3.3

7.2K 539 320
                                    

Elimdeki kalemi çevirmeyi bırakıp telefondan saati kontrol ettim. Dün gece Taehyung bana ulaşarak yardıma ihtiyaçları olduğundan bahsetmişti. Bugün günlerden 31 Ocak'tı ve saat 8'de Fioana'da olacaktım. Ne istediklerini bilmiyordum fakat kabul etmiştim. Zaten onlara ihtiyaçları olduğunda yardım edebileceğimi ben söylemiştim. 

Saat yediyi geçiyordu ve ben hâlâ dersleri veremeyenler olduğu için açık olan üniversitenin bir numaralı kafesindeydim. Jennie ve Lisa AVM'ye gitmişler, Jisoo ise uykusu geldiğinden eve geçmişti. Açıkçası bu işime gelmişti. Zaten bir şeyler yaptığımı artık biliyorlardı ve bir de beni takip ederlerse falan hiç uğraşamazdım. 

Karton bardağın dibinde kalan kahveyi içtim ve masanın üzerindeki fotokopileri, defterimi ve kalemliğimi çantama attım. Bardağı da yanı başımdaki çöpün içine attım. Üzerime gittiğim yerde dikkat çekmemek için kahverengi bir etek, üzerine beyaz ince bir kazak ve yine eteğimle uyumlu olarak kahverengi bir mont giymiştim. Sarı saçlarımı da düzleştirip uçlarını hafifçe kıvırmıştım. 

Tabii benim bu şekilde giyinmem ile kızlar bir işler olduğunu anlamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tabii benim bu şekilde giyinmem ile kızlar bir işler olduğunu anlamıştı. Çünkü ben kışın pantolon ve kazak kombinleri yapmayı daha uygun buluyordum. Ayağımda da siyah topuklu botlarım vardı ve umarım orada çok dikkat çekmezdim. 

Kazağım ile aynı renkte olan küçük sırt çantamı sırtıma taktıktan sonra mekândan çıktım ve ilerideki taksi durağına doğru ilerledim. Otobüsle uğraşmayı şu an hiç çekebileceğimi düşünmüyordum. Bir taksiye bindiğimde mekânın biraz gerisindeki işlek caddeyi tarif ettim. Fioana, işlek caddenin birkaç sokak gerisindeki bir ara sokaktaydı ve taksiyi oraya sokamazdım. Arabalar girmiyordu. 

Yaklaşık yirmi dakika sonra taksiden indiğimde saat yediyi kırk üç geçiyordu. Yavaş adımlarla telefonumdaki haritayı takip etmeye başladığımda ara sokağa ulaşmıştım ve saat tam olarak yediyi elli beş geçiyordu. Dakik bir insan olabilirdim fakat bu özelliğim sayesinde ilerideki iş görüşmelerini kaçırmayacağım için rahattım. Bunu da geç kalanlar düşünebilirdi. 

Kapıdaki güvenliğe ismimi yazdırıp bir miktar para ödedim ve içeriye girdim. Böyle iğrenç işlerin yürütüldüğü mekâna bırakın para vermeyi, adım atmak bile midemi bulandırıyordu. Yine de Bangtan'a güveniyordum, burayı kapatacaklarına inanıyordum. 

Bara giriş yaptığımda üst kattaki localarda mavi saçlı birini gördüm. Direkt dikkatimi o çekmişti çünkü ortamın şu anda beyaz olan ışıklarının altında parıldıyordu. Ben dikkatle o bedene bakarken yüzünü görmemle bunun Taehyung olduğunu anladım. Eminim Lalisa burada olsaydı çoktan baygınlık geçirirdi. 

Ben Taehyung'a doğru ilerleyip kenardaki merdivenlerden yukarıya çıktığımda Seok Jin'i bir kızla gülerek bir şeyler konuşurken gördüm. Onları rahatsız etmemek için öylece yanlarından geçip gittim ve kenarda tanımadığım birileriyle konuşan Taehyung'a ilerledim. Çevresindekiler erkek olduğu için onun bölebileceğim bir ilişkisi yoktu sanırım. Tabii eğer gay değilse. 

goodnight and goWhere stories live. Discover now