5. Bölüm: "Arkita"

3.9K 264 41
                                    

               

               

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arkita

🌙

Nerede olduğumu bilmediğim, sık ağaçlar dışında hiçbir şey göremediğim bir ormanın içinde çıplak ayaklarıma batan acıya her adımda yenisini ekleyerek koşuyordum. Ciğerlerim aldığım aceleci nefeslere yetişemiyordu; birkaç dakikaya iflas bayrağı çekeceklerine emindim.

Sanki ardımda beni kovalayan bir şey vardı; koşmuyor, peşime düşmüyor, beni yavaşlatmıyordu. Ama ondan kaçtığımı, daha önemlisi ondan kaçmam gerektiğini biliyordum. Öylesine bastırılmaz bir his yükseliyordu ki boğazımdan; ayaklarımı bu yolda bıraksam yinede kaçardım ondan.

Kan ter içindeydim.

Gücüm tükenmiş, çarptığım dallar her yanımda kesikler açmıştı. Nihayet durmam gerektiğini hissettiğimde yemyeşil bir gölün yakınındaydım. Göle yansıyan ağaçlar usta bir ressamın elinden çıkmış güzel bir tabloya benziyordu ve insana huzur veriyordu. Ağır adımlarla göle yürüdüm ve sanki az önce delice koşan ben değilmişim gibi bir sakinlikle göle girdim. Su bel hizama ulaştığında durdum ve başımı gökyüzüne kaldırıp gökyüzünde özgürce uçan kışları izledim. Hür ve mutluydular. Bir insan bu hayattan başka ne isterdi ki?

"Her hayatın amacı hür ve mutlu olmak değildir," Duyduğum ses her hücremi eş zamanlı titrettiğinde arkamı döndüm ve tanıdık sesin sahibine özlem dolu gözlerle bakmaya başladım. Babam gölün yakınında durmuş beni izliyordu. Burnumun direği özlemle sızlarken koşup ona sarılmak istiyordum ancak bir şey bana engel oluyordu. Ne kadar koşarsam koşayım ona ulaşamayacak gibi hissediyordum.

"Her insan özgür ve mutlu olmayı ister," dedim söylediğim şeye inandığımı belli eden tok bir sesle. "Tutsaklar mutlu değildir baba."

"Özgür insanların tümü mutlu mu sence?" diye sordu başını yana eğerek. Üzerinde beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı. Onu son hatırladığım zamandaki gibi görünüyordu.  Söylediği şeye verecek bir cevabım yoktu; özgür insanların tamamının mutlu olmadığını biliyordum.

"Asıl mutsuz olanlar hayattaki amacının ne olduğunu bulamayan insanlardır Vesta. Bir amacın yoksa, bir rotan da yok demektir. İstediğin kadar özgür ol, gideceğin yeri bilmedikten sonra ne anlamı var ki?"

Kaşlarımı çattım. Bana bunları neden söylediğini bilmiyordum. Benim bu hayatta bir amacım vardı; okulumu bitirecek, üniversite kazanacak ve başarılı bir yazar olacaktım. Elimden daha fazla ne gelirdi ki? Babama doğru bir adım attığımda durgun su hareketlenmiş ve bulanıklaşmıştı. Bir adım daha attığımda sudaki hareket şiddetlenmiş ve durmak zorunda kalmıştım.

"Sen hayata geliş amacını buldun Vesta." Sesi uzaktan geliyordu ve görüntüsü siliniyordu. Gitmesine izin veremezdim. Beni bir kez daha bırakamazdı. Sudan çıkmak için hızla hareket ettiğimde suyun beni içine çekmek üzere olduğunu farketmek yavaşlamama sebep olsada durmak yerine daha çok çabalamaya başlamıştım. Dibe batıyordum ve babam benden uzaklaşıyordu. Kaybettiğim hayatların acısı bir kez daha ruhuma mühürlenirken gözyaşlarım suya karışıyordu.

VESTA SERİSİ I- Kırık Kilitler (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin