(67) Rüyalarda Buluşmak.

71.8K 7.4K 5.5K
                                    

"Geçmişe geçti diyoruz ama geçmiyor. Sinsi bir canavar gibi nefesini hep ensemizde hissederken geçmiş geçmiyordu."

Terasta kahvesini içen Munure Hanım'ın düşünceleri çok uzaklara dalıp gitmişti. Kızlarını özlüyordu, hem de çok özlüyordu. Şu anda neredeler ve ne haldeler bilmiyordu ve bu onu daha da üzüyordu. Onlardan gelecek bir haber, en küçük bir selama muhtaç bir halde günlerini geçiriyordu. Son zamanlarda hem psikolojisi hem de sağlığı bozulmaya başlamıştı. Kızlarından haber alamamak gittikçe onu daha fazla tüketiyordu. İkisinin başına kötü bir şey geldiğinden şüpheleniyordu. Aksi takdirde Elzem onu böyle habersiz bırakmazdı. Annesinin ne durumda olduğunu tahmin edip ona ulaşmanın bir yolunu bulurdu. O Elzem'di her şeyi yapabilirdi. Eğer başı belada değilse mutlaka annesine ulaşırdı. Anılarını bile geri almanın yolunu bulmuşken ona ulaşmak Elzem için hiç zor olmamalı. Evet, buradaki herkes artık geçmişi hatırlıyordu ve bunun Elzem sayesinde olduğunu biliyordu. Bunu ondan başka kimse başaramazdı. Küçük kızı tarihi yeniden yazarak ailesine yeniden başlama şansı vermişti. Sonra da misafir bir ruh gibi onlarla yirmi dört yıl yaşadıktan sonra çekip gitmişti. Munure Hanım onların mutluluğu için gitmelerine izin vermişti fakat aradan geçen günlere rağmen onlardan hiç haber alamamak onu kahrediyordu. Gözlerinden süzülen yaşları silerken, "Elzem," diye fısıldadı, ruhu acıdı. "Itır," dediğinde ise eli titredi, kahve fincanını tutmakta zorlandı. İki yürek yangını vardı ve her geçen gün kor gibi onu yakıyordu. Biri ruhuna azap diğeri bedenine ölümdü.

Berna Hanım'ın, "Hava soğuk efendim," diyen sesini duyunca aceleyle gözlerindeki yaşı sildi. Aşçısı yanında durup endişeli gözlerle ona bakıyordu. "İyi misiniz Munure Hanım?" dediğinde buna verecek bir cevabı yoktu. Eliyle karşısındaki sandalyeyi gösterdi. "Otur lütfen Berna," dediğinde sadık dostu karşısındaki yerini almıştı. "Nasıl başarıyorsun?" diye sordu. "Mara'nın yokluğuna dayanmayı nasıl başarıyorsun?"

Berna Hanım sesli bir şekilde havayı içine çektiğinde, "Buna mecburum," dedi. "Onun yokluğuna alışmaktan başka seçeneğim yok." Hastaydı ve tahlil sonuçlarından iyi şeyler çıkmayacağını biliyordu. En fazla bir yıl daha yaşayacağını tahmin etmesi zor değildi. İşte bu yüzden Mara'nın gitmesine izin vermişti çünkü öldüğünde burada kızına bırakacağı hiçbir şeyi yoktu. Ne başını sokacağı bir ev ne de Mara'nın hak ettiği gibi bir hayat bırakamazdı. Fakat Mara gittiği yerde en başından başlayıp kendi hayatını kurabilirdi. Bazen annesine bahsettiği rüyalarındaki o genç adam bu konuda Mara'ya yardım edebilirdi. Mara burada bulamadığı her şeyi Araf'ta bulabilirdi. İşte bunlar Berna Hanım'ın sabretmesine yardımcı oluyordu. Mara'nın yokluğu canını çok yakıyordu fakat annesinin günden güne ölümünü izlemektense orada mutlu olması ona dayanma gücü veriyordu.

Munure Hanım, "Çok hızlı büyüdüler," diye iç çekti. "Ve ben onların gideceğini hep bildiğim için hiç büyümesinler istedim. Sıraç bile anılarına geri kavuşunca ayrı eve çıktı. Belli etmemeye çalışıyor ama içten içe hâlâ beni suçluyor." Geçmişi hatırlayan büyük oğlu bir anda değişmişti. İkinci hayatındaki o neşeli çocuk gitmiş yerini bir buz kütlesine bırakmıştı. Anne ve babasına karşı mesafeli birine dönüşmüştü. Akay ailesinden bir tek Yavuz ile iletişim halindeydi. Sıraç'ın evden ayrılırken anne ve babasına olan o son bakışı bir türlü unutamıyordu. Sanki ebeveynler çocuklarının geleceğini kurar çocuklar ebeveynlerinin değil der gibiydi. Son kez ailesine bakmış ve 'Şanslısınız çünkü sizler benim gibi Itır'ın ölümünü izlemediniz. Çok şanslısınız çünkü ikiniz benim gibi Elzem'in Itır için kendi hayatını ortaya koyduğu o yıkımı izlemediniz,' dedikten sonra bavullarını alarak konağı terk etmişti. En acısı da Sıraç haklıydı, yeni bir başlangıç yapmak geçmişi unutturmuyordu.

Hak ettikleri hayatı bir anne ve baba olarak onlar çocuklarına verememişti. Çocukları o hayatı tırnaklarıyla kazıyarak almıştı.

Munure Hanım biraz daha Mara'nın annesiyle sohbet ettikten sonra odasına girdi. Üzerindeki kıyafetlerle yatağa uzanıp gözlerini yumdu. Henüz öğle olmasına rağmen son zamanlarda hep yaptığı gibi kendisini uykuyla avutmak istedi.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu