Trabzon Çirkini

Trabzon Çirkini Hakkında

Öncelikle selamlar...

Birkaç konuda bir iki kelam etmeye geldim sizinle.

Nasılsınız?

Ben çok yoğunum!

Bahsedeceğim konu kurgu'M ile alakalı ve okusanız iyi olur.

Dide ve Oğuz ile alakalı.
Trabzon Çirkini ile alakalı.
Bu kitabıM ile alakalı.

Birkaç yorum aldım. Bakın bir yorum demiyorum birkaç yorum.
Bir yorum için bu duyuruyu açacak birisi değilim.
Birkaç kişinin düşünceleri birazdan değineceklerim ile alakalı olduğu için uzun uzun açıklamak istedim.

Dide'nin psikolojik sorunları falan sizi sıkıyormuş.

Şöyle ki Trabzon Güzeli ile bu kitabıMın bir bağlantısı yok.
Bunu biliyorsunuz zaten.
Trabzon Güzeli'nde anlatmış olduğum Dide de buradaki ile aynı. Sadece orada Dide'yi Nefes'in gözünden gördüğünüz için farklı tanıyordunuz.

Dide gülüyordu. Dide anormal olmasına rağmen mutlu gibiydi. Çünkü Dide'yi Nefes anlatıyordu.

Bu konuda bir anlaşalım.

Dide'nin sakladıkları var bunu biliyoruz. Bunu açıklama zamanını çok soran var.

Buna ben de çok karar vermedim ama ne çok yakın ne çok uzak...

KurguMa dönecek olursak ben böyle kurguladım. Bunu yargılamak size düşmez diye düşünüyorum.

Eğer Dide'yi böyle istemiyorsanız size tavsiyem bu kitabıMı okumayı bırakıp Trabzon Güzeli'nden devam etmenizdir. Oradaki Dide Nefes tarafından anlatıldığı için mutlu ve sorunsuz anormal çünkü.

Kurgu'M böyle kasvetli devam etmeyecek tabii ki.

Mutlu olup güldükleri eğlendikleri, çıldırdıkları, aşık olmasalar bile aşk yaşadıkları bölümler olacak. Buna garanti verebilirim.

Ama şöyle de bir gerçek var ki her ne kadar herbirinizin düşüncelerine önem göstersem bile benim kurguMu değiştirmeme vesile olamazsınız. Çünkü dediğim gibi hayal gücü benim.

Ettiğiniz tahminler çok güzeller.
Tahmin etmeye çalışırken ortaya çıkan atmosfer ve çabanız beni mutlu ediyor.
Fakat üzülerek söylüyorum bulan değil yaklaşan bile henüz olmadı. Sadece ucundan yakalamaya çalışıp ucunda asılı kalanlar var.

Biriniz uzun bir tahmin etmiş sonunda da bu olabilir ama olamayabilirde yazarcığımızın hayal gücü çok farklı gibi bir şey yazmış. Ettiği tahmin doğru olmasa da sonunda söylediği doğru gibi he?

Ama yine de tahmin edilebilir bir şey.

Edebilene hediyem olduğunu söylemiştim.

Kurgu'M hakkında konuşacaklarım bunlarla sınırlı değil.

Ben finale kadar kurguladım ve zaten psikoloji okumak istediğim için Dide ile alakalı da bir sürü araştırma yaptım.
Yapmaya da devam ediyorum.

Bazı noktalar benim uydurduğum ya da kurguladığım yerler olabilir. Oralara takılmamanızı rica ediyorum.

Ehem son olarak bir de Trabzon Çirkini'ne yazıyorsun Trabzon Güzeli'ne neden yazmıyorsun sorusu var.

Bu kitabıM henüz yeni gibi. Biraz yol kat etmiş olabiliriz ama benim gözümde hala yeni.

Bunu biraz ilerletmek istiyorum.
O açıdan Çirkine bölüm gelirken Güzele gelmiyor.

Söyleyeceklerim bu kadar değil ama aklımda olanlar bu kadar şimdilik. Ayrı bir bölüm açma sebebim bölüm altında yaptığım duyuruları okumamanızdan kaynaklanıyor.

Son olarak sıkılanlar okumayabilirler. Sonuçta klişe bir söz var ki zorla okutmuyoruz falan. Hayal kırıklığına uğrayanlara yapacak bir şeyim yok. Onlar da okumayıp Dide'yi Trabzon Güzeli'ndeki hali ile hatırlayabilirler.

Trabzon Çirkini ve Trabzon Güzeli kitapları bunlar ile sınırlı kalacak.

Başka bir yan kitap veya ikinci kitapları olmayacak.

Trabzon isimli kitaplarım bu iki kitapta son bulacak.

Aklımda çok dehşet tam bir KARADENİZ kurgusu var. Ona da elim biraz boşlayıp rahatladığımda başlayacağım.

Ama böyle buram buram Karadeniz kokan bir kitap!

Trabzon'u ile Rize'si ile Giresun'u ile...
Tüm Karadenizi ile bol kuymaklı bol fındıklı bol horonlu bol -sizin bildiğiniz şivesi- aslında olan ağızı ile... Buram buram Karadeniz.

Sizi bir heyecanlandırayım yahu.

Neyse duyurum amacından çıkmadan noktalayayım.

Kapanışı da en özlü sözüm ile yapayım.

SİZİ ÇOK SEVİYORUM BE!