35.Bölüm/ FİNAL - VEDA KAPANAN KİTABIN KAPAĞI

7K 454 191
                                    

Bölüm Şarkısı : Model-Sarı Kurdeleler

"Bitti!"
Başımı yasladığım dizimden kaldırdım. "Yorgun gözüküyorsun. Sanki ben değil sen çalıştın sabahtan beri." dedi Oğuz gülümseyerek. Omuz silktim. Elini uzattı bana. Elini tutup kalktım.

"Özür dilerim." diye fısıldadım. "Neden özür diliyorsun balım?"
"Başına bela olup duruyorum."
Elimden tuttu fındıklıktan yukarı doğru yürümeye başladık. "Ne güzel belasın sen..."

Kolunu omzuma attı ve kendine çekti beni. "Bitkin gibisin, zor adım atıyorsun Dide."

Haklıydı. "Bilmiyorum. Sadece uyumak istiyorum."
"Uyuyalım mı?"
Başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Nasıl bu kadar rahatsın?"

Yola çıktığımızda durup saçlarımı geri attı. "Çünkü çok gerginsin. Gereksiz gerginsin."

Etrafıma bakındım. Tarık Hoca yoktu. "O nerde?" diye sordum. "Bilmiyorum. Biraz yardımcı oldu bize sonra görmedim."
Kaşlarım çatılmıştı. "Dide anlat hadi ne oldu birden?"

"Bana deli muamelesi yapıyor. Hastaneye kapatmaktan falan söz ediyor. Üstelik her şey yolunda giderken."

Sesim titremişti. "Ya Dide kızma ama ben başından beri sevmedim o adamı hiç. Sadece sana yardımcı olduğu için sustum. O adamda hoşuma gitmeyen şeyler var."

Derin bir iç çektim. "Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum."
Biraz yürüdük.
"Ben eve gitsem iyi olacak. Yarın görüşürüz olur mu?"

Bugün epey yıpranmıştım. Bunu bildiğinden ısrar etmedi ve yollarımız ayrıldı. Evin yolunu tutmuşken telefonum çaldı. Tarık hoca arıyordu. "Dide gelsene oturup rahat rahat konuşalım. Eskişehir'e döneceğim bu akşam bilet aldım."

Gideceğini duymak içimi rahatlatmıştı. "Tamam geliyorum."
Konağın yolunu tuttum. Umarım yolda Oğuz ile karşılaşmazdım. Benimle gelmek isteyecekti çünkü. Hızlı olmaya çalıştım. Konağın kapısı açıktı.

İçeri girdim. "Hocam." diye seslendim. Masanın üzerinde açık bir defter vardı. Bu günün tarihi atılmıştı ama boştu. Defteri elime aldım. Geçmiş sayfaları karıştırdım.

"4. Evreye geçmek üzere. Bedeninin kontrolünü tamamen kaybederse herkes için çok kötü olacak. Çünkü henüz hastalığını bilen kişiler bir elin parmağını geçmiyor bile, ailesi bilmiyor bile... Bu onun için çok kötü. Ama her şey planladığım doğrultuda ilerliyor."

Daha geçmiş sayfaları açtım. "Bugün onun gözünde Tanrı'yı gördüm."
Gözlerim doldu. "Saçmalık."

Ellerim titremeye başladı. Sayfaları karıştırdım. "Çok çok güzel. Ama bu hasta olduğu gerçeğini değiştirmiyor."
Midem bulanmaya başladı.

"Onunla konuşuyorlar. O öyle sanıyor. Yavaştan psikolojisini kontrol altına alabildim. Ben ne dediysem kendini ona inandırdı."
Gözlerimden yaşlar düşerken hıçkırdım.

"Acılarıyla onu beslemeyi başarabiliyorum. Denek üçüncü başarılı olabiliyor."

Defterin başını açtım.

Denek 1 "Açelya Yılmaz" Sonuç: Ölüm
Denek 2 "Suna Kaya" Sonuç: Ölüm
Denek 3 "Dide Nur Güner"

Gözlerim dehşetle açıldı. Bu neydi?
Korkuyla geri adım attım. "Geldin mi?" diye seslendi içeriden Tarık Hoca. Panikle defteri masaya doğru koyacakken masanın altına düştü.

"G-geldim. Ama şey abim çağırdı benim. Başka zaman konuşuruz hocam olur mu?"
Geri doğru adım attım.

"Bir sorun mu var?" Başımı olumsuz anlamda salladım. Masaya doğru baktı. "Defter?" diye sordu.

Trabzon ÇirkiniWhere stories live. Discover now