(64) Küllerinden Doğmak.

63.1K 8K 13K
                                    

"Önemli olan beni yakıp küllerime dönüştüren kişileri unutmamak. Yoksa ben küllerimden doğmasını da bilirim."

İnsan hayata karşı beklentilerini küçük tutmalı ki hayal kırıklığı yaşamasın. Ne yazık ki ben Araf'a gelirken yüksek beklentiler içinde gelmiştim. Kalbimin sesini dinleyerek bir adamın peşinden evimi yurdumu bırakıp gelmiştim. Sahip olduğum her şeyi geride bırakıp onun peşinden gelmiştim. Koskoca bir zenginliği elimin tersiyle iterek onun hiçliğine gelmiştim. Nasıl bir yere gittiğimi bilmeden onun ayak izlerini takip etmiştim. Ben kendime dair her şeyi arkamda bırakarak bir adamın peşinden gitmiştim. Peki, sonuç ne olmuştu? Bana söylemediğini bırakmamıştı. Ben babamın mirasından feragat ederek ona Elzem olarak gelmiştim ama o, bana sen Elzem'in gölgesisin demişti. Beni benimle vurarak yok saymıştı. Peki, neden? Diz çöküp tanrılardan af dilemedim diye mi? Bunun sıradan bir gurur, alçakça bir kibir olmadığını anlamıyordu. Aslında bu ne gururdu ne de kibir çünkü bu bendim. Bir şeyi yapmak içimden gelmiyorsa yapmazdım, yapamazdım. Fakat bu konudaki kararlılığımın başka bir sebebi vardı. Diz çökmüyorum çünkü bunu kendime borçlu olduğumu hissediyorum. Kendim derken önceki hayatımda olan kendimden bahsediyorum. Geçmişteki Elzem tanrılara yalvarmak yerine onlara meydan okuduysa mutlaka bir sebebi olmalı. Geçmişte böyle bir şey yaptıysam mutlaka bir sebebim olmalıydı. Önceki hayatımda herkesi karşıma alıp tanrıları alt etmişsem, şimdi nasıl diz çökerek geçmişteki zaferime gölge düşürürüm? Eğer bir tarih yazdıysam nasıl kendi yazdığım tarihi hiç yaşanmamış kılarım? Yapamam, bu kadarını önceki hayatımda olan kadına borçluyum. Kim ne derse desin her ikisi de benim ve ben, kendi tacımı ellerimle tanrılara vermeyeceğim.

Sayfalarını hızlıca karıştırdığım bu kitapta da işime yarayacak herhangi bir şey bulamayınca kitabı kapattım. İki gündür kendimi odama kapatmış harıl harıl kütüphaneden aldığım kitapları karıştırıyordum. Savcı bana o sözleri söylediğinden beri bu odadan dışarı hiç çıkmamıştım. Efsun Hanım yemeklerimi odama gönderiyordu. Kendime oda hapsi verdiğim için bu odanın dışında neler oluyor bilmiyorum. Yeme içme ve özel ihtiyaçlarımı giderdiğim bir oda varken hiç dışarı çıkmak istemiyorum. Zaten beni gören herkes hakkımda konuşup duruyordu. Başta kendim olmak üzere herkesi memnun edecek çıkış yolunu bulmalıyım. Burada istenmeyen tek kişi bendim. Kızlara bile bana olduğu gibi ağır sözler söylenmiyordu. "Resmen dışlanıyorum!" diye isyan ederek yeni bir kitaba uzandım.

Tam yeni bir kitap seçmiştim ki gözlerime çantam ilişti. Köşedeki koltuğun üzerinde öylece duruyordu. Soaireya denen çatlak kadın geçiti açtıktan sonra büyü kitabını bana vermişti. Artık bana ait olduğunu söyleyince kitabı çantama koymuştum. Yatağın üzerinden inerek sebep olduğum dağınıklığın arasından geçtim. Büyü kitabını çıkartıp tekrar yatağın üzerine oturdum. Bakalım bu kitapta işime yarayacak bir şeyler bulabilecek miydim. Sayfaları karıştırırken aklımda olan tek şey Savcı'nın son sözleriydi. Bir türlü bana kendimin gölgesi dediği cümleden çıkamıyordum. "Bulacağım," diye fısıldadım. "Sırf sana hak ettiğin dersi vermek için anılarımı geri almanın yolunu bulacağım." Önceki veya şimdi ki Elzem fark etmez çünkü karakter değişebilir fakat akıl aynı kalır. Geçmişteki Elzem koskoca şehri yıkmışsa bende çıkış yolunu bulacağım.

Onlar beni tanımıyor ama ben kendimi çok iyi biliyorum. Başaramayacağım hiçbir şey olamaz.

Ertesi gün.

Kendimi odama kapattığım üçüncü günü yaşıyordum. Kızlar defalarca kapıma gelip dışarı çıkmam için bana yalvarmıştı fakat hepsini kovmuştum. Hiçbirini odaya almamış ve daha önce yaptığım gibi yine gitmelerini istemiştim. Savcı'nın o sözlerinden hemen sonra kendimi odama kapatmıştım ve hâlâ dışarı çıkmadım. Yemek saatlerinde hizmetçiler yemeğimi kapının önüne bırakıp bana haber vererek gidiyorlardı. Onlar gittikten sonra kapının kilidini açıp tepsiyi alıyordum ve geri kapıyı kilitliyordum. Büyük ihtimalle herkes buradakilerin ağır sözlerinden korktuğum için kendimi odama kapattığımı düşünüyorlardı. Fakat ben hepsine dersini vermek için odamdan çıkmıyordum. Dün sabahtan beri Soaireya'nın büyü kitabını okuyordum. Gece bile uyumamış, okumaya devam etmiştim fakat kitabı yarı etmeme rağmen hâlâ işe yarar bir şeyler bulamadım.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now