Bölüm 4

67.4K 3.5K 243
                                    

Azra gülerek ablasına baktı. Elif'in kolu alçıdaydı. Ve somurtarak mırıldanıyordu. Birkaç gündür bu haldeydi. "Azra alışamadın mı hala?" dedi Elif sesindeki güçsüz bir halde. Azra kıkırdayarak "Abla ama komiksin. Boynun ve kolun" diyerek gülmeye devam etti. Elif dişlerinin arasından "O doktor bozuntusunu görürsem döveceğim." dedi.

Azra gülmeyi bırakıp "Hadi ama sencede yakışıklı değil miydi?" dedi ablasını taklit ediyordu. Elif duygusuz bakışlarını kardeşine yollarken Azra ayağa kalktı. "Benim artık gitmem gerek. Ben gidince annem gelecek" dedi genç kız. Elif dudak büzdü. Annesi her zaman konuşurdu. "Tamam bunu hak ettim. Güle güle" dedi Elif. Boynunu oynatamamak kötü bir şeydi.

Azra gülerek odadan çıktı. Hastaneden çıkıp arabasına bindi. O sırada gelen mesajla arabayı çalıştırmadan önce telefonunu eline aldı. Mesaj menajerinden gelmişti. Genç kadın okuduğu mesajla hızlı bir şekilde menajerini aradı. Birkaç çalıştan sonra açılan telefonla direk konuya girdi. "Buluşma hangi gün dedin?" diye sordu telaşla. Karşıdaki ses rahat bir ton ile "Bu akşam" dedi.

"Bana neden sormuyorsun İclal?" dedi genç kadın. İç çekerek yanıt beklemeye başladı. "Azra diğer günler antrenmanın var. Üzgünüm ama bugün boştun." dedi menajeri. Azra dudağını kemirmeye başladı. "Bu arada gazeteci beyefendi sana numarasını da bıraktı. Peki kim bu adam?" diye sordu İclal. Azra bir elini alnına götürdü.

"Bir gazeteci" İclal güldü. Sesi telefondan duyuluyordu. "Azra sen kimseye röportaj vermezsin. Bu adamın ayrıcalığı ne?" diye sordu.

Genç kadın savunma pozisyonuna geçti. "Bir ayrıcalığı yok. Sadece bir borcum vardı ve böyle ödemem gerekiyor" dedi.

"Peki anladım. Numarayı mesaj atarım" diyerek kapattı telefonu İclal. Azra sinirle elini sıktı. "Abla başıma neler açtın!" dedi kendi kendine ve arabayı çalıştırdı.

Erkam neşeli bir şekilde soracağı soruları hazırlıyordu. Nihayet istediği röportaj gerçekleşecekti. Aslında Azra Hanım ile arkadaş olmayı isterdi. Neden bilmiyordu ancak iyi anlaşacaklarını düşünüyordu. Çalan telefonu ile düşüncelerini bir kenara bırakıp kendisinde kayıtlı olmayan numaranın çağrısını cevapladı. "Erkam Bey?" diye soran kadın sesi adamın tahmin ettiği kişi olmalıydı. "Azra Hanım" dedi Erkam her zamanki rahatlığı ile.

"Röportajın yerini öğrenecektim" diyerek açıklama yapan Azra belki de hayatında ilk kez bu kadar utanç verici bir şey yapıyordu.

Erkam elindeki kalemiyle oynarken "Sizin için uygunsa herhangi bir kafe ya da restaurant olabilir" diyerek yanıtladı genç kadını. Azra bir süre sessizliğini korudu. Öyle sessizdi ki Erkam bir an telefonun kapandığını düşündü.

"Elbette. Çok sevdiğim bir restaurant var. Size adresi atacağım" dedi sevecen bir şekilde ve telefonu kapattı. Birkaç dakika sonra adres mesaj ile Erkam'a geldi. Genç adam numarayı kaydetti.

'Azra Solmaz' şeklinde genç kadını kaydeden Erkam yüzündeki gülümsemeden habersizdi.
Azra kendine kızıp durarak evine geldi. Aynada kendisine bakıp kızmaya devam ediyordu. Ya sorulan sorulara cevap veremezse ne olacaktı? Erkam'ı arayıp röportajı iptal etmeliydi. Telefonu eline alıp geri bıraktı. Adamla az önce görüşmüştü. Şimdi arayıp ne diyecekti?

"Erkam Bey ben röportaj yapmaktan korkuyorum. Yapmasak olur mu?" mu diyecekti? İç çekerek dolabını açıp kendisini kıyafet seçmeye başladı. En azından güzel görünse iyi olurdu.

Elif açılan kapıya doğru başını çevirmeye çalıştı. Önceki denemeleri gibi yine başarısız olunca başını çevirmekten vazgeçti. "Anne sen mi geldin?" diye sordu. Ancak sessizce ona yaklaşan adımlar ürpermesine yetmişti. Kırmızı dudağını dişleyip tam karşısına geçen kişideydi şimdi bakışları.

Kanatlı DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin