6

11.1K 1.1K 405
                                    

"Jungkook. Uyan. Konsey Başkanı seni görmeye geldi."

Gözlerimi zar zor açtım.

"Halim yok." Diye mırıldandım güçlükle.

"Yatıyor olman onun için sorun değilmiş. Gelecek odana." Dedi.

Kafamı salladım gözlerimi geri kapatırken.

Uykuya tam geri dalıyorken yatağın çökmesiyle gözlerimi açmak zorunda kaldım.

Sıcak eli alnımdaki saçları çekerken nazikçe okşadı.

"Jungkook iyi misin?" Diye sordu.

"Sürekli garip rüyalar görüyorum." Dedim.

Gelecekle ilgisi yoktu. Yalnızca sürekli korkunç rüyalar görüyordum. İrkilerek uyanıp duruyordum. Bu durumda beni daha fazla yoruyordu. Bir haftadır kendimi toparlayamamıştım. Bu yatakta ölü gibi yatıyordum. Annem yalnızca beni bir kere yıkamak için banyoya götürmesi ve günde bir kere tuvalet dışında yataktan çıkmıyordum. Gelip yemeğimi yediriyor benimle ilgileniyor ve beni yalnız bırakıyordu.

"Jungkook düşündüğümüz gibi olmadı. Şeytan isteğimizi yerine getirmiyor. Kimseyi yok falan etmiyor. Herkesin ona tapmasını sağlamaya çalışıyor. Herkes kötü rüyalar görmeye başladı. Boyut kapısı açık kaldı. Ruhlar dünyaya geri dönüyor. Jungkook... biz bir felaketin başlamasına sebep olduk. Hiç kimse karşı koyamıyor. Ruhlar vampirler, kurtlar ve bizlerle uğraşıyor. İnsanları rahatsız ediyorlar. Konseyler birleşecek. Bu çarşamba. İki gün var. Safkan olarak sende katılacaksın. Endişelenme bizim yaptığımız bilinmeyecek. Tanrının bizlere cezası olarak düşünüyor diğer türler. Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Ancak senin o salonda olmaman dikkat çeker. Toparlanmak zorundasın."

"Yeni bir ayinle halledebiliriz. Şeytana kurbanlar veririz. Geri dönmesini sağlarız." Dedim yarı açık gözlerle.

"Şeytanla aranda bir bağ var değil mi? Önce bu bağı koparmalıyız ki özgür kal." Dedi.

"Vampir akademisindeki kütüphanede bununla ilgili bir şeyler bulabiliriz." Dedim ve öksürdüm. Eli sırtıma doğru kayıp hafifçe okşadı.

"Halledeceğiz. Endişelenme. Sana bir şey olmasına asla izin vermem. Bunu takmalısın. Seni biraz daha iyi hissettirecek."

Elindeki gümüş rengindeki kelepçe tarzı tasmaya baktım.

"Yine de ne kadar işe yarar bilmiyorum. Çarşamba günü gelmeden hemen önce tak. Buraya bırakıyorum. Elimden şimdilik bu geliyor. Şeytanla arandaki bağı koparıp senin enerjini kullanmayı bırakmasını sağlayana kadar bu tarz şeylerle idare etmelisin." Dedi.

Kafamı salladım.

"Teşekkür ederim." Diye fısıldadım.

"Çok güçlüsün Jungkook. Çok fazla..." Dedi ve ayağa kalktı.

Yeniden uykuya dalmam bir dakika bile sürmemişti muhtemelen.

...

Bir yerden düşme tehlikesiyle uyanırken elimi yavaşça kalbime götürdüm. Korktuğum için yine çok hızlı atıyordu. Günlerden çarşambaydı. Taehyung'la karşılaşacaktım. Olayların bu yönde gelişmesini beklemiyordum. Hayalim ona üstünlük taslayarak önümde diz çökmesi falandı. Bense bir buçuk haftadır bu yatakta yarı baygın bir şekilde yatıyordum. Şeytani kontrol altında tutamadığımı bile çok fazla düşünme fırsatım olmamıştı.

Annem duş almamda yardımcı olurken sürekli öpücükleri ve konsey başkanına küfürlerini dinliyordum.

"Kan içmem lazım." Dedim iç çamaşırımı giymiş bir şekilde yatağımda oturan anneme ilerlerken.

Tonight Is The Night I Die ~TaekookWhere stories live. Discover now