Duygular Senfonisi!

3K 99 49
                                    

Selam :D

Uzun zamandır bölüm yükleyemediğimin farkındayım ve bu bölümü de zorla yazdım çünkü bu aralar apandisit diye bir belayla uğraşıyorum ama bu demek olmuyorki "bölüm yazmayacağım, atmayacağım" sadece neden bölüm yazamadığım ya da uzun zamandır göndermediğimin açıklamasını yapıyorum. Birde sınavlar falan var işte :D 

Neyse, iyi-kötü yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, iyi okumalar :D

Bu bölümüde yorumlarını çoook beğendiğim bir okuyucuma ithfaf ediyorum @muge2910

26. BÖLÜM

"Duygular Senfonisi!" 

AKSEL

 

Can’ın birden bire ortalıktan kaybolmasıyla tuttuğum nefesimi salıveriyorum. “Ne bu ya? Herkes sırayla bir yerlere mi kayboluyor? Melis’i mi buldu acaba?” gibi soru türevleri bir anda beynimi dolduruyor.

Beynim bugünlerde düşünmeye çok meraklı!

Ama bazı şeyleri de düşünerek kafayı yemek istemiyorum, özellikle içinden çıkamadığım şeyleri düşünerek, duygularımı düşünerek..

Derin bir nefes vererek, önümde ne varsa tekmelemekte buluyorum çözümü. Sıkıntıyla parmaklarımı saçlarımın arasından geçirirken bir yandan da düşünmemeye çalışıyorum.

Kahrolsun bağzı şeyler!

Yavaş adımlarla, istemeye istemeye, beni neyin karşılayacağını bilmeden bir kapıyı daha açıyorum. Ama yerde yatan kanlı adamı görünce hemen kapatıyorum..

Lan..Bi sn..Oha..

Yerde yatan kanlı adam mı?!

Kapıyı tekrar hışımla atarken, hareket etmek yerine içeriyi inceledim. Yerde, göğsünde, kocaman bir makasla, yarasından süzülen kanlarla oluşmuş küçük kan  birikintisinin üzerinde yatan iyi görünümlü bir adam duruyordu. Bir an için kanımın çekildiğini hissettim.

İç sesim “Tamam Aksel, lan olum sakin ol, kendine gel.” diye beni azarlarken,ne yapacağımı  bilmeden mal gibi baktım bir süre. Bu durumda bile kendime hakim olamayıp “45-40 merkez, 45-40 merkez, olay mahaline yakınım!” diyebilirim, bakın dedim demiyorum, diyebilirim diyorum!

Ki hakim olarak, yavaş adımlarla yerde yatan adama doğru ilerledim. İçimden bir ses Melis’in burada olduğunu söylerken, aldığım tatlı şeker kokusu da bunu destekliyordu. Melis buradaysa, bu yerde yatan herif şimdi Aras mı oluyordu?

Keşke adamın dış görünüşüyle ilgili soru sorsaydım diye küfrettim kendime. Yerde ki adamın başına eğilip, nefesini kontrol ettim.

Yaşıyordu.

Yaşıyor muydu? Emin olmak için tekrar dinledim çünkü bu işlerden gram anlamıyordum. Zayıf da olsa nefes alıyordu. Nabzını dinleseydim kesinlikle şu an öldü diye göte pamık işlemine geçmiş olurduk.

“Sikicem ama!”

 

Neyin içine düşmüştüm ben? Nereye sürüklemişti beni Melis? Neden onu bırakıp gidemiyordum ki! Ba-na-ne demek istedim, avazım çıktığı kadar bağırmak istedim. Ya da Melis’i kolundan çekerek, sonsuza kadar benden başka insan yüzü göremeyeceği bir yere götürmek.. Ama ilk önce sağ sağlim kucaklamak istedim.

Ama tüm bunları neden istedim, bilemedim..

Bütün bu olaylara, neden katlandığımı adım gibi biliyordum. Şu an can çekişen adamın başında neden böyle endişeyle dikildiğimi de biliyordum. Hem de adım gibi biliyordum. Ama sorun şu ki, bilmek istiyor muydum?

Eksik Bir Şey Mi Var?Where stories live. Discover now