66

721 46 11
                                    

Kalbindeki heyecanı yenip içeriye girdi. Hocasının karşısına oturdu.
D:Reyyan..Heyecanlı mısın?
R:Çok..
D:Hadi bakalım inşallah diyelim o zaman..Bakalım sonuçların çıkmış mı?
R:Çıktı.
D:Çıktı mı?
R:Me-mesaj geldi.
D:Hee evet..Tamam o zaman bakalım. Bizim yeğen yola çıkmış mı?
R:Evet bakalım.
Elini kalbinin üzerine koydu. Gözlerini kapatıp, derin derin solumaya başladı tekrar. Hocasının “tebrik ederim” cümlesini duymadı. “gözün aydın” sözünü de duymadı. “Allah  analı babalı büyütsün” sözünü de duymadı. Bunlar dolaylı yoldan hamile olduğunu söylüyordu. Reyyan şu anda bu yolu anlayabilecek halde değildi.
D:Reyyan sen beni dinliyor musun?
R:Be-ben..
D:Hamilesin. Tebrik ederim.
Duyduğu kelime defalarca kez beyninde yankılanırken, gözünden bir damla mutluluk gözyaşı aktı. Elini kalbinin üzerinden çekip, karnına koydu. Yüzüne bir gülümseme kondururken, karnına sarılı vermişti.
R:Ha-hamileyim..Be-ben hamileyim..
D:Evet hamilesin.
R:B-benim bebeğim olacak.
Reyyan mutluluğun ne demek olduğunu şimdi anlıyordu. İstediği bölümü kazanmış olmanın mutluluğuyla kıyaslanamazdı, derslerinin güzel olmasının mutluluğuyla kıyaslanamazdı, Miran’a aşık olmasıyla bile kıyaslanamazdı bu mutluluk. Sevdiği adamdan bir parça taşıyordu. Onun parçası hayat bulmuştu içinde. İdrak edemiyordu. Ne yani şimdi vücudunda iki kalp mi atıyordu?
R:Ne-ne kadarlık?
D:Yedi haftalık. Farkına varmadın mı?
R:Be-ben şüphelendim ama..Ama emin olamadım.
D:Boşuna dememişler terzi kendi söküğünü dikemez diye. Söz konusu kendi bedenin olunca, doktorlukta ilk akla gelen şey gelmiyor aklına.
R:Öyle sanırım.
D:Ne hissediyorsun?
R:Aslında, sanırım tam idrak edemedim sanırım. Hala anlayamadım.
D:Neyini anlamadın? Sen bana söyle ben sana anlatayım doktor hanım.
R:Aslında hamile olduğumu daha anlayamadım. Bir daha duysam idrak edebilir miyim diye düşünüyorum?
D:Hamilesin demem yeterli mi?
R:Hamileyim. Allah’ım sana şükürler olsun Ya Rabbim. Hamileyim.
D:Kim bilir eşin nasıl sevinecek? Ben çok tatlı olacağına eminim..Ee baba yakışıklı, anne güzel..
Reyyan’ın yüzündeki gülümseme yavaşça söndü. Düşünceler beynine üşüşürken, üzüntü tüm bedenine yayılmıştı. Biraz önce ki mutluluğundan şu anda eser yok. Miran’ın çocuk için kurduğu her cümle aklında dolanıyordu.
“Çocuk istemiyorum. Hem sende gençsin. Anne olmak için yaşın daha çok genç. Ayrıca daha çok uzun yıllar çocuk falan istemiyorum.”
Miran’ın bu çocuğu istemeyeceği kesindi. Ee ne olacaktı peki? Sevdiği adamdan olan bir parçayı aldıracak mıydı? Nasıl kıyacaktı? Tamam Miran istemiyordu ama bu çocuk sadece Miran’ın değildi ki. Kendisinin de çocuğuydu. Kendi çocuğu üzerinde söz hakkına sahip olamayacak mıydı yani? Ya yanlış düşünüyorsa..Ya Miran çocuğu isterse..Ne güzel olurdu?
Ama hayır..Defalarca söylemişti. Çok net söylemişti, çocuk istemiyordu..Yapılacak şey belliydi. Başka çaresi yoktu.
R:Ben teşekkür ederim hocam. Vaktinizi aldım.
D:Ne demek canım? Kontroller için uğramayı ihmal etme.
R:Hocam bir şey sormak istiyorum.
D:Tabi canım. Bildiğim bir konuysa yardımcı olmak isterim.
R:Kü-kür-kürtaj için..
Reyyan hocasının yüzündeki değişimi an be an görmüştü. Gözleri kocaman açılmıştı. Göz bebeklerinde ki üzüntüyü görebiliryordu.
D:Aldıracak mısın? Ama neden? İstenmeyen bir bebek miydi? Gerçi..benim ki de soru, isteseniz neden aldırmayı düşünesiniz?
R:Pe-pek planlı bir şey değildi. Hiç düşünmemiştik. Hazır değiliz. Bunun sorumluluğunu taşımak çok başka bir şey. Hem bilmediğiniz şeyler var. Bu çocuğu doğurmam imkansız.
D:Bu mucizeye hazırlık yapamazsın ki. Bir anda hayatına girer ve sen fark edersin ki, aslında çok uzun zamandır hazırsın. Sadece onun gelmesini bekliyormuşsun. Bence acele karar verme. Şu anda şoktasın. Bir üzerine yat, düşün. Bir anda karar verme. Unutma ki karar verdiğin şey bir insanın hayatı. Her yönüyle düşünmek zorundasın. Bir cana kıymanın vebalini üzerine alabilir misin? Eğer gerçekten tamam ben kararımı verdim, bu muhteşem varlığın canına kıyacağım diyorsan, ben buradayım. Ama gözlerinde görüyorum. Sen bu çocuğu istiyorsun.
R:Hocam..
D:İstiyor musun?
R:Çok…Çokk istiyorum. O benim sevdiğim adamdan bir parça, nasıl istemem? O benim kimsesizliğimin ilacı. Çook istiyorum. Elimden gelse canımı veririm onun canını korumak için..
D:O zaman kocanla konuş. İyice bir düşünün. Bu bir anda verilecek bir karar değil. Sonradan çok pişman olmak bir şey ifade etmeyecek, giden can geri gelmeyecek. Ama sanma ki karşılaşmayacaksınız. Ölümden sonra da hayat var. Bence orada karşına dikilecek, “Benim nefesimi neden kestin, beni neden öldürdün, benim neden katilim oldun?” diye soracak. Onu öldürürken, bu sorulara cevap bul, öyle öldür.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩 🙏 🧡 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏

Hercai Where stories live. Discover now