78

807 45 16
                                    

Reyyan hızla kalktı ayağa. Miran kolundan tutup tekrar oturmasını sağladı.
R:N-ne aldırması? Asla..onu doğurmak istiyorum. O ikimizin çocuğu. Ben seni ayalardır seviyorum. Sensiz bir hayat düşünemiyorum. Ama çocuğumuzu aldırmak da istemiyorum. Ona bir şans vermek için senden ayrılmayı bile göze almıştım. Seni sevdiğini bilmiyordum. Hiç tahmin edemedim.
M:Peki gerçekten ayrılsaydık? O zaman ne yapacaktın?
R:Onu aldırmamı istersin diye korkuyordum zaten. Miran..seni çok seviyorum ama..karnımda senin çocuğunun olması..harika bir şey. Onu asla aldırmazdım.
M:Doğurup, büyütecektin yani.
R:Kızsan bile..evet..
M:Bana söylemeden..Çocuğumu benden saklayarak..
R:Söyleyemezdim. Kızma. Çocuk istemediğini kaç kere söyledin hatırlasana. Sevdiğim adamdan bir parçaya içimde hayat veriyorum. Ben nasıl alırdım o hayatı elinden
M:O senden önceydi. Kabul etmesem de ne zaman sana baksam, bir çocuğumuzun olmasının ne harika olacağını düşünüyordum. Aslında Ebru ve Selim’in yeni doğmuş kızlarına bakarken, bundan çoktan hoşlanmaya başlamıştım. Zaman zaman bir çocuğum olsa ne olur diye düşünüyordum. Kucağıma alıp denemeler yapıyordum. Fark etmedin mi hiç?
R:Hayır hiç fark etmedim.
M:Benim kabahatim. Hiçbir zaman açık bir erkek olamadım. Ama bundan sonra sana karşı gerçekten açık olacağım. Bir daha seni kaybetmeyi göze alamam. Bu öğlen koşa koşa eve geldim ve seni bulamadım. Delireceğim sandım. Artık sensiz olamayacağımı anladım. Sen de beni seviyorsan eğer, hayatımı sana ve çocuklarıma adamak niyetindeyim.
R:Çocuklarımız derken. Kaç taneden bahsediyoruz.
M:Dörtle başlayalım..
R:Nee?
M:Ne demek ne? Hem bu taktik hanımefendi.
R:Nasıl bir taktik?
M:Dört çocuk istiyorum diyeceğim, dört çocuk olunca beşinciyi tutturacağım, beşten sonra altı diye tutturacağım. Öyle öyle sekiz, dokuz tane yaparız.
R:Oldu canım. Nerede gördün sen dokuz çocuğu?
M:Gördüm bir yerde ne yapacaksın sen? Sen şimdi onu boş ver, zamanı gelince ben seni kandırırım..Şey yani zamanı gelince konuşuruz demek istedim.
R:Kesin öyle demek istemişsindir. Ben bundan eminim.
M:Canım karım nasıl da tanıyor kocasını. Lafı dolandırma konuşuyordum ben. Ben kalabalık bir aile istiyorum. Tebliğini şu anda yaptım. Peki sen hem çocukla ilgilenip, hem de senin için yanıp tutuşan bir kocaya ömür boyu dayanabilir misin?
Reyyan kocasına biraz daha sokulurken, gülümsemeye başladı.
R:Hem de severek patron. Sana istediğin kadar çocuk vermek beni çok mutlu eder.
M:Olmaz ama ya..Senin nazlanman lazımdı. Sen delirdin mi, kafayı mı yedin? Ne yapacaksın dokuz çocuğu falan demen lazımdı. Neden böyle oldun sen?
R:Seni mutlu etmek istiyorum.
M:Ben zaten mutluyum. Sen yanımda ol, ben çocukta dahil başka hiçbir şey istemem.
R:Hala inanamıyorum.
M:Neye?
R:Beni sevdiğine. Öylesine imkansız gibiydi ki.
M:Aynı şey benim için de geçerli. Benim gibi erkeklerle ilgilenmediğini söylediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Birlikte olduğumuz sekiz ay çok güzeldi. Çok hızlı geçmişti. Ve bu sürede sana yakın olmadığım, seninle sevişemediğim, eve geç gelmek zorunda olduğum günler ise çok acıydı..Seni seviyorum. Çok garip değil mi? Sen gerçekten öyle çok seviyorum ki Reyyan bunu anlatamam.
Miran’ın şakağına bir öpücük kondurdu. Ama Reyyan’ın sessizliği Miran’ın canını sıkmıştı.
M:Ee..
R:Ne ee?
M:Sen bir şey demeyecek misin?
R:Ne gibi?
M:Ne demek ne gibi Reyyan? Seni seviyorum, seni istiyorum, seni arzuluyorum. Gel odamıza çıkalım hasret giderelim..Gibi gibi…Söyledim de çok mantıklı geldi valla. Hadi odamıza çekilelim.
R:Ciddi ol biraz.
M:Artık ciddi olmak istemiyorum. Ben hızlı karar veririm biliyorsun. Seninle evlenmeye de hızla karar vermiştim. O ilk karşılaşmamızda kalçalarına bakarken, seni almam gerektiğini düşünmüştüm.
R:Kalçalarım mı?
M:Evet..
R:Ne ara baktın? Hiç fark etmedim.
M:Ben bakarım. Fırsatı değerlendirmek gerekir.
R:Demek fırsat..Başka kimlere karşı kullandın sen bu fırsatları? Kaç kişiye karşı?
M:Ağzımdan laf mı almaya çalışıyorsun?
R:Ne münasebet canım? Öylesine sordum ben...Miran…
M:Efendim..
R:Seni çok seviyorum..Nefesim kesilircesine..
M:Bende seni seviyorum..Tek bir nefes için can verircesine..
Birbirlerine sarıldılar tekrar.
M:Ee sen söyle bakalım. Beni sevdiğini ne zaman fark ettin?
R:Ben..aslında kendimi senden korumaya çalışıyordum. Fakat seninle o yağmurlu günde, Akçay’da dilek dilemiştim ya..
M:Evet. Söylemen için ısrar etmiştim ve sende söylememiştin..Şimdi söyleyecek misin?
R:Ben evliliğimizin devam etmesini istedim. Sana aşık olmaya başladığımı anlamıştım. Senin beni bırakmamanı umdum hep. Beni sevebilmeni istedim. Fakat öylesine yakışıklı ve erişilmezdin ki, hiç umudum yoktu. O dilek olayına inanmamayı tercih ettim. Bu yüzden öyle imkansız bir şey diledim.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩

Hercai Where stories live. Discover now