71

725 44 8
                                    

Eve kısa bir sürede varmasına rağmen, Miran’a bir asır kadar uzun gelmişti. Binanın girişindeki güvenlik bile hızlı gelen arabadan çekinip geri kaçmıştı. Son sürat gelen araba, binanın girişinde inleyen bir fren sesiyle durdu.
Miran arabadan indiği gibi koşarak içeriye girdi. Asansörde sıkıntı ve sabırsızlıkla ayağını yere vuruyordu. Evin kapısına gelip anahtarı çıkardı hızla cebinden. Heyecandan eli ayağı titremeye başlamıştı. Sevdiği kadına kavuşmasına tek engel bu kapıydı şu anda. Hızını bir nebze kıstı aklına gelenle. Uyuyorsa hala uyandırmamalıydı. Bugün okula girmeyeceğini biliyordu. Bu hafta son haftasıydı.
Kapının kilidi fazladan bir tur dönünce şaşırdı. Çıkmadan böyle mi kilitlemişti acaba? Genelde bir kere kilitlerdi. Çok fazla umursamadı. Sabah ki siniri aklına geldiğinde, dalgınlıkla fazla kilitlediği aklına geldi.
İçeriye girdiğinde tahmin ettiği gibi bir sessizlikle karşılaştı. Ceketini evin bir yerine fırlatıp, doğruca yatak odasına yöneldi. Onu öperek uyandıracak ve onu ne kadar sevdiğini kulağına fısıldayacaktı. İstemeden heyecanlandı tekrar. Daha önce hiçbir kadına onu sevdiğini söylememişti. Sevebileceği böyle mükemmel bir kadınla karşılaşmamıştı. Ama emindi ki, onun sıcacık vücuduna sarıldığında tüm cesareti yerine gelecekti. Sabah karısının sırtına kondurduğu öpücük aklına gelince sinsi bir gülümseme kondurdu yüzüne.
Yatak odasına girdiğinde, beklemediği görüntü karşısında duraksadı..Yatak yapılmıştı..Düzgün ve de temizdi. İçeride kimse yoktu. Merakla etrafı süzdü. Acaba alışverişe mi gitmişti? Belki de her kadın gibi stresini atmak için bir şeyler almaya çıkmıştı.
Aklı Reyyan’ın her kadın gibi olmadığını haykırırken, ufak tefek ayrıntılar gözüne ilişti. Tuvalet masasının üzerinde ona ait hiçbir özel eşya yoktu. Ne bir parfüm, ne de bir tarak..
Yüreği ağzına gelmişti bir anda. Kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Ama kötü bir şey düşünmek istemiyordu. Mantıklı bir açıklaması olabilirdi. Belki de son hafta olmasına rağmen acil bir şey çıkmıştı, okula gitmişti. Belki de hastaneye gitmişti.
Peki ya eşyaları..onlar neredeydi?
İçinde patlamaya hazır bir sıkıntıyla giysi dolabına gitti. Uzun zamandır karısının kullandığı kısmın kapağını açınca, içinin bomboş olduğunu gördü. Reyyan’ın hiçbir şeyi yoktu. İnanamıyordu..İçini yavaş yavaş saran endişeye aldırmamaya çalışarak derin bir nefes aldı. Düşünmeliydi. Telaşa gerek yoktu. Ondan gitmesini istememişti ki, boşanma sürecinde evde kalmasını özellikle söylemişti.
Ceketini attığı yere gitti. Telefonu eline alırken, endişesi öfkeye dönüşüyordu. Neredeydi? Neden böyle ortadan yok olmuştu?
Durakladı o anda. Aklına üst kat gelmişti. Tabi ya. Kendi odasına taşınmış olmalıydı. Eşyalarını üst kattaki odasına çıkarmıştı büyük ihtimalle. Ne kadar da aptaldı?  İçi biraz rahatlarken, üst kata çıkmaya başladı. Uzun adımlarla merdivenleri hızla çıktı. İkişer, üçer atlamıştı adeta. Karısının odasına geldiğinde, kapıyı sertçe açtı. Gözünü etrafta gezdirdi.
Burada da aynı boşluk vardı. Reyyan evde değildi..Bir kaç parça eşyası vardı ama onlar da o kadar önemli değildi. Dişlerini sıkmaktan çenesi ağrımaya başlamıştı, giysi dolabına yöneldi. Hırsla kapağı açtı. Birkaç elbiseden başka bir şey yoktu. Valizi de yoktu.
Kızgınlığı hat safhaya çıkmıştı. Ne yapıyordu bu kadın böyle? Onu kalpten öldürmek mi istiyordu? Elindeki telefondan karısının numarasını bulup aradı hızla. Telefon çalarken sakin olmaya çalışıyordu. Sakin olmalıydı. Her şeyin mantıklı bir açıklaması olabilirdi..Ama kahretsin ki, içindeki sıkıntıya mantıklı bir açıklama bulamıyordu. Sevdiği kadın ortada yokken sakin olamıyordu.
R:Alo.
M:Reyyan..Hangi cehennemdesin sen? Bana yerini söyle hemen gelip alacağım seni.
R:Miran..
M:Yerini söyle dedim.
R:Söyleyemem.
M:Neden söyleyemezsin?
R:Be-ben ayrıldım artık evden.  Seni evinden edemezdim..
M:Aptallaşma Reyyan. Ne ayrılması? Daha konuşacağımız şeyler var. Şimdi bana yerini söyle, gelip seni alayım.
Sonlara doğru yükselen sesi, Reyyan’ı korkutmaya yermemişti. Kendisini ilk kez bu kadar çaresiz hissediyordu.
R:Herşeyi konuştuk.
M:Hayır konuşmadık. Hani boşanıncaya kadar evde kalacaktın? Neden gittin?
R:Ben öyle bir şey söylemedim. Hem gitmem daha iyiydi. O evde..seninle olan anılarımla..nasıl kalırdım? Bu sabah bile çok zor oldu.
M:Güzelim..Bu sabah ben de uzun uzun düşündüm. Sonunda haklı olduğuna karar verdim. Bu evliliği bozmamızın anlamı yok. Devam ettirebiliriz. İstediğin kadar.
R:İs-istediğim kadar mı?
M:Evet ben halimden çok memnunum. İstiyorsan evli kalalım, hiç itiraz etmem. Annemde memnun olur hem. O seni seviyor.
R:Evet en azından biri beni seviyor. Bu çok güzel bir duygu ama üzgünüm, seninle evli kalamam. Seni buna mahkum edemem. Konuşacak her şeyi konuştuk Miran. Lütfen artık sadece dost olmaya çalışalım. Sen..sen her zaman benim için özel bir insan olacaksın.
Miran telefonun kapandığına inanamıyordu. İdrak ettikten sonra tekrar aradı karısını ama kapalı olan telefonla birlikte sinirle soludu. Aptal adam yine sevdiğini söyleyememişti işte..

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩 🙏 telafilere devam 👏 👏

Hercai Where stories live. Discover now