17.Bölüm\ Topraktan sızan kan

10.1K 883 206
                                    

17.Bölüm\ Topraktan sızan kan
Bölüm Şarkısı\ Taladro-Unutamazsın.

Yanlış bildiğim doğrular, yaşamsal aktivitelerime küsmemi sağlamış bunca zaman. İçimden gelmeyen hislerin tamamen körelmesini sağlamış.

Oğuz.

Beni yüz üstü bırakmıştı.
Aslında öyle değildi. Ben öyle kabulleniyordum.

Oğuz.

Yüz üstü bırakılmışlığımın üzerine toprak atmıştı.
Aslında öyle değildi. Ben öyle kabulleniyordum.
Toprak atmamıştı. Atılan toprağa çiçek ekmişti. Ben öyle sanmıştım.

Ben ondan nefret etmek için bahaneler üretmiştim.

O bencildi evet. Ama çocuktu da...

Bazı şeyleri bilmeden bazı şeyleri istemeden...

Oğuz.
Hislerimin yok oluşundan hemen önce son kez yanımdaydı.

Hislerim benliğimden çekildikten sonra onu her gördüğümde sanki tanımamış gibiydim.

Ne çocukça yaşadığımız aşkı hatırlıyordum. Ne de onu deli gibi sevdiğim zamanları.

Küçüktüm.
Büyümüştüm.
Büyütmüştü kaybettiklerim.

"Dide. Nur!"

Balta gibi saplanan zihnime ikinci ismim...

Son iki yıldır 4. açtığım dava ile nüfus cüzdanımdan sildirdiğim 2. ismim...

"Nur yok." diye fısıldadım.

Nur yok.
Nur gitti.

"Dide Nur!"

Canım yanıyor.

Canımız acıyor.

Elimde sımsıkı tuttuğum odun parçasını yere sapladım.

Bir gün.
Oğuz'u görmediğim koskoca bir gün.

Bana gelişi nur ileydi. Ve nur benim nefret ettiğim tek kelimeydi.

"Nur yok."

Yolun kıyısından çekip aldığım küçük bir dal parçasını saplamıştım toprağa.

Sanki toprak parçalanmış bir sürü kan sızmıştı...

"Canım yanıyor." diye fısıldadım. Sımsıkı sapladığım oduna baskı yaparken.

Toprağa saplanmış dal bir tepki vermiyordu. Ama sızıyordu kan zihnimden oduna.

"Kanıyor."

Can çekişen sesim ile dudaklarımda hissettiğim tuzlu tar yutkunmamı sağladı.

"Ne kanıyor?"

Az önce uzaklardan seslenilen ismimi telaffuz eden ses şimdi başka bir cümle ile şekillenmiş yanı başımda duruyordu.

"Bak. Odunun toprağa saplandığı yere bak Oğuz. Kanıyor."
Dediğim yere baktı.

Beni tuttuğu gibi geri doğru çekti.

Tuttuğum odun elimden kayıp giderken ne olduğunu anlayamadım.

"Dide sen manyak mısın!" diye bağırdı.

Gözlerinin içine baktığımda korku gördüm.

"Toprak kanıyor. Toprağı kanattım ben." diye fısıldadım dehşet içinde.

Başım döndü. Oğuz beni tutmasaydı düşüyordum.

"Canım niye yanıyor?"

Oğuz beni sımsıkı tutup çimlere oturttu.

Trabzon ÇirkiniWhere stories live. Discover now