9

1K 46 6
                                    

Reyyan nefesini tutmak gereği hissetti. Giriş bile kocamandı. Şık ama sade mobilyalar evin konforunu üst düzeylerde yansıtıyordu. Reyyan hayranlıkla etrafı incelerken, Miran da merakla evi süzen karısına bakmaya başladı. Reyyan evin içerisine ilerledi yavaşça. Halıdan, perdeye, koltuklardan, televizyona bir çok eşyada gezdirdi gözlerini.
M:Beğendin mi?
R:Evet. Çok beğendim.
Ayaklarını mutfağa yönlendirdi. Mutfak çok büyüktü, her eşyanın kaliteli olduğu ve neredeyse hiç kullanılmadığı belliydi.
R:Mutfak bizim ev kadar. Derin, Neşe, ben şurada gayet güzel yaşarız. Kira ne kadar istersin?
Reyyan’ın gülümseyerek söylediği sözlerden sonra, genç adamda gülümsedi istemsizce.
M:Beş tane misafir odamız var, çatı katı hariç. Yine de mutfakta yatmak istersen sen bilirsin.
R:Miran..
M:Efendim.
Cevap verirken yavaşça yaklaştı karısına.
R:Miran sen çok mu zenginsin?
Ellerini kabanın düğmelerine atmış çözerken gülümsedi.
M:Niye anlaşmayı değiştirmek mi istiyorsun?
R:Hayır anlaşmadan memnunum. Merak ettim sadece.
Kabanını omuzlarından sıyırıp kenara atarken, genç kızın vücudunu süzdü tekrar.
M:Fena kazanmıyorum. Ama artık daha çok çalışmam lazım. Beş bin ek ödemem var.
Yakınlaşan adamın nefes seslerini çok net duyuyordu artık. Ne ara bu kadar yakınına gelmişti ki?
R:Yük mü oldum ben sana?
Miran içinden gelen dürtüyle onu belinden yakaladı, kendisine çekti. Reyyan olayların şaşkınlığıyla karşı çıkamazken, birazcık daha yakınlaştırdı kendisine. Biraz sonra yakınlıklarının fark edince kendisinden kaçacağını biliyordu.
M:Sen bana yük olmazsın, sen benim kaderimsin.
Burnuna dolan genç kızın kokusuyla gözlerini yumdu hafifçe.
M:Ee şimdi ne yapalım? Odamıza çıkalım mı?
R:O-odamız mı?
M:Ee evlendik artık. Sıra geldik en güzel yere. Bir şeyler yaparız diye düş…
R:Miran. Niye benimle alay ediyorsun?
M:Tamam tamam demedim bir şey. Ee ne hissediyorsun, evlendik.
R:Açıkçası hiçbir şey anlamadım. Kapıdan girerken bende onu düşünüyordum. Artık hayatım bir süreliğine de olsa değişti. Nasıl olacak, alışabilecek miyim?
M:Alışırsın merak etme.
R:Hadi bırak artık beni.
M:Bırakacağım ama..
R:Ama..
M:Bugün çok güzeldin. Ama gerçekten çok güzeldin. Tekrar söylemek istedim. gördüğüm en güzel gelindin. Şimdi de çok güzelsin. Hani kuaföre gitmeyecektin.
R:Kızlar çok ısrar etti. Hem de evleniyordum. Belki bir daha evlenemem. Ayrıca annene güzel görünmek istedim. Tabi sana da. Bana her bakışında, sanki garson kıza bakıyormuşsun gibi hissediyorum.
Miran derin bir nefesle zikretti adını.
M:Reyyan.
R:E-efendim.
M:Ben bugün çok hoşuma giden bir şey yaptım... Seni öptüm.
R:E-evet yapmamalıydın. Yanağımdan öpebilirdin..
M:Reyyan.
R:Efendim.
M:Ben bunu yine yapmak istiyorum. Seni öpsem anlaşmamız bozulur mu?
Miran’ın gözlerine dikti gözlerini. İsteği gözlerine yansımıştı.
R:Beni..zorlayacak mısın?
Miran çenesinden tutup hafifçe kaldırdı. Gözleri ve dudakları arasında geziniyordu bakışları. Ne kadar istese de Reyyan istemezse, kendisini tutacaktı. Sessizce mırıldandı.
M:Hayır.
Reyyan dudaklarını hafifçe kaldırdı. Bakışları Miran’ın dudaklarına sabitlenmişti. Bir kereden ne çıkar ki? Öpüşmek artık çok normal bir şeydi. İnsanlar yanaktan öper gibi öpüşüyordu artık. Hem küçük bir öpücükten ne olabilirdi ki? Adamın yatağına girecek değildi ya. Dudakları da aşınmazdı.
R:O halde. Düğün hediyesi olarak olabilir.
Sunduğu mazeretle içi rahatladı. Düğün hediyesiydi ve o adam artık kocasıydı. Hem açıkçası merakta ediyordu. Nikahtaki o ani öpüş bile hoşuna gitmişti, şimdi öpülmekte hoşuna gider miydi acaba?
Serkan hocaya ait olması gereken dudaklarının üzerinde hissettiği Miran’ın dudaklarıyla hiç rahatsız olmadı. İlk kez bir erkeğin nefesini hissediyordu. Naif öpüyordu, baskıcı değildi. gözlerini yumduğunu fark edemedi. Belinden iyice çekilmiş olduğunu ve vücutlarının birbirine yapıştığını fark edemedi. Miran karşısındaki kızın dudaklarında gezinirken, önceden öptüğü kadınlardan hiç birisi aklına gelmiyordu. Karısının dudaklarına uyguladığı hafif baskıyla birlikte, dudaklarını aralamasını sağladı. Alt dudağını dudaklarının arasına aldığında Reyyan kendisine geldi yavaşça. Farkına varmadan kapattığı gözlerini açtı zorlukla. Ellerini kocasının göğsüne koyup, hafifçe itti. Elleri kocasının göğsündeyken, gözlerini kapatıp tekrar açtı.
R:Bu-bu şekilde ö-öpeceğini söylememiştin. Kü-küçük olacaktı.
M:Küçüktü zaten.
R:Be-ben odama yerleşmek istiyorum.
M:Tamam gel. Şurası benim odam. Bir şeye ihtiyacın olursa burada olurum. Senin için çatı katı odasını düşündüm. Sessiz olur orası, rahatça ders çalışabilirsin. Rahatsız olmazsın orada.
R:Tamam. Ben çıkayım odama.
M:Dur ben valizlerini çıkartayım. Hem odanı göstereyim.
R:Tamam.
Miran önden biraz önceki büyülü anları düşünerek ilerlerken, arkasından aynı düşüncelerle ilerledi Reyyan. Ne yaşadığını idrak edememişti henüz. Ağzının içindeki yabancı tat her an daha cazip gelmeye başlıyordu sanki. Kendisine sorduğu soruya yanıtını vermiş oldu istemeden. Evet ilki gibi ikinci öpücükte çok hoşuna gitmişti.
Odaya çıktığında karşılaştığı manzaraya artık şaşırmıyordu Reyyan. evin her köşesi gibi çatı katıda çok modern döşenmişti. Her an, her ihtiyacı karşılayabilecek düzen kurulmuştu. Miran valizini yatağın üzerine bırakıp Reyyan’a döndü. Sağ karşısında ki kapıyı göstererek konuşmaya başladı.
M:Burası banyo. İstediğin gibi kullanabilirsin. İhtiyacın olabilecek her şeyi bulabilirsin.
R:Teşekkür ederim. Bir duş alsam iyi olur sanırım.
M:Tamam ben aşağıdayım. Sen keyfine bak.
Miran’ın odadan çıkmasıyla birlikte valizini boşaltmaya başladı. Kullandığı şampuanları banyoya yerleştirmesinin ardından, duş almak için hazırlandı. Gözlerini lüks banyoda gezdirirken sessizce mırıldandı.
R:Bu lükse çok alışma Reyyan. İki ay sonra buz gibi banyoda duş alacaksın. Bu lükse alışma.
Kendisine verdiği telkinin ardından duş almış, üzerini giyindikten sonra da ders çalışmaya başlamıştı. Reyyan derslere dalmış zamanın nasıl geçtiğini anlayamazken, kapısının tıklanmasıyla başını kitaptan kaldırdı.
M:Reyyan rahatsız ediyorum ama akşam oldu. Yemek siparişi verecektim. Ne yersin bilemedim?
R:Dışarıdan mı söyleyeceğiz?
M:Ben evi otel gibi kullandığım için yiyecek pek bir şey yok haliyle.
R:Anladım. Tamam o zaman kendine sipariş ettiğinden bana da sipariş et. Ben yarın alışveriş yaparım.
M:Yorulmana gerek yok.
R:Yorulmam ben.
M:Tamam sen bilirsin. Sen çalışmaya devam et istersen, ben yemekler gelince çağırırım seni.
R:Tamam. Teşekkür ederim.
M:Rica ederim.
Reyyan dersini çalışmaya devam ederken, Miran yemek siparişinin ardından maillerine cevap vermek için bilgisayarının başına geçti. Kapının çalma sesiyle birlikte cüzdanını yanına alıp, kapıya gitti. sipariş ettiği pizzaları ısınması için fırına koyup, Reyyan’a seslenmek için üst kata çıktı. Birkaç dakika sonra ikisi de masanın başına oturmuş, sıcak pizzaları yemeye başlamışlardı. Reyyan ağzında ki lokmayı yutup Miran’a döndü.
R:Çay içersin değil mi?
M:Zahmet etme.
R:Yok canım ne zahmeti? Yaparım iki dakika da. İyi yemek yiyorsun ama maşallah. Bu kadar çok yiyen birisine göre hiç göbeğin yok? Şahsen ben kaslı erkek sevmem ama sana yakışmış.
M:Sen neyden hoşlanıyorsun acaba? Erkek tipin ne? Herkes kaslı erkek sever.
R:Ben değil maalesef.
M:Dün yanında ki hocan mı tipin? Uzun ve sıska. O sıska vücudu mu çekiyor dikkatini yani?
R:Sana daha önce de söyledim. Sen ne gördün bilemiyorum ama Serkan hoca benim sadece hocam.
M:Neyse. Yarın okula gidecek misin?
R:Yok okula değil ama hastaneye uğramam lazım. Çok sürmez ama belki bir iki saat. Sonra kızlarla buluşacağız.
M:Tamam keyfine bak ben akşam beş gibi almaya gelirim seni. Hazırlanırsın sen.
R:Tamam.
M:Güzel. Orada ki koca yatakta sıcak bir şeye sarılıp uyumak güzel olacak.
Reyyan’ın bakışları anında donuklaştı.
R:Na-nasıl yani anlamadım?

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölüm cumartesi akşam gelir inşallah 🧡 😍 beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum 🤩 🤩

Hercai Where stories live. Discover now