5

12.1K 1.2K 564
                                    

"Artık gitmelisin." Dedim ona dönerek.

"Bu kutsal ana şahit olamayacak mıyım?"

"Seni öldürür. Enerjisel olarak bedenin buna dayanamaz."

"Ölmek istemiyorum." Dedi birden.

Ölüme olan korkusuna güldüm. Ben de korkardım ölümden. Bu yüzden acıyı hissetmek benim için sorun değildi. Acı beni canlı hissettiriyordu.

"Gitmelisin." Dedim.

Kafasını sallayarak birden koşmaya başladığında gözden kaybolmuştu bile.

(Tüm sözler ve hareketler tamamen uydurmadır.)

Dudaklarımı yaladım. Keyifliydim. Elimdeki siyah ciltli, sayfaları sararmış kitabı sıkıca tutuyordum.

Sonrasında buraya gelen bir vampire baktım.

"Jungkook. Böyle bir yere gecenin bir vakti çağırman ne güzel sürpriz." Dedi alayla.

"Değil mi?" Diye sordum kafamı havaya kaldırıp tüm parlaklığıyla parlayan aya bakarken.

"Ölmek istiyor olmalısın." Dedi bana doğru yürürken.

"Hayır. Sizlerin ölmesini istiyorum." Dedim gözlerimi ona çevirirken.

Gözlerimin kırmızıya döndüğüne emindim.

Vampir aniden kaskatı kesilirken bana şokla baktı.

"S-sen..."

"Dilin tutuldu gibi." dedim alayla gülerken.

"Bu mümkün değil." Dedi.

"Kabul edelim biz büyücüler sizlerden çok daha iyi rol yapıyoruz."

Ay tamamen gökyüzüne yükseldiğinde olayı geciktirmenin bir anlamı olmadığının bilincinde olarak siyah kadife kutuyu elime aldım. Kapağını kaldırdığımda ayın ışığının vurduğu gümüş hançer parlıyordu.

Ucundaki yakut taşı hançere özel bir aura sağlıyordu.

Elimi vampire doğru uzattım. Anında bana doğru gelip elimin arasına boynu yerleşirken elimi omzuna koydum ve onu dizlerinin üzerine çökmesini sağladım.

Beş mum etrafımıza dizilirken yeşil çimlerin olduğu toprakta oyuklar oluştu.

Ben bir büyücüydüm. Safkan bir büyücüydüm. O akademideki şeylere katlanmamın tek sebebi bizden alınmış bu kitabı geri almaktı. Soojin başarılı olamamıştı. Öldürülmüştü. Taehyung'sa bana kendi elleriyle yardımcı olmuştu.

"Deam luna Selene, vampire sacrificantes in conspectu me nocte."
(Ay tanıçası Selene, bu gece senin huzurunda bir vampir kurban ediyorum)

Sözleri söylerken aynı zamanda hançeri vampirin boynunda kaydırmaya başlamıştım derin bir şekilde.

"Volo unum."
(Bir şey istiyorum.)

"Aliquam lunae leguntur hac nocte."
(Bu gece ayı kırmızıya boya."

Kırmızı enerjim parlarken vampirin boynundan akan kan yerde oluşan yollara doluyordu. Kan, toprakla aynı seviyede olana kadar doldu. Tüm mumlara ulaşarak pentagram yıldızını oluşturduğunda mumlar yanmaya başladı. Ateşin sıcaklığını hissederken gözlerimi kapatıp enerjinin artmasını sağladım.

İsteğim geri çevrilmezdi. Jenerasyonun en güçlü sihirli varlığı olarak bir ayin yaparsam bunu tanrı bile geri çevirmezdi. Çünkü onlardan istiyordum. Zayıf olduğumu kabul ederek tanrılardan istiyordum. Elbette geri çevrilmezdi.

Tonight Is The Night I Die ~TaekookWhere stories live. Discover now