25. "Karanlığa Teslim"

80 9 0
                                    

"Öyle bakmayın yüzüme," diyerek karşımda duran adamların gözlerinin içine baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Öyle bakmayın yüzüme," diyerek karşımda duran adamların gözlerinin içine baktım. "Halkın içine karışıp olaylara onların gözünden bakacağım." Suratlarında onaylamaz bir ifade belirdiğinde, başımı iki yana sallayıp ayağa kalktım ve kararlı bir şekilde konuştum. "Sizden izin almadım, bugün bu işi yapıyorum."

Toplantı odasından çıkarken ardımda inatçı bir erkek grubu bırakmıştım fakat ne düşündükleri umurumda değildi. Sabah onlara halkın içine gizli bir şekilde karışıp neler konuşulduğunu duymak istediğimi söylemiştim ve hepsi bu fikre karşı çıkmıştı. Oysa onlara sorduğumu hatırlamıyordum; bir kraliçe istediği şeye tek başına karar verebilmeliydi.

Eğer bu krallığı en iyi şekilde yönetmem bekleniyorsa içinde yaşayan insanları yakından tanımalı ve ne şartlarda yaşadıklarını bilmeliydim. Üstelik hakkımda ne düşündüklerini bilmeyi istiyordum ve bunu öğrenmenin en iyi yolu aralarına karışmaktı. Bendis ve Kayra bunun tehlikeli olduğunu söylerken birkaç danışman da erken olduğundan bahsetmişlerdi. Erken değildi, beni hâlâ yetersiz gördüklerini biliyordum ve bunu tersine çevirmek istiyordum. Ayrıca tüm gün kalede durarak bir işe yaradığımı da sanmıyordum, tek yaptığım kendime oyalanacak bir şeyler bulmaya çalışmaktı.

Odama çıkan merdivenleri hızla aşıp kendimi içeriye attıktan sonra birkaç saniye olduğum yerde durdum ve mideme doluşan hisleri bastırmaya çalıştım. Dün gece Kayra ile sabaha kadar konuşmuştuk ve sonra birlikte uyumuştuk. Üstelik Kayra durmasa aramızda çok daha büyük bir yakınlaşma olacaktı ancak benim kendimden emin olmadığımı düşündüğü için durmuş ve bana zaman tanımıştı. Bu kadar ince düşünceli olduğu için mutluydum ancak yaşadığım hislerin doruk noktasında olması ve eğer o kendine hâkim olmasaydı aramızda geçecek olan şeylerin derecesi yanaklarımı kıpkırmızı yapmaya yetiyordu.

Uyuduğum kısa uykuda, içinde Metis'in olduğu rüyalar görmeyi de ihmal etmemiştim. Gözlerime son bakışı, zihnimin ve bilinçaltımın her köşesine asılmış bir tablo gibiydi. Göğsü kan içindeyken ve kılıç etine saplanmışken karşıma dikilmiş ve bana bakarak ''Katil!'' diye bağırmıştı. Sıçrayarak uyanmıştım ve olanların rüya olduğunu anlamam birkaç dakikamı almıştı. Uyandığımda Kayra yanımda yoktu fakat bunun sebebinin kimseye görünmeden ortadan kaybolmak istemesi olduğunu biliyordum çünkü birileri onu odamdan çıkarken görseydi dedikoduların önünü alamazdık. Aramızda yaşanan şeylerin ciddi ve sağlam olmasını istediğimden, söylentilerin ve fısıltıların üzerimize gölge yapmasını istemiyordum.

Düşüncelerimi bir baş hareketiyle dağıtıp aklımın ücra bir köşesine sıkıştırdıktan sonra dolabıma gittim ve şehirde dikkat çekmeyecek bir kıyafet aramaya başladım ancak terziler her gün bir öncekinden daha gösterişli kıyafetler dikiyordu benim için. Tam vazgeçip kızlardan bir şeyler isteyecektim ki dolabın en köşesinde duran siyah elbise ve pelerin dikkatimi çekti, uzanıp elime aldığımda bunların Arkita'dan gelirken yol üstünde bir yerden benim için aldığımız giysiler olduğunu fark ettim. Kayra ile bir dükkâna girmiştik, o günleri hatırlamak buruk bir tebessümün dudaklarımda kendine yer bulmasına neden olmuştu. Bir bilinmezliğe doğru geliyordum ve korku bir damar gibi bedenimi sarmış, içinde gezen kana da endişeyi bulaştırmıştı. Kötülüğü tattığımı sanıyordum o zamanlar ancak şimdi aradan geçen onca zamana baktığımda en büyük kötülüğün insanın kendi içinde olduğunu ve en büyük zararı kendimize verdiğimizi görüyordum.

VESTA SERİSİ I- Kırık Kilitler (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin