Aşk Sinyalleri!

4.1K 88 50
                                    

Merhabaaa :D Arkadaşlar bu bölümü geçiş bölümü olarak görebilirsiniz, ki öyle :D 

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen *.*

İyi okumalaar :D

(Bu arada hikayeye kapak yapabilecek var mı arkadaşlar?)

18. BÖLÜM 

AŞK SİNYALLERİ

 

KEREM

 

Dayanamayarak Zeynep’i görmek için hızla şirketten çıkmıştım. Daha doğrusu çıkmıştık. Aksel ve Melis de benimle geliyorlardı. Arabayı çalıştırırken Melis öne oturmak için hamle yaptıysa da Aksel onun tuttuğu kapıyı çekerek kendisini ön koltuğa fırlattı. Melis, Aksel’e öldürücü bakışlar atarken arkaya geçiyordu.

 

Neler oluyordu lan?

Ben neyi kaçırmıştım? Bunlar birbirlerini her an yiyecek gibi duruyorlardı. Ben olmasam Melis her an Akselin etlerini koparıp eline verecek gibiydi. O ikisini de aynadan yavaş yavaş süzerken gözlerime “What the fuck is going on?” ifadesini yerleştiriyordum.

 

Melis umarsızca omuz silkti. Aksel de gözlerini kaçırmıştı. Kafamı olumsuzca sallayarak, Melise “bunu daha sonra konuşacağız” bakışlarımı gönderdim.

 

Zeynep’i evde öyle bırakırken içim huzursuzdu. Ona endişelendiğimi belli etmemeliydim, korktuğumu belli etmemeliydim ve gereksiz yere paniğe kapılmamalıydım. Çünkü tümörün illa kötü bir şey çıkması gibi bir zorunluluk yoktu.
İyi düşünürsen iyi olur diye düşündüm.

 

Hüzünlü halimden kurtulmam gerektiğinin farkına vardım ve sadece konuşuyor olmak için konuşmaya başladım.

 

“Melis, dün beni çok aramışsın, öldün sandım.” Dedim alaylı bir şekilde. Ama Melis’in yüzü bir anda gerilmişti. Aksel duruşunu dikleştirdi sanki rahatsız olmuş gibiydi.

 

Neler dönüyor lan?

 

Melis birkaç kez diliyle dudaklarını ıslattıktan sonra sonunda konuşmaya başlamıştı. Aksel ise ağzından ne çıkacak diye merakla gözlerini ona dikmişti.

 

“Şeyy..Ben..Merak ettim yani, öylesine. Ehehem” Yemiş miydim? Tabii ki de hayır! Ben saksı değilim lan! Bana da anlatacaksınız! En çok bana soracaksınız! Ben saksı değilim!

 

Kaşlarımı kaldırırken Melis yutmadığımı anlamıştı ve seslice yutkundu. “Tekrar etmeme gerek var mı?” dedim onu korkutacak bir ses tonuyla.

 

Kafasını usluca sallarken, gözleri Aksel’i bulmuştu. Dudaklarını ısırırken konuşmaya başladı. “Şey, Kerem,” durdu ve derin bir nefes aldı. Sıkıntıyla yanaklarımı şişirirken, dökülmeye başlamıştı. “Dün biz,” konuşmasını yarıda keserek konuşmaya başladım.

 

“Biz?”

 

Aksel ellerini dizlerine sıkıntıyla vururken ben de bir yandan hem yola konsantre olup hem de Melis’i sorguya çekiyordum.

Eksik Bir Şey Mi Var?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin