10.Bölüm\Abi

13.3K 1.1K 245
                                    

10.Bölüm-Abi
Bölüm Şarkısı-Mustafa Ceceli:Aman(Sözleri kitaba uygun)
Multimedya-Tunç
~~~~

"Hazırlandın mı Dide?"

"Hazır sayılırım!" diye bağırdım.

Kaşımın üzerine de taktığım piercingimi düzelttim.

Bir düğün varmış köyde.
İlk Er, Uygar Nefes ve ben gidecektik. Diğerleri yorgunmuş.

Kapıya çıktığımda beni beklediklerini gördüm.
Yanlarına gittim.
"Gidebiliriz." dedim.
Sonra yürümeye başladık.
Düğünün olacağı yere geldiğimizde kapıdan teker teker girdik çünkü dar bir kapıydı.

Kapıdan girdiğim gibi karşıma baktım. İleride dikkatimi çeken tek kişi haliyle günlerdir belki de bir haftadır görmediğim Oğuz olmuştu.

Bu gün sanki geçmiş yokmuş gibi davranmak istiyordum. Sanki onun tek amacı beni değiştirmekmiş gibi davranacaktım.
Belki böyle daha kolay olurdu her şey.

Gözlerimi devirdim. İlk Er kendi arkadaşlarının yanına gitti. Son Er'de öyle. Uygar da İlk Er'in peşine takıldı.
Nefes ile tek kaldık.

Nefes etrafına bakınıyordu sırf Bulut'a bakmamak için.

Bulut'a doğru baktığımda tedirgindi. Biraz da sinirli. Yanına doğru baktığımda Oğuz ve bir çocuğu gördüm. Oğuz'un yanındaki çocuk gözleriyle Nefes'e ilanı aşk ediyordu resmen. Bulut'un nasıl olduğunu şu an tam anlamış oldum. Kıskanç...

Daha fazla dayanamıyor olmalı ki bir hışımla yanımıza geldi ve Nefes'i aldı dışarı çıktılar.

Tek başıma sap gibi durmaktansa Rümeysa'nın yanıma gelmesine izin verdim ben de. Yeni giriyordu içeri. 
Bir süre öylece konuşmadan bekledik.

"İlk defa bu kadar sıkıcı geçiyor düğün." diye mırıldandı Rümeysa.

"İlk defa sana katılıyorum."
Bir süre amaçsızca etrafı izledim.

"Ne kadar da özlemişim kardeşimi."

Oğuz, Rümeysa'nın omzuna attı elini. Gözlerimi kısıp ona baktım. Gerizekalı mesaj kutumu rahat bırakmadığı gibi beni de rahat bırakmayacaktı anlaşılan.

"Rümeysa, ben dışarıda takılıyorum. Belki birini bulurum." dedim. Açıklama gereği duymadan gidebilirdim fakat Oğuz'u uyuz etmek istemiştim.

Yanlarından ayrılıp dışarı çıktığımda Nefes önden Bulut arkadan içeri girdiler. İleride de o çocuk peşlerinden bakıyordu. İlk içeri girdiğimizde bizi süzen çocuktu bu. Şu Bulut'un kıskandığı.

"Gece gece tek başına dışarılarda durma abisi."
Sıçrayarak arkamı döndüm.

"Oğuz!" diye bağırdım.

"Ne var?" dedi gülerek.
Gerizekalıydı.
Ağır gerizekalıydı. Ve ben ondan nefret ediyordum.

"Oğuz?"
O tanımadığım çocuk da yanımıza geldi.
"Merhaba." diye mırıldandım.

"Merhaba." diye karşılık verdi.

"Hayırdır Tunç? Ağzının payını almış gibisin. Bulaşma demiştim abicim."

Sırtını sıvazladı Tunç dediği çocuğun. "Vazgeçmiş değilim. Gariptiler. İnanamadım."

Neyden bahsediyorlardı.

"Neyse sana bol şanslar. Tanıştığıma memnun oldum Dide."

Yanımızdan geçip gitti.

"İsmimi söylediğimi sanmıyorum." dedim. Omuz silkti Oğuz.
"Yine takmışsın demirlerini." dedi kaşımın üzerindekine dokunup.

Trabzon ÇirkiniTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang