teker parmaklarıma dizerken arkamda duran Taehyung'un bakışları sürekli olarak üzerimdeydi.

Kafamı sağa yatırırken gözlerimi kapattım sakince. Ellerimi açıp kapatırken başkalarına zarar vermemesi ve baskılamaması için tuttuğum enerjimi serbest bırakmaya başladım. Anında kırmızı enerjim etrafımı sararken kesik bir nefes verdim.

Kirlenmiş kırmızı enerjim bana yardımcı olmazdı. Ancak altın çiçek her şeyi sıfırlayacaktı.

Kendi enerjimde boğuluyor gibi hissetmem normal değildi sanırım. Derin nefesler alırken kafam önüme düştü. Ellerimi masanın yanlarına koyarken dilim yanağımın içinde gezindi.

"İyi misin?"

Kafamı salladım. Alıştığım kendi yoğun enerjimle kafamı kaldırırken Taehyung'un önüne ışınlandım. Dudaklarımızı birleştirirken bizi konseyin önüne getirdim.

"Benim yapmam gereken şeyler var. Konsey bittiğinde gelirim."

Araştırmaya gidecekti. Bir şey bulamazdı. Belki anneme giderse küçük bir ihtimal. Gerçi annemin içeride olduğunu hissediyordum.

Konseyin tahta kapısını açıp içeri girdim. Bazılarının çoktan başları önüne düşmüştü. Bu enerjiye dayanamıyorlardı.

Artık onlarla böyle oynayacaktım. Fazlasıyla karşı çıkmışlardı. Siba'yla göz göze gelirken umursamadan merdivenlerden cıkmış ve en öndeki koltuğa oturmuştum. Sesini çıkarmayacaktı.

Bacak bacak üstüne atarken çoğu kişinin üzerinde kısaca gezdirdim gözlerimi.

"Hoşgeldin Jungkook." Dedi Siba direk beni hedef alırken.

"Pek hoş karşılanmadım."

Tek kaşı kalkarken çenesi kasıldı. Sonrasında bu durumu boşvererek olaylara geçti.

"Bir yasak çiğnendi. Büyücü ve vampir melezi bir çocuk doğdu tam bir hafta önce."

Bugüne kadar kesinlikle izin verilmeyen bir şeydi bu. Taehyung'un fikrini merak ediyordum. Ancak onun da beni destekleyeceğini biliyordum.

"Getirin." Dedi Siba sağına dönerek. Sonrasında o aile getirildi. Büyücü kadın, vampir adam ve kucaklarındaki minik erkek melez.

"Bu bebeği öldüren biz olacağımız için günahkar olan da biz olacağız. Ancak en büyük günahı onlar işlediler ve yasak bir meyve geldi dünyaya."

Bu anlamsız süsü bile bozuk olan cümleler normalde olduğundan da saçma gelmişti. Günah? Bunu kimsenin umursadığı yoktu. Ayrıca o yasak meyve dedikleri ırk büyücülerin soyunun tamamen yok olmasına engel olacaktı.

Vampirlerin odaklanma ve kontrol etme yeteneği çok yüksekti. Eğer bu büyüler onlarda olsaydı çok daha iyi kontrol ederdi büyücü ve cadılardan. Bu yüzden küçük melez çok da baskın olmayan büyücü kanını oldukça iyi  kontrol ederek bir kaç yüzyıl içerisinde gerçekleşecek büyücü kanının tamamen yok olmasına engel olacaktı.

Daha çok vampir ve büyücüden melez doğmalıydı. Çünkü biz safkanlar yollarımızı yanlış çizmiştik. En önemlisi benim kanımdan bir çocuk olmayacaktı. Böyle bir gücü kendimde bitirerek gidecektim bu dünyadan. Belki de en çok bundan nefret etmişti konsey üyeleri. Haklılardı. Onları yüz üstü bırakmıştım. Bana verilen görevde gidip düşmanıma aşık olmak pek akıl kârı değildi.

"Büyücü ve vampir melezlerini bundan sonra idam etmeyeceğiz." Dedim sakin bir ses tonuyla.

Herkes bu karşı çıkışla bana dönerken siba küçümseyici bir tavırla baktı.

Tonight Is The Night I Die ~TaekookWhere stories live. Discover now