131

334 17 6
                                    

D:Eski zamanlarda tecavüz fiilini işleyenler için şöyle bir ceza uygulanıyormuş. Adamın üzerini tamamen çıkartıp, merkeze götürüyorlarmış. Ellerini ayaklarını bağlayıp, adamı yere sabitliyorlarmış. Kargalar bilirsiniz etçillerdir, her ne kadar İstanbul da simit yeseler de..
M:Biliyoruz.
D:O adamın vücuduna ve özellikle organının üzerine et parçası koyar, o şekilde hadım ederlermiş.
R:Nasıl yani?
D:Yedirirlermiş.
M:Anlamadım neyi?
D:Anlasanıza yaa..
M:Anlamadım ondan soruyorum.
D:Tecavüz suçunu işleyenin organını canlı canlı kargalara yedirirlermiş, sonra da kan kaybından ölürmüş o adam..
Miran elini istemsizce önüne siper etti. Miran ve Reyyan şaşkınca birbirlerine baktılar. Miran karısına döndü..
M:Karıcığım beni sen azarla, razıyım ben valla bak.
R:Güzel bir cezaymış bence. Adalet diye buna derim ben.
M:Bence de güzelmiş ama ben hak etmedim öyle bir şeyi.
R:Yok artık Miran. Allah korusun. Sana kim diyor hak ettin diye. Tamam ben seni süründürürüm ama o tarz bir şeyin ucu bana da dokunur. Hem duymadın mı eski zamanlarda dedi? Korkma sen ben gerekirse senin önüne siper olurum, sen hiç merak etme.
M:Korkmak değil de, insan bir ürküyor. Allah göstermesin.
D:Neyse bu kadar gereksiz konu yeter. Hadi sizi normal odaya alalım artık. Reyyan canım sen dinlen biraz. Uyu rahatla. Ben hemşireye de talimat vereceğim hemen, o hafif ağrıyı da alacağız senden. Daha sonra gelip, kontrollerini yapacağım.
R:Tamam hocam teşekkür ederim.
M:Sağ olun. Zahmet verdik biz size.
D:Estağfurullah olur mu öyle şey? Yapacağız tabi. Reyyan bizim için çok değerlidir. Hem unutmayın benim işim bu.
Doktorun dediği gibi Reyyan’ı normal odaya almış, serum bağlamışlardı. Reyyan yorgunlukla uykuya teslim olmuştu. Pencereden dışarıyı izleyen Miran, aklına annesinin gelmesiyle, uyuyan karısına çevirdi bakışlarını. Sessizce yanına yaklaştı. Saçlarını okşadı, derin bir nefesle birlikte kokusunu içine çekti. Ardından da alnına bir öpücük kondurup odadan çıktı. Sağa sola bakıp, annesini görmeye çalıştı. Sol tarafta annesini gördü. Yavaş yavaş yanına yaklaştı. Arkadan beline sarıldı annesinin.
M:Ayla sultan… Neden gelmedin içeriye? Reyyan seni sorup durdu.
A:Yüzüm yok.
M:O nedenmiş? Ben görüyorum işte var.
A:Dalga geçme benimle. Ben Reyyan’ın yüzüne nasıl bakacağım?
M:Böyle karşısına geçip bakacaksın.
A:Eğer ben öyle şaka yapmasaydım bunlar olmazdı. Sen daha erken gelirdin belki.
M:Biz geldiğimizde hastanenin her şeyi hazırdı. Hiç beklemeden Reyyan’ı doğuma alabildiler. Eğer sen o şakayı yapmasaydın o saatte, doktor izinli olacaktı. Reyyan normal odaya alındığında doktorlar konuştuk. Şanslı olduğumuzu söyledi. Kocasıyla arkadaşlarının yanına gidecekmiş, hastaneye bir evrakı almak için gelmiş, tam o anda ben aramışım Reyyan doğum yapıyor diye. Hemen arkadaşını aramış, iptal etmiş programını.
A:Beni kandırmak için yalan söylemene gerek yok.
M:Seni kandırmaya çalışmıyorum anne. Aslında şu anda itiraf ettiğime pişman bile oldum. Ne güzel beni kandırmaya çalıştığında bununla seni vurabilirdim.
Ayla hanım hafifçe vurdu Miran’a.
A:Dalga geçme anneyle.
M:Anne oğluyla geçiyor ama..
A:Ben seni bunun için doğurdum zaten.
M:Çok sağ ol anne kendimi çok iyi hissettim.
Elini kaldırıp, annesinin yanaklarından akan bir damla yaşı sildi.
M:Ağlama.
A:Özür dilerim.
M:Dileme. Ben sana teşekkür ederim. Sen bu şakayı yapmasan benim karıma doğumu kim yaptıracaktı? Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama iyi ki yapmışsın bu şakayı..
Birbirlerine sıkıca sarıldılar. Birkaç dakika sonra birlikte odaya geçtiler. Reyyan uyanmış, kendilerine bakıyordu. Elini hemen annesine doğru uzattı. Ayla hanım gözyaşlarıyla elini tuttu hemen gelininin. Reyyan şaşkınca Ayla hanımın gözlerine baktı.
R:Neden ağlıyorsun anne? Cennet ve cehennemi işin içine katmak istemem ama bir söz var. Özdemir Asaf demiş ki. Ne Cenneti Merak Ediyorum, Ne De Cehennemi. Ben Annemi Ağlarken De Gördüm Gülerken De. Sil gözlerini hadi. Miran anlatmadı mı sana? Bizim sana teşekkür borcumuz var.
A:O şansa olmuş. Her şey daha kötü de olabilirdi.
R:Ama olmadı. Ayrıca şans değil. Her şeyin bir sebebi ve saati var. Miran o kafeye belki beş yüz kere geldi. O gelişlerinden belki de yüzün de aynı ortamda durduk. Ama o fırtınalı güne kadar fark etmedik. O şimşek çakmasa belki bu olanların hiç birisi olmayacaktı. Başta bu evlilik kararı benim verdiğim en kötü karardı benim için. Ama bak zaman gösterdi ki aslında benim için en iyisiymiş. Sen o şakayı yapmasan kim bilir neler olacaktı? Biz doktor bulmakla uğraşacaktık.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩

Hercai Where stories live. Discover now