1.4

8.5K 641 187
                                    

Instagramın mesajlar kısmından birçok mesaj geliyordu fakat aktif olduğum bir saatte oldukça popüler birinden mesaj gelmesi beni şaşırtmıştı.

jacksonwang852g7: tanışalım

Bu bir klasik hareketti fakat diğerleri gibi "tanışmak ister misin"den ziyade direkt "tanışalım" demesi tuhaftı. Mesajı sadece okuyup bıraktım. Sınavlar biteli yaklaşık iki gün oluyordu ve ben Taehyung ile konuşmamızdan sonraki 9 günü okul-ev-kütüphane üçlüsü arasında götürmüş, Jennie'de söz verdiğim gibi onun geleceğini etkileyecek kötü kararlarını engelleyerek Jimin'le bu süreç içerisinde görüşmesini engellemiştim. Tabii onlar benden yaklaşık üç gün sonra sınav olmaya başlamıştı.

Jisoo'nun bugün son sınavı vardı ve yarın otuz aralık olduğundan ayın otuz biri ve birinde bir tatil yapacaktık.

Dört gün önce şiddetli bir kar fırtınası olmuştu ve kampüs hâlâ karla kaplıydı. Kafeteryaya indiğimde bir süre kızları göremedim çünkü bugün herkes sınavları bitirmek için okula gelmişti. En sonunda cam kenarındaki yedi kişiyi fark ettim: Lisa, Jennie, Jisoo, Jimin, Taehyung, neden burada olduğunu bilmediğim Hoseok ve Jungkook.

Neyseki Jungkook ve kafamda eko yapan sesini kitapları yalayıp yutmaktan zihnimden silip atmıştım. Gerçi sınav haftası kendimi de silip atmıştım ama sonuçta o yorucu ses zihnimden gitmişti... Hoşgeldin Rosie ve gelecek kaygıları, güle güle Jeon Jungkook ve gereksiz yorumları! Ta da! Mutsuz son.

Beni fark eden Jennie dün öğlen boyattığımız siyah saçlarını karıştırdı ve bana el salladı. Ona elimi kaldırarak karşılık verdiğimde Hoseok'un yanındaki boş sandalyeye oturdum. İki masa birleştirmişlerdi ve masanın üzeri piknik yeri gibiydi.

"Selam," dediğimde bana aynı şekilde karşılık verdiler.

"Vay be, Chaeyoung! Saçların efsane olmuş," diyen Hoseok'a kuru bir şekilde teşekkür ettim ve gülümseyerek önüme gelen pembe tutamları kulağımın gerisine attım. Aslında sarıyı düşünüyordum fakat Lalisa ısrarla pembe rengi seçmemi dile getirmişti. Ben de denemekten zarar gelmez diyerek pembeye boyatmıştım fakat kısa süreliydi, birkaç hafta sonra gidip sarıya boyatacaktım.

"Sadece Chaeyoung değil hepinizin saçları çok hoş olmuş," diyen Taehyung ile hepimiz gülümseyerek teşekkür ettik. Onu ve diğerlerini dediğim gibi en son on bir gün önce görmüştüm. Dün profesörün acil bir işi çıkınca dersim iptal olmuş ve okula gelmeyerek kızlarla kuaföre gitmiştim, ondan önceki günlerde ders çalışmaktan kimseyi takmıyordum.

Üzerimdeki siyah hoodienin kapüşonunu düzeltirken Jeon Jungkook ve derin bakışlarıyla karşı karşıya kaldım fakat gözlerimi hemen kaçırdım. Aklımı bulandırmasını istemiyordum ve buna izin vermeyecektim.

"Jichu," diye Jimin'le bir muhabbetin içinde olan Jisoo'ya seslendim. "Efendim, Rose Pasta?"

"Sınavın nasıl geçti?"

"İyiydi, çalışmama değdi en azından." dediğinde başımla onu onayladım ve dans hakkında konuşan Lalisa ve Hoseok'a çevirdim bakışlarımı.

"Vay be! Demek bir dans okuluna gidiyorsun!"

"Evet, bir gün gelmek istersen sana yardımcı olabilirim." dedi Hoseok. Onları dinlediğimi fark eden Lisa hafifçe gülümsedi ve "Chaeyoung ve ben dans etmeye bayılırız. Ortaokulun son senesinde bir ara ailemizin desteğiyle bir dans kursuna başlamıştık." dedi.

O haklıydı fakat Lalisa dansta benden çok daha iyiydi. "Lisa bir dans makinesi gibidir, Hoseok. Dans kursuna giderken bir gördüğü koreografiyi birkaç denemeden sonra hemen ezberleyebilirdi."

"Vay canına, kesinlikle benimle gelmelisin Lisa. Hatta yarın benimle gelmeye ne dersin? Yarın Jungkook, Jimin ve benim kayıt günümüz."

Lisa başını salladığında Jungkook ve Jimin'in dans edecek fırsatı bulmasına şaşırmıştım çünkü ikisi de kadın peşinde koşan tiplerden biriydi. Tabii Jimin bir dala konmuştu fakat bu dalda ne kadar duracaktı bilmiyordum. Kuşlar özgür olmayı severlerdi ve Park Jimin'in Jennie Kim'in ağacında kalıcı olmayacağını düşünüyordum.

"Rosie, sen de Lisa ile gelmelisin," diyen Hoseok'a başımı hafifçe salladım çünkü gerçekten merak ediyordum. Tabii ki Jungkook ve Jimin'in dans edişini değil, ortamı. Özgürce dans eden bedenleri... Nasıl mutlu olunduğunu görmek istiyordum.

"Aslına bakarsan, Hoseok..." diyen Lisa'nın sözüne kulak asmıştım ki üzerimizde gezinen bakışları hissettim. Jeon Jungkook biraz daha öyle bakmaya devam ederse yüzümde koca bir delik açılacaktı.

"Chaeyoung'un sesi çok güzeldir. Çok güzel piyano ve gitar çalar." diyen Lalisa ile Hoseok'un şaşkın bakışları çehremde gezindi.

"Ah, cidden mi? Bir gün sesini duymak isterim."

"Teşekkür ederim fakat bu konuda iddialı değilim." dediğimde diğerlerinin ilgisini çekmiş olmalıydım ki, Jisoo "Neyde iddialı değilmişsin?" diye sordu.

"Şarkı söylemede ve enstrüman çalmada iyi olmadığını söylüyor, Jichu. Eve gidince bayılana kadar gıdıklamalıyız onu." diyen Lalisa'ya ters bir bakış attım ve dikkatleri üzerime çektiğim için bir küfür savurdum. Cidden bakışlar üzerimdeyken gergin hissediyordum.

"O boş yapıyor, dinleme onu Hoseok. Rosie'nin eşsiz bir sesi vardır ve uzun zamandır da gitar çalıyor." diyen Jennie'e hafifçe gülümsedim fakat gerçekten iddialı değildim, herhangi bir teknik bile bilmiyordum.

"Kesinlikle bize bir gün şarkı söylemelisin Chaeyoung, Kook  ve Tae'nin de sesi çok güzeldir sana eşlik ederler." diyen Jimin'e teşekkür ettim. Açıkçası Jungkook'un sesinin güzel olmasına şaşırmamıştım çünkü kendine has sesi konuşurken bile ön plandaydı. Taehyung'un ise kalın ve etkileyici bir sesi vardı ve şarkı söylerken kendimi 90'ların sonunda köpükle dolu bir küvette sigara içip radyodan gelen egzotik sesi dinleyen hüzünlü ve tahrik olmuş kadın olarak bulabilirdim.

Değişik ama tam oturan bir tabir olabilirdi.

Kafeteryadaki insanları incelerken kapının orada bir kızla gülüşüp biraz da oynaşan Yoongi'yi gördüğümde başımı çevirdim ve o anda sert bakışlarla orayı izleyen Hoseok'u gördüm. Şu anda kendini tabir ettiği gibi Hobie olarak değildi, sanki bıçak gibi keskin bakışlarla etrafı inceleyen Jungkook gibiydi.

Hoseok'un gözlerinde gördüğüm derin karanlığın ardında oluşan o yıkımı görebiliyordum.

Çünkü bir zamanlar tam da ben o yıkımın altındaydım.

goodnight and goWhere stories live. Discover now