Bölüm 49 - Nezihleştirme - (DÜZENLENDİ 🌝)

495 19 4
                                    

  Siyah-beyaz savaşından galip gelen gündüz, ilk ışıklarıyla zaferini beyan ederken bütün gece gözüne uyku girmemiş Shou, sahil kumullarına oturmuş ufuk çizgisini seyrediyordu. İçinde adını koyamadığı bir huzursuzluk vardı. Oysa mutlu olması gerektiği kanaatindeydi. Sonuçta takımı Hollanda'da İspanya takımını kısmen mağlup etmişti. Ancak huzursuzdu çünkü Hollanda'ya geldiklerinden beri arkadaşlarına birtakım değişiklikler sezmişti ve bu hoşuna gitmiyordu. Özellikle son zamanlarda Riven'ın yaptığı uygun olmayan davranışlar Shou'yu fazlasıyla endişelendiriyordu. Derin bir iç çekti bunalmıştı.
-Neyin var kaptan?' Sofia'nın sesiyle inanılmaz ürperdi, arkadaşına döndü:
-Sen miyidin? Korkuttun.' dedi yorgun sesiyle. Sofia Shou'nun yanına oturdu, günlük koşusunu henüz bitirdiği için soluk soluğa kalmıştı. Çantasından havlusunu çıkarıp alnındaki terleri kurularken:
-Sanırım beni beklemiyordun. Epey afalladın.' dedi sırıtarak. Shou ise tepkisiz kalmayı tercih etti. Sofia olayın ciddiyetini o an fark etti çünkü Shou gereğinden fazla sessizdi. Tek kaşını kaldırıp onu şüpheyle süzerken sordu:
-Sen iyi değilsin. Söylesene sorun ne?' Shou sadece iç çekti. Sofia'nın yüzünde samimi bir gülümseme belirdi. Yine samimi bir ses tonuyla:
-Hey, bana anlatabilirsin.' dedi. Shou kısık bir sesle:
-Bilmiyorum. Sadece... Hollanda'ya geldiğimizden beri hiçbir şey olması gerektiği gibi gitmiyor sanki.' dedi. Sofia kısa bir kahkaha attıktan sonra:
-Saçmalama. Elbette her şey olması gerektiği gibi. İspanya maçı henüz tamamlanmamış olmasına rağmen onları fena biçtik.' dedi. Shou ümitsiz bir bakış atınca Sofia da istemsiz olarak gülmeyi kesti. Shou:
-Maç elbette önemli ama benim için mühim olan şey arkadaşlığımız. Ve şu sıralar sarsıldığını hissediyorum. Çok sık tartışma yaşanıyor gereğinden fazla. Yolunda gitmeyen birşeyler var ben ne yapacağımı bilmiyorum.' Sofia çok etkilendi. Bir takım kaptanı bundan daha iyi olabilir miydi?
-Endişe etme dostum. Takımdaki herkes ne yaptığını bilen akıllı çocuklar. İnişli çıkışlı olaylar elbette olacaktır. Her şey yerine oturur sen moralini bozma.  Hem senin çoşkulu sesin ve motivasyonun olmasa ne anlamı kalır? Sen iyi olmalısın ki takımda iyi olsun.' dedi. Shou hiç bu şekilde düşünmemişti. Sofia haklıydı. Azimle gülümsedi ve oturduğu yerden doğruldu.
-Haklısın. Heeyy!!! Asla yılmayacağım!!!!' diye bağırdı ve koşarak uzaklaşmaya başladı. Sofia dişlerini göstererek gülümserken arkasından seslendi:
-Dur nereye?' Shou epey uzaklaşmasına rağmen bağıntısını net bir şekilde işitebiliyordu:
  -Kahvaltı yapmaya, çok açııığğm!!!

                  *                   *                   *

  Saatler 15:48 PM'i gösterirken çocuklar yazlığın sinema salonundan çıkıyorlardı. İzledikleri film hepsini adeta büyülemişti. Hararetli hararetli filmi yorumlayarak tenis sahasına gitmek üzere bahçeye çıktılar. Turnuva yapmaya karar vermişlerdi. Yazlıktaki tatillerinin son gününü dolu dolu geçirmek istiyorlardı. Hizmetkarlar çoktan sahayı hazır hale getirmişti.
  Aoto raketleri arkadaşlarına dağıttı ve oyunun kurallarından kısaca bahsetti. İkili gruplara ayrıldılar. Glimmer ve Sofia, Aoto ve Kota, Riven ve Ouzou, Erika ve Reika, Ryuuji ve Shou, Angelina ve Diana -Francisco'nun kız arkadaşı- olmak üzere altı takım kurdular. Diana dalgalı saçlarını arkadan topladı ve çocuklara seslendi:
-Herkes grubuna isim bulsun. Sonra kura çekerek karşılaşacak grupları belirlememiz kolay olur.' dedi. Ouzou heyecanla:
  -Ultra yenilmez süper kara kıyamet yıldızları cehennem ejderyaları!' diye bağırınca herkes ona tuhaf bir bakış attı. Diana tek kaşını kaldırarak sordu:
-Ne?' Ouzou gayet ciddi:
-Bizim grubun adı.' demesiyle Erika ve Reika kahkahaya boğuldu. Diana gözlerini döndürdü sakinliğini korumaya çalıştı:
-Daha az şatafatlı olsun.' dedi. Erika ve Reika aynı anda:
-Bizim adımız Ponçiklerrr!!' diye şakıdılar. Diana ise soğukkanlılığından ve ciddiyetinden gram taviz vermiyordu. Elini giydiği kısa şortun arka cebine attı ve:
-Tamam ilk grup Ponçikler. Angelina, hazırladığımız kartlardan birine yaz lütfen."dedi. Angelina, Diana'nın dediğini yaparken diğer gruplar da hızlıca seçtikleri isimleri söylediler. Glimmer ve Sofia Yıldızlar, Ryuuji ve Shou Sushi, Angelina ve Diana Şampiyonlar, Auto ve Kota Mükemmeller, Riven ve Ouzou ise Brolar grubu olarak isimlerini yazdırdılar. Nihayet kura çekildi. İlk turda Sushi Brolar'a, Yıldızlar Ponçikler'e ve Şampiyonalar Mükemmeller'e karşı oynayacaktı.
  Önce Sushi ve Brolar'ın maçı oynanacaktı. Ouzou Ryuuji'ye gönderme yapmaya başlamıştı bile:
-Bence hiç uğraştırma bizi yenilgiyi kabullen boşa kürek çekme karşim."dedi. Ryuuji sırıttı:
-Bekle ve gör."
2 dk sonra
  Ryuuji yakındı:
-Sana inanamıyorum Shou. Rezalet oynuyorsun!"dedi kızarak. Shou üzüldü:
-Ama sana daha önce hiç tenis oynamadığımı döylemiştim." dedi. Böylece Sushi takımı mağlup oldu, Brolar yarı finale yükseldi.
  Şimdi sahada Ponçikler ve Yıldızlar kapışıyordu. Çekişmeli geçen maçı iki puan farkıyla Ponçikler aldı.
  Mükemmeller Şampiyonlar'a karşı... Mücadele oldukça ilginç iletlerken maçı tam 48 sayı farkla Şampiyonlar aldı. Çünkü Aoto ve Kota birbiriyle didişmekten oynamaya fırsat bulamamıştı. Şimdi ise yarı finale kalan üç takım kuraya tabi tutulacaktı. Seçilen iki takım final için oynayacak, diğeri otomatik olarak finale yükselecekti. Kura çekildi; Brolar Ponçikler'e karşı oynayacaktı. İki takım sahadaki yerlerini aldı. Erika güldü:
-Tekrar karşılaştık Ouzou." dedi. Ouzou da sırıttı:
-Ağır bir yenilgiye hazır ol güzelim. Korkma fazla zorlamayacağım." dedi. Erika hışımla servisi kullanırken bağırdı:
-Bana 'güzelim' demeeğğ!" Riven kısa bir kahkaha attı:
-Niye, çirkin misin?" diye karşılık verdi. Bu sözler Reika'yı bile çileden çıkardı:
-Kapa çeneni!"
Birkaç dk sonra
Brolar maçı alırken, Ponçikler öfkelenerek orayı terk ettiler. Şampiyonlar sahaya doğru ilerlerken Diana Angelina'ya göz kırptı:
-Bitirelim şu işi." dedi. Angelina şakıdı:
-Biz kazanacağız buna eminim." dedi. Riven yine muhalefet etti:
-Kendinden neden bu kadar eminsin? Az sonra hezimete uğrayacaksın." Angelina karşılık vermek istesede bunu Diana'nın yanında yapmaktan vazgeçti. Abisinin daha fazla sorun çıkarmasını istemiyordu. Ancak tadı da kaçmıştı. Ani bir kararla Diana'ya döndü:
-Ben oynamak istemiyorum. Sanırım yoruldum." Diana şaşırdı ve kaşlarını kaldırarak sordu:
-Yenilgiyi kabulleniyorsun yani?" Angelina tereddüt etmeden 'evet' anlamında başını salladı ve deniz kenarına gitmek üzere oradan uzaklaştı. Diana hafif öksürüp sesini düzelttikten sonra:
-O halde birinci Brolar takımı; Riven ve Ouzou. -onlara dönerek dolgun dudaklarına mütevazı bir tebessüm yerleştirdi- tebrikler"dedi. Diğer çocuklar da onları tebrik ettiler.

GINGA E KICK - OFFWhere stories live. Discover now