4.2

6K 499 162
                                    

O USB'i alırken yüzümü görmüş olduğu gerçeğini atlamıştım, diğerlerine güvenip bu adamı bir daha görmeyeceğimi düşünmüştüm fakat yanılmıştım. Şimdi tam karşımdaydı.

Ayrıca kafeye girerken gördüğüm tek tük insandan da hiçbiri burada yoktu. Ben öylesine dalgın ve kırılmıştım ki, kapının açılıp kapanma sesi bile bana rüzgâr uğultusu gibi gelmişti.

Adama şaşkın gözlerle bakarken ondan silahı çekip kafama dayamasını bekledim fakat öyle yapmadı. Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu.

"Seni şaşırttım galiba fakat oldukça zeki bir kadına benziyordun."  Eliyle tezgâhın arkasında korkuyla gözlerinin içine bakan kadını çağırdı. Şu anda çevremizdeki dört masada oturan takım elbiseli adamları net bir şekilde görebiliyordum. Aynı zamanda göstermekten çekinmedikleri silahlarını da.

Ters bir harekette beynimde patlayacaklarını anlamak zor olmamalıydı.

"Bardaki geceden sonra seni takip ettirdiğimi fark edemedin." Alayla güldü ve kadına döndü. "Rosie ne sipariş ettiyse aynısından istiyorum. Fazla gecikmezse seviniriz."

Kadın korkuyla başını sallayıp hızlı adımlarla tezgâhın arkasına doğru ilerledi. Onunla birlikte sol taraftaki masadaki adam da ayaklandı ve kadının peşinden hızlı adımlarla ilerledi.

Benim de o kadından bir farkım yoktu aslında dilim damağım kurumuştu. Damarlarımdaki kanın da donduğunu hisseder gibiydim.

"Sen fark etmedin fakat sevgilin ve arkadaşları fark etti." Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. "Bu arada yeni ilişkiye başladığınızı duydum, tebrik etmek isterim."

Ona hâlâ şok içinde baktığımı görünce güldü ve "Rahatla biraz, Rosie. Merak etme adamlarım bana oldukça sadıktır, sana ters bir hareket yapmalarına izin vermem." dedi.

Derin bir nefes verdim ve içimdeki korkunun büyümesini engellemek adına dudaklarımı araladım. "Neden buradasın?"

"O USB'i senin aldığın çok barizdi. Göğsüme dokunduğunda o çıkıntıyı fark etmemen imkânsızdı, ayrıca ceketi eline aldığında oldukça tedirgin gözüküyordun ve... Eğlenceli kısımda burasıydı işte, güzel Rosie. Sen mükemmel bir oyunculuk sergiledin fakat karşındaki Oscar kazanmış biriyse, karşısında hiçbir şansın yoktur değil mi?" Alayla güldü.

Her şeyin farkındaydı.

Belki de farkındalardı.

"Sevgilin takip edildiğini fark edince öfkeden gözün döndü. Geçen pazartesi buluştuğunuzda takip edildiğini fark etmiş." dedi ve kadının önüne koyduğu çaydan bir yudum aldı. Aynı çay benim de önüme konulmuştu. "Çayını içsene, dışarıda oldukça üşümüş gözüküyordun için ısınır."

Ona ters ters bakmak istesem de kurşunun beynimi delip geçmesini istemiyordum. Bu yüzden itaat ettim ve önümdeki fincanı titreyen parmaklarımla kavrayıp dudaklarıma götürdüm.

"Birkaç adamım sağlam dayak yedi, Rosie. Bana ne kadar borcun olduğunu görüyorsun değil mi? Önce USB'i çaldın, şimdi de üç adamım senin yüzünden hastanenin tekinde yatıyor." Çayı sertçe fincana bıraktı. Birkaç damla fincan altına dökülmüştü.

"Ayrıca Jackson'a da seni öldürmemesi için bir ton para verdim."

"Jackson mı?"

"Onun masum olduğunu düşündüğünü söyleme bana." dedi gülerek. "Burası bir satranç tahtası güzelim. Jackson ve ben birer piyonuz, Rosie. Şahı içeride tutmamız için de karşı taraftaki piyonları oyun dışı etmemiz gerekiyor."

goodnight and goTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang