10

9.3K 1K 275
                                    

"Uyumam gerek ama yalnız kalmak istemiyorum bu evde Taehyung." Dedim gözlerim kapanırken.

"Korkuyor musun?" Diye sordu.

"Basit bir vampiri bile büyüsüz halledemiyorum. Korkmam için yeterli değil mi?" Diye sordum.

"Şeytanla bağın kesildiğinde korkmak zorunda kalmayacaksın." Dedi benim yanıma yatarken.

"Biliyorum. O zamana kadar beni korur musun?" diye sordum daha o bana yaklaşmadan ben ona yaklaşıp kafamı göğsüne koyarken.

"Ya bunlar da bir rolse Jeon?" Diye sordu.

"Şu ana kadar oynadığım hiçbir rol bu kadar gerçek olmamıştı Tae." Dedim.

Bebekken her defasında mırıldanılan şarkıyı hatırlamanın rahatsızlığıyla uykuya dalarken bu sefer rüyalarımın hedefi gelecek değil de geçmiş olmuştu.

...

"Daha iyi misin?"

"Hayır değilim. Daha da kötüleşiyorum." Dedim güçsüzlükle.

"Jungkook araştırmaya başlamamız lazım. Kütüphaneye gitmeliyiz." Dedi.

"Bana yardımcı ol." Diye mırıldandım.

Yataktan kalktı. Beni de kolaylıkla kaldırırken ayakta duran bedenimi kendisine yasladı. Alnımı omzuna koyarken belime doladığı kolu her zamanki gibi sıkıydı. Aslında bu kadar sıkı olmasına gerek var mıydı emin değildim. Yine de bu sahiplenici tutuş hoşuma gidiyordu. Garipti ancak gerçekti.

Şuan onun kolu arasından hiçbir güç beni alamazdı. Bunu bilmek garipti. Ona ait hissettiriyordu.

Kütüphaneye geldiğimizde karşımızda olan vampirle göz göze geldik. Gözlerini sonuna kadar açmış bize bakıyorken elimi öne doğru uzattım. Boynu anından elime gelirken zihnine girip anılarını değiştirmem saniyeler sürmüştü.

"Niye enerjini harcıyorsun?" Diye sordu Taehyung kulağıma eğilerek. Belimdeki kolunu çekse artık fena olmazdı sanki.

"Güçlerin sana özel kalmalı." Dedim.

Belimdeki kolu yavaşça çekilirken karşımdaki vampirin boynunu bıraktım. Gözleri açılırken Taehyung'u görür görmez önünde eğildi.

"Çık." Dedi Taehyung tek kelimeyle.

Bana acıyan gözlerle bakıp kütüphaneden çıktığında göz devirdim. Taehyung'un bana zorbalık yapacağını falan düşünmüş olmalıydı.

"Ne tür bir kitap arıyoruz tam olarak?" Diye sordu Taehyung.

"Şeytanlarla ilgili bir şeyler. Eğer diğer kitabı o almasaydı onun içinde bununla ilgili bir bilgi olduğuna eminim." Dedim  kitaplıkların arasına ilerleyip gözlerimi gezdirirken.

O da başka bir yere giderken yavaştım. Kendimi sürekli yorup duruyordum. Sınırı geçersem ölmem kaçınılmaz olurdu. O zaman şeytan tamamen özgür olurdu.

Kütüphanenin kapısı açıldığında dikkatim dağıldı.

"Jeon Jungkook'un kokusu değil mi bu?" Diye sordu bir numaralı zorbalarımdan.

"Demek ki derslerden kaçtığın yer burasıydı ufaklık."

Adım seslerini dinledim elimdeki kitabı okumaya devam ederken.

Yanıma kadar geldiğinde hala tepkisizdim. Burnu enseme sürterken mırıldanır gibi sesler çıkardı.

Gülümsedim. Elimi yana doğru uzattım. Gümüş oldukça ince uçlu bir hançer belirirken bebekliğimden aşina olduğum şarkıyı mırıldanmaya başladım.

Tonight Is The Night I Die ~TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin