Eksik Bir Şey Mi Var?

40.7K 210 35
                                    

Uzun zamandır bir şeyler yazmak istiyordum ama sürekli önüme bir şeyler çıkıyor yarım kalıyordu ancak bu zamana nasip oldu :D

Öncelikle ben Aleyna, Akmel delisiyim! Bu hikaye ağırlıklı olarak Aksel Melis arasında geçicek o yüzden :D Beğenirseniz devam etmeyi düşünüyorum. Şimdiden teşekkürler :)

Melis


Kafamda ki ağrıyla inleyerek yatağımda doğruldum. Zorlu bir mücadeleden sonra kalktım ve aynada ki görüntümü seyrettim. Berbat görünüyorsun Mel, berbat,berbat! N'olmuştu bana hiçbir fikrim yoktu. Elim telefonuma gitti ama bulamadım, tabii bu hengamede ne bulabilirdim ki! En son ne yaptığımı hatırlamaya çalıştım. Başım kazan gibiydi -ki bu dün gece baya içtiğimin kanıtı olmalıydı- En son beni eve Zeynep'in getirdiğini hatırladım ve etrafa bakınmaya başladım ki bu odada değildi.

"Zeyneep," bu sırada teker teker odalara bakıyordum "Zeyn-" lafımı bitiremeden mutfaktan çıktı. Her zaman ki sıcacık gülümsemesiyle "Ben bir şeyler hazırlıyordum, dün gece çok kustun. Yersin diye düşündüm." Diye açıklamada bulundu. Evet! Şimdi dün gece neler olduğunu hatırlıyordum. İşden kovulmuştum ve Levent -sevgilim,yani eski sevgilim- beni terk etmişti.

'Benim için yeterince iyi olduğunu sanmıyorum Melis.." demişti.Bunu 5 yıldan sonra mı anladım Mankafa?! Diyememiştim. Ona tepki verememiştim, sadece..sadece bakmakla yetindim. Ne bir küfür ne bir öfke belirtisi hiçbir tepki verememiştim. Daha sonra da ordan 'en' çok takıldığımız bara gidip, içip içip etrafı dağıtmıştım! Evet ,hatırlıyorum! Daha sonra Zeynep ve Kerem beni gelip almışlardı. Adi barmen beni hemen ispiyonlamıştı! Sonrasını hatırlamak istemesemde boğazımda ki keskin acı kendini gösteriyordu. Midemi yıkamışlardı! Pek sevgili abiciğim Kerem beni hastaneye götürmüştü.Anılar beynimde belirginleşmeye başladığı an kafamı kopartmak istedim.Gözlerim yanmaya başlamıştı.

"Be-ben çok kötüyüm Zeynep," derin bir nefes aldım Zeynep bana sıkıca sarılıyordu "Dün gece çok kötüydün canım, bak seni sıkıştırmak istemiyorum ama Melis anlatmak istediğin birşeyler var mı ha canım?" Zeynep her zaman hiç olmayan kızkardeşim olmuştu bana, ne yaşasam ilk ona anlatırdım. Zeynep benim en yakın arkadaşım, abimin de biricik karısıydı. "Gel oturup konuşalım." İkimize de bir bardak çay koydu ve yanıma oturdu. "Zey ben nerden başlıyacağımı bilmiyorum.." düşündüm cidden bilmiyordum "Dün işten kovuldum ve canım çok sıkkındı, önce size gelmeyi düşündüm ama Leventle görüşmem gerekiyordu.. Kaç kere aradım bilmiyorum ama sonunda 'Hayatım,şu an toplantıdayım.Bekleyebilirsen Cihangirde ki kafeye gel." Diye bir mesaj attı ve bende gittim. Onun beni teselli edeceğine, mutlu ediceğine,bunu da beraber atlatıcaz, sorun değil ki demesini istiyordum, her zaman ki gibi neden canımı küçük şeylere sıktığıma kızmasını bekliyordum. Bir süre sonra geldi," daha çok ağlamak istemiyordum, ama engelde olamıyordum. "Değişikti. Gülümsemiyordu. Anlattıklarımı dinliyor gibiydi ve bir an durdu ve 'Benim için yeterince iyi olduğunu sanmıyorum Melis' dedi! Yeterince iyi değilmişim,onun için.. Sonra yüzüğünü çıkartıp masanın üzerine koydu. Bir tepki vermemi istiyordu ama yapamıyordum ne ağlayabildim,ne bağırdım, sadece sustum." Ağlamaktan konuşamaz hale geldiğimde Zeynep kafamdan tutup beni göğsüne bastırdı "Shh, tamam güzelim sonrasını biliyorum.Tamam.." dedi. Tısladım, "güzelim" Hoş geldin Kerem Sayer! Demek ki yeterince güzel ya da yeterince iyi değilmişim. Ama konuşmadım sadece susmak istiyordum. Masanın üzerinde ki yemeklerin hiç biri bana cazip gelmiyordu.Kendimi arka koltukta unutulmuş gibi hissediyordum. Çok berbat hissediyordum,canım yanıyordu. Nadiren yaptığım bir şey yapıp masanın üzerinde kalan sigara paketini elime aldım -ah hayır! Benim değil, Can unutmuştu- bir tane yaktım. Bu duyguyu size anlatamazdım, ben onsuz eksik hissediyordum. Savunmasız..


Kerem

Film izliyoruz. Gerçi ben Hobbiti binbeşyüz kez izlediğimden dolayı Zeynebi izliyorum. Her hareketini beynime kazıyorum, korkunca nasıl kaşlarını çattığını, sinirlenince nasıl suratını ekşittiğini ve Legolası her gördüğünde verdiği tepkiyi bile ezberlemiştim!
"Beni izlediğini biliyorum," kıkırdadı bende onu kendime daha çok çektim, yanımda olması bana huzur veriyordu,nefes aldığımı hissediyordum. "Beni izleyeceğini filmi seyretsene,ah!Legolaaas!" Beni sinir etmek için yapıyordu. Sonra kocaman bir kahkaha attı. Biraz daha yanına sokuldum,kulağına doğru üfleyerek konuştum."Belki ben seni seyretmek istiyorum."

Ürpermişti.

"Sana beni izlemeni yasaklıyorum."

Bu sefer ben kocaman bir kahkaha attım ve ellerimle gözlerini kapattım.Küçücük elleriyle ellerimi çekmeye çalışmasını,beni yenemeyeceğini bile bile inat etmesini seviyordum "Tamam, pes ediyorum! Benim Legolasım sensin tamam çek ellerini," dedi ve ekledi "Legolası göremiyorum," hala kaşınıyordu ve bende onu kaşımaya hazırdım. Ve gıdıklamaya başladım, nihayet ilgisini bana yöneltmişti hanımefendi! "Göstericem ben sana Legolası" derken üstüne çıkmıştım bile. Gülümsüyordu.

O böyle gülerken nasıl onu izlemememi istiyordu Allah aşkına! Yaklaşıp dudaklarıma küçük bir buse kondurdu ve hemen altımdan çıkmayı başarmıştı. "Adil oynamıyorsun Bayan Sayer!" ona böyle seslenmeyi çok seviyordum. Benim olduğunu gösteriyordu, sadece benim. Daha yeni evlenmiştim ve ona böyle seslenmeme alışamamıştı.

"Kuralları kim koyuyor Sayer?"

Kahkahalarımız evi çınlatıyordu ve bu oyunu ben kazanıcaktım. "Tabii ki ben." Dedim üzerine yürürken. O halen kaçıyordu ama bana laf yetiştirmeyi bırakmış değildi.Sesini kalınlaştırarak "Toboki ben! Çonko ben Kerem Sayerim. Her zaman bon ne dersom o olur!" dedi.

"Seni yakalayınca ne yapmamı istersin Minik kuş?" dedim üzerine daha da giderek. Kaçıcak başka yeri kalmamıştı git gide duvara girmişti ve galibiyetimin kokusunu şimdiden alabiliyordum. Yüzüne pispis gülümsedim. Bu oyunu artık bitiricektim çünkü onu çok özlemiştim. Onu,kokusunu,her şeyi! Tamamen duvara yapıştığında yapıcak bir şeyinin olmadığını anladı ve bana küçük köpek yavrusu bakışlarını attı. İki elimle onu hapsettiğimde "Çünkü ben Kerem Sayerim, minik kuş." Dedim.Kıkırdadı ve arzuyla gözlerime baktı.Onun çekimine her zaman takılıyordum, elimde değildi. Ona karşı hep nazik ve savunmasız olmak zorunda mıydım? Evet! Belini kavrayıp kendime doğru çektim, yavaşca dudaklarımı dudaklarıyla bastırdım, ellerim yavaşca kalçalarına giderken bizi bölen şey durmak bilmeyen telefon sesi oldu. Zeynep kafasını çekti ve oflayarak "Çonko ben Kerem Sayerim." Dedi.

Küfür ederek telefona ulaştım.Kim arıyorsa belasını s*kmeye hazırdım. Ve telefonda ki kişi beni şaşırtan biri olmadı! Tısladım,asla yalnız kalamayacak mıydık?

"Kimmiş Kerem?" dedi Zeynep merakla. Kim olabilirdi bu düşüncesiz tabii ki de

"AKSEL"

"Ne var?" diye kükreyerek telefonu açtığımdan bir an duraksadı. Zeynep gülmeye başladı ama hala sinirliydim ve boşuboşuna bizi rahatsız ettiği için Aksele iyice saydırıcaktım..

"Abicim bak önemli bir şey olmasa yeni evli çifti gecenin bu saatinde rahatsız etmezdim ama,"
sinirimin sebebini anlamıştı.

"Ama?" diye ikilettim.

"Küçük Sayer burda ve baramı dağıtıyor valla abicim sizin genlerde mi var bilemiyorum ama durduramıyoruz." Dedi bir solukta.

"Küçük Sayer?" dedim düşünmeden,

"Abicim sen uçtun mu? Hani senin bir küçük boyun, kız olan versiyonun hani sana benzeyen Melis var ya," Melis Akselin barını mı dağıtıyordu? "Hadi bak abicim çabuk gel ha durduramıyoruz küçük ablayı." Elimde olmadan güldüm.

"Tamam, geliyorum."

Eksik Bir Şey Mi Var?Where stories live. Discover now