1.Bölüm\Aynı hava

31.9K 1.7K 744
                                    

1.Bölüm~Aynı hava
Bölüm Şarkısı~ Adamlar- Koca yaşlı şişko dünya
Multimedya~ Dide

Ruhsal simülasyonlar empoze edilmeye çalışan gerçekliklerle bütünleştirilemez.

Bu cümleyi aklınızda iyi tutun sevgili okurlarım.

Çünkü derin bir anlamı var benim ve Dide'nin zihninde.

~

Ruhsal simülasyonlar empoze edilmeye çalışan gerçekliklerle bütünleştirilemez.

Bulutların varlığı içime işlerken, uçağın camıyla biraz daha bütünleştim.
İnsanoğlu garip varlıktı. Ve ben bu garip varlık olan bedenimde o garipliğe zıt olarak normal olmaya çalışıyordum. Dışarıdan bu aslında anormal görünse bile anormal olan ben değil onların düşünceleriydi.

Uçakları sevmiyordum.
Otobüsle yolculuk daha güzeldi.
Sırf Uygar uzun yolculuk sevmiyor diye uçağa binmiştik.

Uygar benim abim, ama kendisi abi kelimesinden nefret ettiği için pek abi diye seslenmezdim ona. Sadece sinir etmeye çalıştığım zamanlar biraz.

Zaten çok da abilik bir durumu yoktu. Sadece iki yaş vardı aramızda.

Uçağın ineceğine dair anons edildiğinde, daralıp çıkardığım kemeri taktım. Sağ tarafıma dönüp baktığımda Uygar'ın horul horul uyuduğunu gördüm.

Hep böyle olurdu. Uçak zeminle temas ettiğinde çıkan o büyük gürültüye sıçrayarak uyanırdı ve ben bu anı izlemekten zevk alırdım.

Ama bu sefer biraz acıdığım için kolumla dürttüm.

"Pişt. Uyan iniyoruz."

Bir şeyler mırıldanıp kafasını yana düşürdü.

"Uygar abi?" diye seslendim. Bu kelimeyi öyle bir sevmiyordu ki... Uygar'ın bir takıntısı vardı. Kaç yaşında olursan ol abi diyemezdin ona. Beş yaşında ki bir çocuk bile Uygar diye seslenecekti.
Sevmiyordu abi kelimesini.

"Abi dediğin ağzını eşek arıları soksun. Bak zaten gideceğimiz yerde dolu."

Gözlerini açıp doğruldu ve kemerini taktı. Kollarını iki yana açıp gerilirken, kolu yüzüme çarptı.

"Hayvan rahat dur." dedim.

Kulağımdaki kulaklığı çıkarıp, telefondaki şarkıyı kapattım.

"Bayan, telefonunuzu kapatır mısınız?" diye seslendi hostes kız.

"Bayan derken?" diye çıkıştım.

Ama çıkışmamı anlamamış olacak ki bön bön suratıma baktı.

"Sen ilk önce bir kadına nasıl seslenmen gerektiğini öğren. Sonra yanıma gel, telefonumu kapatacağım."

Uygar kolumu tuttu ve, "Sakin ol, Dide. Zorluk çıkarma bir an boş bulunmuştur." diye fısıldadı.

"Efendim, zorluk çıkarmayın lütfen."

Kızarıp bozarmıştı.
"Ben sana öyle bir zorluk çıkarırdım ki. Neyse."
Arkama yaslandım ve telefonu kapattım. Telefonu kapattığımı gören hostes yanımızdan uzaklaştı.

"Sinir oluyorum şöylelerine."

Uçak alçaldı. Dağların varlığı zaten biraz zamandır kendini göstermişti.

Ama uçak alçaldıkça daha da çoğaldı. Bu içimde garip bir duygunun varlığını hissettirse de, gözlerimi kapattım. Uçak yerle temas ettiğinde gözlerimi açtım. Yeşillik gitmiş yerini havalimanının kasvetine bırakmıştı.

Trabzon ÇirkiniWhere stories live. Discover now