(29) Prenses Ari Ve General Karun.

94.3K 9.2K 20.3K
                                    

Bir yerden sonra pes ediyor insan. Baktı olmuyor bırakıyor vazgeçiyor, evet bir yerden sonra pes ediyor insan.

Klan liderlerinden çıkacak karar belli ihtiyar heyeti ve konseyden çıkacak karar da belli ben bir aykırıydım deşifre olmuşken infazım kaçınılmaz. Kurul çoktan toplanmaya başlamıştır birgün içinde kasaba meydanında beni asacaklarına eminim. Klan liderlerinin akademiye gelmesi saatleri bulur Efsun hepsine bir ulak göndermiş olabilir ama bu kışta yolculuk biraz daha uzar. Akademideki asker sayısı en üst düzeye gelmiş olmalı üstelik liderler buraya geldiklerinde bu sayı onların askerleriyle birlikte on katına çıkar. Medusa'nın kızı her şeyi itiraf etmişken aksini savunacak delilleri bulamam zaten artık umurumda da değil. Ne bekliyordum ki annesinin soyundan geliyor fakat benim annemin de kanını taşıyordu. Medusa ile aynı çatı altında büyümüş olabilir lakin annesi onun yüzüne dâhi bakmazken ben tüm hayatımı Itır'a adadım. Her ah dediğinde ona uzanan ilk el hep ben oldum. Ben kendi ah'larımın içinde kaybolurken o beni hiç duymadı ben ise onun yardım çığlıklarını kilometrelerce uzaklıkta duydum. Ben ensemde hep bir silahla gezdim silahın tetiğine bir ip bağlıydı ve o ipin ucu ayaklarıma dolanmıştı. Attığım her adımı önceden düşünmeli adımlarıma dikkat etmeliydim. Kendi ayağıma takılıp tökezlemeye hakkım hiç olmadı aksi takdirde ayağımdaki ip gerilir ve ensemdeki silah patlardı. Şimdi ise soy kandan daha baskın geldi ve öz kardeşim o silahı alıp namlunun ucunda ben varken tetiğe bastı.

Evet soy kandan önce geldi.

Beni bir suçlu gibi attıkları küçük hücrede duvardaki meşalenin alevi titreşirken sindiğim pis duvarın dibinde nasıl da hissiz ve boşluktayım. "Ar-artık ağlayabilir miyim?" Itır yüzünden zaten akmıştı son gözyaşı ama yılların alışkanlığı işte hâlâ dolu dolu ağlamaktan korkuyorum.

Bu sefer ki cezam sonum olacak.

Kapıdan gelen seslerle başımı çevirirken zindan konusunda isyandayım çünkü dört tarafı duvarlarla kaplı olduğu için nefessiz kalıyorum. Keşke kapının olduğu duvarda demir parmaklıklar olsaydı en azından boğuluyor gibi olmaz biraz nefes alabilirim. Güçlükle ayağa kalkınca o kadar aciz ve kırılgan hissediyorum ki Itır'ın bana yaptığı şeyi hatırladıkça burnum sızlıyor gözlerim doluyordu. "Be-ben başarıyordum." O kadar kötüyüm ki bu sefil ses benim özgüven dolu sesimden çok uzaktı. "Kazanıyordum." Kendimi zorlayarak bir adım daha attım ödül benim hayatımdı ama kaybettim. "Çok az kalmıştı beni anlıyor musun çok az kalmıştı." Titreyen elimi kaldırıp baş parmağım ve işaret parmağımı birbirine yaklaştırıp her ikisi arasında minik bir boşluk bıraktım. "Şu kadarcık kalmıştı Meliz." O kadar kötüyüm ki içimi dökecek kişiyi ayırt edecek durumda değilim.

Ben sıradan bir şey kaybetmedim hayatımı kaybettim oysaki o kadar çok uğraştım ki.

"Biliyorum." Yanıma gelince başımı iki yanıma doğru salladım. "Bilemezsin." Kimse bunun nasıl bir his olduğunu bilemezdi.

"Kolay değildi ki yaşadıklarım." Boş yere heba ettiğim çocukluğum geldi aklıma ve ben hiç çocuk olmayı bilmediğim için elimde kalan her ukdeye acıdım. Çocuk ellerimle kendi yaralarımı nasıl sarmaya çalıştığımı hatırladım. Acıdan avaz avaz bağırırken ağlamamak için yumruğumu ısırıp gözyaşlarımı tutmak hiç kolay değildi. İnsanlar arkamdan konuşurken tüm o sözlere kulak tıkamak çok zordu. Babası ve abileri tarafından terk edilen bir çocuk olmak çok zordu. Ruhunu şeytana sattığından habersiz annem tarafından saçlarımın okşanmasını beklemek çok zordu. Defalarca kapısına gitmek ama o kapıdan girememek nasıl bir his anlatamam ve daha birçok şey. Ben yokluğunu çektiğim her şeyi Itır'a vermeye çalıştım en çokta bu acıtıyor ya çünkü ben Itır'ı hayatımın merkezine koymuştum. Ben kendi hayatımı kazanmayı bile Itır için istiyordum çünkü benim kardeşim çocuktu. Onu korumam için yaşamalıydım fakat benim kardeşim ablasını öldürecek kadar büyümüş görememişim.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now