(63) Kendinin Gölgesi.

67.3K 7.2K 11.1K
                                    

Annem bizi uğurlarken acaba çatlak bir kadına elleriyle gönderdiğinin farkında mıydı? Bir işaret alacaksınız demişti ve aldığımız işaret yılanlarla haşir neşir olan bir kadından gelmişti. Kadının beyni tek başına bir dünya gibiydi. Kim ne derse desin anlayacakmış gibi görünmüyordu. Işıktan Gelen kızı bağladığı halde sanki bunu yapan kendisi değilmiş gibi kızla samimi bir şekilde konuşuyordu. Bizimle daha doğru düzgün tanışmadan yılanını üzerimize salmıştı. Biz mi dedim? Pardon çünkü benim üzerime salmıştı! Beyaz yılan yerde sürünerek bana doğru gelirken ne düşüneceğimi bilmiyorum. Umarım gerçekten beni teyzesi falan sanmıyordur çünkü bir yılanın teyzesi olmak gibi bir düşüncem yok! Yılan bana doğru süründükçe kaçmak için daha çok etrafıma bakıyordum. Soya denen kadına yaptığı gibi boynuma dolanmasını istemiyorum. Hadi ama, bu yaratıkları korkunç ve tehlikeli bulan bir tek ben olamam. Tanrı aşkına, o bir yılandı! Ya bir anda beni ısırırsa? Şifacı olduğum için zehirlere bağışıklığım olabilir ama bu korkmadığım anlamına gelmiyordu.

Safir ile aramızda birkaç adım kalmıştı ki ürkerek, "Itır," dedim. "Öldür şunu aksi takdirde onun ruhunu emmek zorunda kalacağım." Bu konuda şaka yapmıyorum. Eğer bana doğru gelmeye devam ederse gerçekten onun ruhunu emebilirim.

Itır bana, "Korkak," diyerek Safir'e doğru yürüdü ve diz çökerek ona elini uzattı. "Merhaba Safir," dediğinde Safir rotasını değiştirerek Itır'ın eline doğru sürününce rahat bir nefes aldım. En azından bana gelmekten vazgeçmişti.

Safir, Itır'ın koluna dolanınca sosyopat kardeşim ona gülümseyerek başını okşadı. "Sen çok tatlı bir yılansın," dediğinde tiksinti içinde yüzümü buruşturdum. Merak ediyorum bu akıl hastası kardeşimin dünya üzerinde korktuğu bir şeyler var mıydı? Yılan o, yılan! Nasıl tatlı olabilir ki?

Kardeşim ve benim tatlı anlayışım çok farklıydı.

Mara aklımdan geçenleri az çok tahmin ettiği için güldü. "Kardeşin bir yılanın soyundan gelirken yılanlardan korkmasını beklemek saçma olmaz mıydı? Elzem, kardeşin Medusa'nın hayatta olan tek torunu farkında mısın?" deyince itiraz edecek herhangi bir şey söylemedim çünkü bu gerçeği zaten biliyordum.

Soya, Safir ile oynayan Itır'a bakıp gülümsedi. "Seni sevdi," diyerek beni gösterdi. "En azından bazı caniler gibi onu öldürmeyi düşünmedin." Bana cani derken haksızlık yapıyordu çünkü normal bir insan gibi yılan görünce korkuyorum.

Itır, Safir'i tutarak ayağa kalktı. "Seninle kan bağımız var, değil mi?" dediğinde Soya ona tebessüm ederek başını salladı. "İblis annenin teyzesiyim, yani senin de büyük teyzenim," dediğinde Itır'ın dudaklarında içten bir gülümseme belirdi. Onu ilk görüşüydü ama aralarındaki akraba bağı teyzesini hissetmesini sağlamıştı. Biz daha kendimiz gibi olan insanları bulmadan kardeşim hemen teyzesini bulmuştu.

Cansu denen kız, "Hey!" diyerek bize sesini duyurmaya çalıştı. "Acaba birileri beni çözmeyi düşünüyor mu?" diye homurdandığında Soya kıkırdadı. "Affedersin seni unutmuşum," dedi. "Eski Doğa yerine karşımda cesur bir savaşçı bulunca birkaç tedbir almak zorundaydım. Ve daha fazla yıldırım istemiyorum, ciddiyim daha fazla yıldırım yok," diyerek kırbacın yılan şeklindeki başını sıktı. Kırbaç Cansu denen kızın bedeninden küçülerek çözülmeye başladı. Gittikçe küçülen kırbaç Soya'nın bileğine dolandı ve bilezik şeklini aldı. Tılsımlı bir silah olduğunu düşünmeye başladım.

Özgür kalan kız kırbaçtan dolayı kızaran kollarını ovuştururken ona doğru yürüdüm. "Daha önce karşılaşmıştık değil mi?" dediğimde yeşil gözleri sıcaklığını bana sunmak istercesine bakıyordu. "Evet ve o günden beri tekrar karşılaşacağımız günü bekliyordum," diyerek bana elini uzattı. "Ben Cansu," dedi. "Kaçık kadının teki evimi basıp odamın ortasında bir portal açmasaydı ve beni buraya kaçırmasaydı daha iyi şartlarda tanışabilirdik." Anlaşılan Soya ona unutulmaz bir gece yaşatmayı başarmıştı.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now