16

7.1K 896 161
                                    

Ayini Taehyung'un ağzından anlatmak istedim çünkü Jungkook'un doğasıyla ilgili gerçek düşüncelerini duymamız gerek bence.

Kim Taehyung

Bir cadı gergin olduğu yüzünden bile belli olurken pelerinleri dağıtıyordu. Siyah pelerini herkes gibi giyerken bunun nedenini bilmiyordum ancak bir çeşit tören olduğu için reddedemiyordum da.

Jungkook ortalıkta yoktu ve enerjisini falan da hissedemiyordum. Onu ilk defa ayin yaparken görecektim. Bunca kişiyi yönetecekti. Açtığı kapıyı gelenleri geri göndererek kapatacaktı.

Başaracağından şüphem yoktu ancak tüm bunlar bittiğinde yanımda kalması için hiçbir neden olmayacaktı. Onu görmek için bahanelere ihtiyacım vardı. Eğer safkan bir büyücü olmasaydı onu zorla yanımda tutabilirdim. Neden onu yanımda tutmak istiyordum onu bile tam bilmiyordum gerçi.

Jennifer yanıma gelerek koluma tutundu. Gözlerim ona dönerken yüzündeki ifade alaylıydı.

"Neden basit bir büyücünün yaptığı hatayı hepimiz kapatmak için kendimizi tehlikeye atıyoruz?"

"Kont bunu uygun gördü."

"Bu onun haklı olduğunu göstermez. Yalnızca gitmek istiyorum. Enerji çok rahatsız edici." Dedi yüzünü buruşturarak.

Bu konu da haklıydı. İçerisi kara büyü yapan kişilerin kirlenmiş enerjileriyle doluydu. Bu hissettiğim enerjiyi Jungkook'ta hissetmiyordum. Jungkook'tan çok yoğun bir enerji bile hissetmiyordum gerçi. Yeterince güçlü olmadığını düşünmeme yol açtığı zamanlar oluyordu.

Kapılar açıldığında boynunda zincirlerle içeri değişik bir varlık girdi. Tanımlayamazdım. Yalnızca 2.5 metre boylarında olduğuna emin olduğum oldukça korkunç bir yaratıktı resmen.

Vampirler tarafından sıkıca tutulmuştu zincirler. Büyücüler ve cadılar onun kaçmamasını sağlıyordu. İçerideki enerji dahada gerilirken bu şeytanın daha da güçlenmesini sağlıyordu.

Kapılar kapanırken Jungkook ortalıkta hala yoktu. Zincirler deponun dört bir yanına bağlanırken Jungkook'un tavanı deldiği yerden şeytanın üzerine ay ışığı vuruyordu.

Kapılar tekrar açıldığında içerisinin tüm enerjisi değişti. Boğuluyormuş gibi hissettim. Ben bile böyle hissederken yere düşen bir kaç kişinin sesi şeytanın aniden hırçınlaşmasının çıkardığı sesler yüzünden yeterince dikkat çekmemişti.

Jungkook'tu. Yanında Siba,kont ve Jimin vardı. Üzerindeki siyah pelerin yüzünü tamamen örtmüştü ve kafası eğikti. Enerjisi öylesine kirliydi ki bundan rahatsızlık duymuştum.

Tüm bu hissettiğim enerjiden çok daha yoğun ve bunaltıcıydı.

Zincirleri deli gibi çekiştiriyorken bunun nedeni tamamen jungkook'tu. Onun başaracağını bildiği için hırçınlaşmıştı.

Jungkook'un en başa geçmesiyle herkes pelerinin şapkasını kafasına geçirmeye başladı. Ben de buna uyarak herkes gibi şapkayı geçirerek yüzümü örttüm.

Şeytanın kalın sesi iç ürperticiydi. Sürekli bir şeyler söylüyor ve bağırıyordu. Latinceyi öğrenmem gerektiğini kesin olarak farkettiğim anlardan biriydi. Jungkook'ta bazen bu dilde konuşuyordu ve ben merak ediyordum.

Işıklar kapatılarak tüm mumlar yandığında enerji yükselmişti. Bunun nedeni benim göremediğim ancak burdaki çoğu büyücü ve cadıların gördüğü ruhların ve ifritlerin toplanıyor olmasıydı.

Jungkook onları çağırıyordu. Onlarda geliyorlardı. Gerçekten garip bir andı. Jungkook'u görmek deli gibi istiyordum.  Ne hissettiğini bilmek, korkuyorsa onu burdan kaçırıp götürmek istiyordum.

Tonight Is The Night I Die ~TaekookWhere stories live. Discover now