Final

37.5K 1.8K 93
                                    

Azra kahvesini içip konuşmaya başladı. "Bilmiyorum kızlar. Olmayacak galiba." dedi umutsuz bir şekilde. Erkam ile neredeyse evliliklerinin birinci yılını kutlayacaklardı. Ve Azra birkaç ay önce Erkam'a anne olmak istediğini söylemişti. Kariyerini ciddi bir şekilde etkileyecek bir olay olmasına rağmen Azra bunu çok istiyordu.

O zamandan bu yana bunun için yoğun bir çaba içerisinde olmalarına rağmen Azra hamile kalamamıştı. Doktora gittiğinde ise doktor her şeyin normal olduğunu söylemişti.

Azra hala daha hamile kalamamıştı. "En son ne zaman test yaptın?" diye sordu Aylin meraklı bir şekilde.

"Üç hafta oldu galiba. Belki daha fazla." dedi Azra tam olarak ne zaman yaptığını hatırlayamayarak.

"Hemen umutsuzluğa düşme Azra. Doktorda her şeyin normal olduğunu söylemiş. Her şeyin hayırlısı." dedi o sırada Büşra.

Azra gülümseyerek arkadaşlarına baktı. Bu iki kadın ona gerçekten destek oluyorlardı. Geçen zamanda arkadaşı Seray'ın bile çocuğu olmuş, İlayda nişanlanmıştı.

O sırada erkeklerin oturduğu yerden gürültülü bir kahkaha koptu.

"O maç nasıl öyle biter kardeşim ya kırk yılda bir kupon oynayayım dedim o da yattı!" diyen Ömer somurtuyordu. Diğerleri ise gülüyordu. Erkam arada bıraktığı kirli sakalı okşarken birden Azra ile göz göze geldi.

Gülümseyerek arkadaşlarına doğru döndü. "O maçın öyle biteceği belliydi oğlum. Bana sorsaydın derdim sana" dedi Erkam, Ömer'i acısını deşerek.

Aylin hemen olaya el attı. "Üstüne gitmeyin kocamın. Üzgün zaten."

Aylin ayağa kalkıp oyun oynayan kızını kucaklayıp Ömer'in kucağına oturttu. "Babası azıcık kızınla oyna da moralin düzelsin." dedi Aylin ve Ömer'e göz kırptı.

Erkam, minik kıza bakarak gülümsedi. Azra ile böyle bir kıza hatta birde oğlana sahip olmak istiyordu. Genç adam en uygun zamanda bebek haberi alacaklarını biliyordu. Yine de sabırsızlanıyordu. O da babalık duygusunu tatmak istiyordu. Sevdiğinin bedeninde ikisinden bir can büyüsün istiyordu. Her gün Azra'nın hallerini görmek için sabrı taşmak üzereydi. Azra da kocasından farklı değildi. Genç çiftin gönlünden aynı şey geçiyordu.

Elif, Dila'yı Melihin kucağına verip masada duran çizilmiş yapmaya odaklandı. Genç adam televizyonun karşısında kızıyla oynarken Elif hemen koltuğun aşağısında yere oturmuş, masada çizim yapıyordu. Dila babasının komik hareketlerine gülerek cevap verirken, Elif onların bu haline gülmeden edemiyordu.

Hayatı ne çok değişmişti. Birkaç yıl öncesine kadar yapayalnız bir hayat düşünürken şimdi güzelden de öte bir hayatı vardı.

"Nerede benim kızımın annesi?" diyerek Dila'yı Elif'in başının üstüne doğrultan Melih, kızının karısının saçlarını yokuşun izledi. Dila bunu hep yapıyordu. Elif'in ağzından kopan ufak çığlık minik bebeğin daha da keyiflenerek başına vurup durmasına neden oldu.

En sonunda Melih kızı ile koltuktan kalkıp "Oyun oynayalım mı hanımefendi?" diyerek Dila'nın oyun alanına doğru ilerledi. Bebeği alana bırakıp etrafına birkaç oyuncak bıraktı. Minik bebek yüzüstü bir şekilde durarak ellerini oyuncaklara doğru attı. O kadar heyecanlanmıştı ki ayaklarını sürekli çırpıyordu. Melih yan bir şekilde uzanıp kızını izlemeye başladı.

Elif evin sessizleştiğini fark edip yavaşça gerindi. Oturduğu yerden kalkıp etrafa bakınmaya başladı. Az sonra Dila'nın sessizce oyuncak oynadığını Melih'in ise hemen yanında onu izlediğini gördü. Yavaş adımlarla kocasının yanına gelip "Çay ister misin?" diye sordu.

Kanatlı DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin