6

1K 44 45
                                    

Birlikte bir alışveriş merkezine geldiler. Miran önden giderken arkasından sessizce takip ediyordu Reyyan. Bir kıyafet mağazasına girdiklerinde Reyyan bakışlarını etrafta gezdirmeye başladı. Yanlarına gelen satış personeli, kapıdan giren ikilinin hemen yanına gelmişti.
S:Yardımcı olabilir miyim?
M:Evet. Hanımefendi için alışveriş yapacağız. Elbise, ayakkabı, çanta, makyaj malzemesi ne lazımsa.
Miran’ı sözleri karşısında iki kadının da gözleri büyümüştü. Sessizce yanına yaklaştı Miran’ın.
R:Gerek yok bence bu kadarına. İki aylık bir şey için neden bu kadar para harcıyorsunuz?
M:Aldıklarımız sende kalabilir. Benim için sıkıntı değil. Güzel giyinmeni istiyorum.
Reyyan bakışlarını üzerinde gezdirdi. Sinirlenmişti.
R:Ben güzel giyinirim. Tamam çok kaliteli olmayabilir ama hem ucuz hem de güzel şey bulmak, sizin düşündüğünüz kadar zor değil. İstemiyorum ben bunları.
Miran başını iki yana sallayıp, hiç duymamış gibi başını çevirdi. Eline geçen, gözüne güzel görünen elbise, pijama, çanta ve birçok ürünü arkasında ki sepete atarken, bakışlarını satış personeline çevirdi.
M:İç çamaşırı da istiyorum.
Gözleriyle Reyyan’ı utanmazca süzerken konuşmaya devam etti.
M:Alt s beden üst, Reyyan yetmiş beş takıyorsun değil mi?
Reyyan’ın kızarıp, bakışlarını kaçırmasıyla sözlerine devam etti.
M:Üst yetmiş beş numara. Pamuklu, rahatsız etmeyecek bir şeyler olsun.
Reyyan başını aşağıya eğerken, Miran arsızca sırıtmıştı. Personelin yanlarından ayrılmasını fırsat bilen Reyyan, hemen Miran’ın yanında soluk aldı.
R:Bu yaptığınız çok canice. Bu kadarını yapmaya hakkınız yok.
Miran onu dinlemeden, alışverişe devam ediyordu.
M:Ayakkabı da almalıyız.
R:Bunlara gerek yok. Benim zaten kıyafetim de, çantam da ayakkabım da var.
M:Bende yok demedim. Ama imkanımız varken neden en iyisini giymeyelim değil mi? Şu ayakkabı nasıl? Beyaz tenlisin bacaklarının altında güzel duracağını düşünüyorum.
R:Siz tam bir canisiniz.
M:Hadi otur ben sana yardım edeyim. O etekle giymen zor olur.
Miran teklifsiz bir şekilde Reyyan’ın yumuşacık pufa oturmasını sağladı. Reyyan açılan eteğini kapatamamanın utancını yaşarken, elleriyle biraz olsun görmemesi için mücadele veriyordu. Miran’ın gözlerinde ilk kez açık bir ateş görmüştü. Utanmazca bakıyordu. Miran eline aldığı ayakkabıyı giydirmeye çalışırken, gözlerinin gördükleri hiç hoşuna gitmiyordu. Bu kızın bacakları bu kadar güzel olmak zorunda mıydı? Üstelik üşümüyor muydu? Eteğin altına neden şort gibi bir şey giymemişti. Reyyan utanmazca bacaklarına bakan Miran’a dikti gözlerini.
R:Yaptığınız çok yanlış. Görmedim sanmayın, düpedüz bacaklarıma baktınız.
M:Evet. Ne olmuş? Gördüğüm en güzel bacaklara sahipsin. İnce, uzun, pürüzsüz..Çok beğendim, seyretmek zevkti.
R:Ben anlayamıyorum. Nasıl bu kadar, rahat olabiliyorsunuz? Tanımadığınız bir kızı, izni olmadan dikizleyip, nasıl böyle rahatça konuşabiliyorsunuz?
M:Yalan söylemek gibi bir huyum yoktur. Baktın mı dedin, bende evet dedim. Yalan söylemediğim için nasıl suçlu oldum anlamış değilim.
R:Bu yaptığınız tacize girer.
M:Hayır tatlım girmez. Unuttuysan hatırlatayım yarın karım olacaksın.
R:Dalga geçmeyin.
M:Dalga geçmiyorum. Ayrıca belirtmeliyim siyah iç çamaşırı da seni çok seksi gösteriyor. Hadi gidelim artık.
Arkasında ağzı açık bir Reyyan bırakarak ilerlemeye başladı. Sonunda ellerinde birçok torba ile mağazadan çıkarken, arkalarında ciddi bir bahşiş ile mutlu olan bir personel bırakmışlardı. Aldıklarını arabaya yerleştirdiler, tekrar koltuğa yerleştiklerinde Reyyan çekinikçe Miran’a bakmaya başladı. Miran keskin gözleriyle ilk anda fark etmişti bu çekinik bakışları.
M:Söyle hadi.
R:Benim sizden bir ricam var.
M:Söyle bakalım. Elimden gelen bir şeyse yapmaya çalışırım.
R:Yapabileceğiniz bir şey. Ben..ben annenizin nikaha gelmesini sağlamanızı rica ediyorum.
M:Olmaz.
R:Lütfen.
M:Olmaz dedim. Hem sağlığı el vermez, hem de bu oyuna kendisini çok kaptırmaması lazım.
R:Ama o sizin anneniz ve nikahınız da olmak onun en büyük hakkı.
M:Olmaz dedim ısrar etme.
R:Lütfen. Bunu bir nikah hediyesi olarak düşünseniz. Başka hiçbir şey istemiyorum lütfen.
M:Neden bu kadar gelmesini istiyorsun.
R:Gelmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü. Belki bir daha göremeyecek evlendiğinizi. Neden mutlu olmasını istemiyorsunuz?
M:İstiyorum, o yüzden bu saçma evliliği yapıyorum.
R:Tamam işte. Birazcık daha mutlu olmasından ne zarar çıkar?
M:Tamam ama bir şartım var.
R:Nedir?
M:Artık bana adımla seslenmeni istiyorum. Yarın evleniyoruz. İnsan müstakbel kocasına Miran bey der mi?
Reyyan dudaklarını büzüştürdü.
R:Haklısınız, alışkanlık. Tamam bundan sonra Miran bey yok.
M:Güzel. Şimdi yüzük işini halledelim.
R:Anneniz gelecek mi?
M:Benimle sizli bizli konuşmayı bırakırsan gelecek.
Kuyumcudan girdiklerinde gördükleri hürmet Reyyan’ı şaşırtmıyordu artık. Reyyan bundan hoşlanmadı. Demek ki buraya kız arkadaşlarını da getiriyordu. Ya da onlar için buradan mücevher almış olmalıydı. Başka türlü nasıl bu kadar tanınabilirdi ki? Acaba bu adam sandığından daha mı zengindi?
O kadar çok çeşit vardı ki, Reyyan’ın aklı iyice karıştı. Yan gözle genç adama döndü. Dikkati yüzüklerdeydi, fiyatlarıyla hiç ilgilenmiyordu. Ne kadar pahalı olduklarını görmemiş miydi acaba? İki aylık bir evlilik için bu kadar masrafa değer miydi? Yanına yaklaşıp fısıltıyla konuşmaya başladı.
R:Çok pahalı bunlar.
M:Nereden biliyorsun?
R:Herşeyinden belli. İki aylık bir evlilik için bu kadarına gerek yok.
M:Olsun sana yakışan bir şey olmalı.
R:Düz bir alyansta yakışır. Sade bir şey.
M:Kızım, aptal mısın sen? Başka kadın olsa en pahalısına atlardı. Güzel bir şey alacağız işte, neden itiraz ediyorsun?
R:Gerek yok. Masraf yapmanı istemiyorum.
M:Yapmak istiyorum ki yapıyorum. Uzatma artık.
Genç adam sonrasında onu dinlemeden kendisi seçmeye başladı. Kendi beğendiği pırlantalı yüzüğü zarif parmağına taktı. Reyyan ne kadar itiraz etse de, yüzüğü aşırı beğenmişti. Gerçek bir sanat eseriydi ve fiyatı gerçekten dudak uçuklatıyordu. Beğenmemek elde değildi. Kuyumcudan çıktıklarında Reyyan elinde ki yüzüğe bakıyordu tekrar. Doğrusu parmaklarına çok yakışmıştı.
M:Çok güzel oldu.
R:Çok pahalı.
M:Daha iyi işte. Ayrıldığımızda sana aldığım her şey sende kalacak. Geri istemiyorum. Benim sevgili eşim her şeyin en güzeline layık.
R:Ya kaybedersem.
M:Yenisini alırım. Dert etme..Gelinlik giymek istersen eğer..
R:Hayır istemiyorum. Zaten sade bir nikah olacak. Beyaz bir kıyafet giyerim tamam.
M:Sen bilirsin. Elbiseyi de alalım o zaman.
Aldıkları beyaz kıyafetin ardından, tekrar arabaya binmişlerdi.
R:Çok masraf yaptın, teşekkür ederim.
M:Bir şey değil. kadınlarımın güzel giyinmesini severim.
R:Ben senin kadının değilim.
M:Şimdilik ama yarın gece aynı şeyi söyleyemezsin..Evli olacağız.
R:N-ne demek söyleyemem. Evli olacağız ne demek?
M:Neyi anlamadın? Evli olacağız, tamamen birbirimize ait olacağız.
R:Bana söz verdin. Bir şey yapmayacağız dedin. Biz sadece numaradan evl..
M:O öncedendi.
R:Nasıl ya? Neyden önceydi?
M:O nefis bacaklarını görmeden önce. O siyah dantelli çamaşırını söylemek bile istemiyorum. Hayal gücümü hiç zorlamadı. Çok şey ortadaydı. O çamaşırı bacaklarının her santimini öperek çıkartmak, çok zevkli olacak.
Reyyan şaşkın ve ürkekçe açtığı gözlerinde bir de korku vardı artık.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölüm cumartesi akşam gelir inşallah 🧡 😍 beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum 🤩 🤩

Hercai Where stories live. Discover now