18. Bölüm: "Kurtarılması Gerekenler"

1.4K 130 55
                                    

🌙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙

Soğuk.

Gözlerimi açtığımda hissettiğim ilk şey soğuk olmuştu. Donuk gözler gözlerime değdiği anda, yüzeyini buz kaplamış bir gölün üzerindeydim ve o buz çatlayarak beni içine çekmişti. Gördüğüm tek şey buydu; buz mavisi gözler, gözlerine adını veren renk gibi soğuktu ve baktığı an iliklerime kadar üşüyerek uyanmıştım. Kim olduğunu bilmiyordum fakat o gözleri unutamayacaktım; kim bu kadar soğuk bakabilirdi ki?

Yataktan kalkıp pencereye doğru ilerledim ve göğü yaran şafağı izlemeye başladım. Rüyaların bir anlamı olduğunu biliyordum. Bunu bana kanıtlayan birçok şey yaşamıştım fakat kafama takacağım onlarca derdim varken bir de gördüğüm rüyaları düşünerek kendime işkence etmek istemiyordum. Bir anlamı varsa bile o anlam beni bulacaktı, düşünerek zihnime işkence etmeyecektim.

Kayra, Arkita'ya doğru gidiyordu ve orada neler olacağını kestiremiyordum. Haber vermeyi ve önlem almalarını istiyordum ancak onlara ulaşabileceğim hiçbir yol yoktu. Burası bambaşka bir dünyaydı; teknoloji yerine büyüler, kanunlar yerine efsaneler vardı. İsyan başlattıklarında her şeye hazırlıklı olduklarını varsaymak dışında elimden gelen bir şey olmadığı için çaresiz bir şekilde beklemek zorundaydım. Birilerine zarar gelecekti ve içimdeki ses mantığıma baş kaldırmış bir hâlde değer verdiğim insanların o birilerinin içinde olmamasını umuyordu. Bu bencilceydi, biliyordum.

Odamın kapısının usulca açıldığını hissederek arkamı dönerken kalbim deli gibi çarpmıştı fakat gelenin Bendis olduğunu gördüğümde derin bir nefes alabilmiştim. Her seferinde Metis geldi diye korkmak çok yorucu olmuştu fakat vazgeçemiyordum. Geldiğim yerden kalan bir alışkınlıkla parmağımı üst dişlerime bastırıp damağımı yukarı kaldırdığımda yaptığım harekete kaşlarını çatarak baktı ancak umursamadı. Kapıyı aynı özenle kapattıktan sonra içeri girdi ve dün akşamdan beri yanmakta olan gaz lambasını kapatıp yanıma geldi. Gün doğmak üzereydi fakat içeriye sızan ışık odayı aydınlatmak için yetersizdi.

"Kapıdaki muhafızı nasıl atlattığınızı anlamıyorum." diye söylendim. Benim, başımı dışarı uzatmaya bile iznim yoktu ancak onlar istedikleri gibi odama girip çıkabiliyorlardı. Bu haksızlık demek isterdim fakat başımda o kadar çok haksızlık vardı ki bu ufak bir detay olarak kalıyordu.

"Kendimi bildim bileli bu kaledeyim," diye homurdandı. "Bırakta istediğim yere girebileyim."

Omuz silktim ve geliş amacını anlatması için beklemeye başladım. Onu tanıdığım kadarıyla boş konuşmayı seven bir adam değildi ve lafı dolandırmıyordu.

"Bir şeyler buldum," diye mırıldandı duyulmasından korkarak. "İlk geldiğin zaman seninle konuşan büyücü kadınla konuştum. Bana, o gün arenada farklı bir şeyler hissettiğinden bahsetti. Meydanı koruyan on iki büyücüden birinin ihanet etmiş olabileceğini ancak kimin yaptığını bulmanın zor olacağını söyledi."

VESTA SERİSİ I- Kırık Kilitler (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin