"Senden nefret ediyorum Kerem.."

4.6K 77 25
                                    

Merhabaaa :D Uzun zamandır bölüm atamıyordum ve bir kaç gün daha atamam gibi görünüyordu ve bende iki arada bir dere de yazdım, biraz kısa olmuş olabilir ama diğer bölümü uzun tutmaya çalışacağım! :D

İyi okumalar, yorumlarınızı eksik bırakmayın! ^.^

15. BÖLÜM

MELİS

 

Eve geldiğim de yorgunluktan ölmek üzereydim. Hayır, hatta ölüyordum!

 

Beni evime kadar getiren kadının plakasını beynimin bir köşesine not ettim. Kesinlikle ona bu iyiliğinin karşılığında bir güzellik yapacaktım. Merdivenleri mızmızlanarak zorlada olsa bitirdiğim de kendimle gurur duyuyordum.

Yazın kapkara haykıran puntolarla “Melis Sayer formunu apartmanında ki merdivenlere borçlu! “

Kapının açılmasını beklerken kendimi kapıya yasladığımdan dolayı Can kapıyı açtığında yere kapaklanıyordum. Ama tabii ki soluğu Canın kucağında aldım.

Doğru zamanda doğru yerde olmak! İşte budur..

Göğsüne adeta bir koala gibi yapışırken o da beni sorgusuz sualsiz içeriye taşıyordu. Ah saf oğlanım benim..

İçeriye girdiğimizde beni en sevdiğim yeşil kocaman koltuğa bıraktı. Kocamandı ve içine gömülebiliyordum, tekliydi ve yayılabiliyordum ve yeşil benim en sevdiğim renkti..

Ben yerime iyice yerleşirken Can bana soran gözlerle bakıyordu. Konuşmasını onaylıyormuşum gibi kafamı salladım.

 

“Nerelerdesin sen?” içinde ki aşırı korumacı he-man kılıklı herifi ortaya salmıştı. Bazen bu hoşuma gitse de bazen de geçen gece ki gibi yıkma etkisi oluyordu. Bir hortum gibi..

 

Yanaklarımı sıkıntıyla şişirerek ofladım. Bu sırada ne diyeceğimi düşünüyordum. Sahi ne diyecektim? Ne diyebilirdim ki sanki?

 

“Akselleydim.” Dedim kucağıma Robb Starkın yerleşmesine izin verirken. Tüylerini kaşırken huzurlu bir mırıldanma çıkartmıştı. Demek ki Can onu ihmal etmeyip yemek vermişti! İdeal aile babası!

 

Ellerini iki yana savururken, az önce benim yaptığım gibi yanaklarını şişirdi. “Bende onu anlayamıyorum işte. Tekinsiz göt herifin tekiyle bütün gün nerelerdeydin?” Sesi istemsiz olarak yüksek çıkıyordu, yine.

 

Tamam.. Can ve Aksel iyi arkadaşlardı ama ben Canın asla olmayan kız kardeşiydim değil mi? Ve Can konu ben olunca Akseli bir güzel harcayıp, giydirmişti değil mi? En azından insanın arkadaşını bilmesi güzel bir şey diye düşündüm.

 

Tekinsiz Göt Herif.. Bunu da hafızamın bir köşesine kaydederken Cana çizmeli kedi bakışlarımı atıyordum. Ama bu sefer pek işe yarar gibi görünmüyordu.

 

Sıkıntıyla uzun beyaz koltuğa otururken dizlerini iki yana açtı, eline sehpada duran kahvesini aldı ve  meraklı gözleri tekrar beni buldu.

 

“Neredeyse polisi arıyordum..” demesiyle gülmeme engel olamamıştım. Kıkırdamalarım Canın kulağına ulaştığında bir an beni bakışlarıyla öldüreceğini bile düşünmüştüm.

Eksik Bir Şey Mi Var?Where stories live. Discover now