19.Bölüm\Kabus

10.3K 874 180
                                    

19.Bölüm/Kabus
Bölüm Şarkısı/ Aydilge- Haberin Yok

Hiçbir şey söylemeden odadan çıktığımda Rümeysa'nın salonda oturduğunu gördüm.
Oğuz hemen peşimden odadan çıkmıştı.

'Onlara iyi davran. Sana bir şey yapan onlar değil.'

Zihnimde yankılanan bir yabancının sesi duraksamamı sağladı.

"Ayağın iyi olmuşa benziyor." dedi ilgili bir şekilde Rümeysa.
Bana doğru yürüdü.

"Bileğine bir yama bağlayalım yürümende bir aksaklık olmasın. Canın biraz yanar yürürken ama birinin bir şeyleri fark etmemesinde yardımcı olur."

İleride duran ufak bir bez parçasını yırttı.

"Nasıl oldu anlatacak mısın?" diye sordu Rümeysa ayağım ile bileğim arasında bir yamayı dolarken

"Ayağıma odun sapladım." dedim tüm soğukkanlılığım ile.
Duraksadı.
Sanki bir şeyleri algılamaya çalışıyor gibi gözüküyordu.

İçimdeki dürtü ona iyi davranmam gerektiğini fısıldarken yumruğumu sıktım.
"Böyle daha iyi yürürsün."

Ayağa kalkıp benimle aynı hizaya geldiğinde, "Önemli değil ne demek." diye söylendi.

"Gidiyorum ben."

Kapıya doğru yöneldim.
Oğuz tepkisizce beni izliyor ve zihninde bir şeyleri çözümlemeye çalışıyor gibi gözüküyordu.

Kapıdan çıkacakken durdum. Ama hiç durmak istemiyordum. Yürümem lazımdı...

Adım atamadım.
Kendi isteğim dışında geriye dönüp Rümeysa'ya bakarken, "Teşekkür ederim." dedim.
Bedenim birden serbest kaldığında adım atabildim.

'Böylesi daha iyi oldu.'

Kendimi dışarı attığımda, "İsteğim dışı bir şeyler yapamazsın." diye tısladım.
Bu yeni kişiliği hiç hiç hiç sevmemiştim.

'Teşekkürü hak ediyordu.'

Diğerli neredeydi?
Uzun zamandır yoklardı ve meydanı buna bırakmışlardı.

Ayağımın üstüne çok basmamaya dikkat ederek eve doğru gitmeye çalıştım. Yarı yolda durduruldum...

"Tek gidebilecek misin?" diye sordu Oğuz.

"Çocuk değilim."

"Yaralısın?"

Derin bir nefes verdim.

"Kendim yaptım. Sonuçlarına katlanabilirim. Şimdi git."

Elimle arkasını gösterdim. Sinirliydim. Her zamanki ruh halim buyken nedenini çok merak etmiyordum. Ya sinirli ya da hüzünlü bir tavrım vardı.

"Dide inat etme. Yardım alman seni küçük düşürmez."

Gözlerimi kapattım ve bir iki saniye verdim kendime.

"İki adımlık yol. Gidebilirim."

Yürümeye başladım. Ayağımın üzerine de eskisi gibi basıp adımlarımı attığımda canım yandı ama aldırış etmedim.

"Yanında yürüsem?"

"Hayırdır dibimden ayrılamıyor musun?"
Alayla sorduğum soruya ciddi bir şekilde, "Ayrılmak istemiyorum." diye cevap verdi.

İkimiz de yürümeye devam ederkenhava yavaş yavaş kararıyordu.

Sabah çıkmıştım evden, nereye gittiğimi sorgulayan yoktu. Hesap soran da... Onlar için varlığım da yokluğum da birdi ve bu işime geliyordu.

Trabzon ÇirkiniWhere stories live. Discover now