Tonight Is The Night I Die ~Taekook

19

Bir kutlama. Asırlar sonra bu üç düşman ırkın bir araya gelerek zaman geçirdiği ilk geceydi. İçkiler içiliyor deli gibi dans ediliyordu.

Büyücülerin ırkı hiç bir şeyi umursamadan deli gibi icip eğlenirken kurtlar ve vampirler her zamanki gibi gereksiz bir üstünlük çabasındaydı.

Sarhoştum. Damarlarımda dolaşan Taehyung'a ait vampir zehri sarhoş olmama çok uzun bir süre engel olmuştu.

Gidip kusacak ve biraz daha içecektim. Taehyung'la bu güzel gece de bir kere bile gözlerimiz kesişmemişti. Sadece Jennifer'la ilgileniyordu. Jennifer ve iki ailede bundan memnundu.

Jimin ve ailesi katılmamıştı. İyileşmeleri gerekiyordu. Yalnız sayılırdım.

Hafif dengesiz adımlarla kimseye çarpmadan kendimi tuvalete atmayı başardığımda bir şeyleri algılamam uzun sürmüştü.

"Y-yapma. İstemiyorum."

Kadının ağlayan ve titreyen sesi gözlerimi açmama neden olurken olayı anlamam uzun sürse de geç kalmış sayılmayabilirdim.

Onu duvara lavobaların olduğu duvara çarparken sarhoş olduğum için biraz fazla kullandığım büyü yüzünden tüm duvar adeta kırılarak kurdu salonun ortasına fırlattığımda çeşmelerden sular fışkırmaya başlamıştı bile.

"Sen ne hakla bir kadına dokunabiliyorsun?" Diye âdeta bağırırken vitanın ağlayan sesi hala kulağıma doluyordu.

Delta sinirli bir şekilde yürüyorken kesinlikle sinirden kurda dönüşüp az önce firlattığım kurdun üstüne atlamasını falan beklemiyordum.

Bir kaç adım gerilerken yerde parçalanan kurdu herkes büyük bir şaşkınlıkla inceledi.

Tamam ilk defa parçalanan bir beden görmüyordum. Hızlıca arkama dönüp vitaya ilerledim.

"İyi misin?" Diye sordum önüne geçerek deltayla ikisini daha fazla görmemesi için.

Kafasını onaylar ifadeyle sallarken hala ağlıyordu.

"Sakin ol. Bir şey yok." Diye mırıldandım.

Omzumdan tutulmamla geri çekilirken delta büyük bir hızda vitaya sarıldığında ruh eşleri olduklarını öğrendim.

Bu gülümsememe neden olurken bizlerin farkedemedigi feromonlar vitayı sakinleştiriyor olmalı ki vita ağlamayı kesmişti.

Bu sevimli gelmişti.

Islanmaktan üstüme yapışan gömlek rahatsız ederken saçlarımdan damlayan sular yüzüme düşüp duruyordu. Birileri büyüyle suyu durdurmayı bu kadar geç akıl etmiş olsa da arkamda hissettiğim ruhla oraya döndüm.

Gözlerime nefretle bakıyorken dudaklarımı yaladım. Üstüme gelmesiyle refleksle kaçarken onun bana dokunmayacağı gerçeğini sarhoş halim pek bilmiyor gibiydi.

Sonrasında kurtların terk etmesiyle geçmişti balo. Büyücüler bu durumu gram umursamayarak ortalığı birkaç büyüyle temizlemiş ve eğlencelerine devam etmişlerdi.

Aksi beklenemezdi. Bir köşede oturuyorken dizime dokunan elle ona döndüm. Min Jae'yi görmem gülmeme neden olurken onu kucağıma aldım. Bu kıkırdamasına neden olurken dudaklarımı yanağına bastırıp gözlerimi kapadım.

"Hyung seninle evlenmek istiyorum. Sen çok güzelsin."

"Ben de seninle evlenmeyi tercih ederim yakışıklım."

Bu onun gülmesine neden olurken beş yaşında olmasına rağmen benden daha güçlü oluşu garip hissettiriyordu. Elimden tuttuğu gibi koşmaya başlarken mecburen ben de onun peşinden ilerliyordum.