TURNUVA

835 60 1
                                    

Babamı görmemin üzerinden 1 hafta geçmişti ki söylediklerini Elif hariç kimseye anlatmamıştım. Zaten nasıl anlatabilirdim ? Ayaz ve Olca'ya gidip  " öldüğünü sandığım babam geri gelip size güvenmememi söyledi " diyemezdim ya. Zaten şu sıralar herkesin aklında sadece turnuva vardı. Sonunda ilk gün gelip çatmıştı. Tüm okulla beraber ilk bölümün yapılacağı yere doğru giderken ben ilk yarışacak olanların biz olmadığı için şükrediyordum. Adını bile ilk defa duyduğum bir oyunda başarılı olma ihtimalim yoktu ki...
" Olca, o turnuvada vampirler,kurtlar ve cadılar olacak. Bunu insanlardan nasıl gizlemeyi düşünüyorlar ? " Elif gerçekten doğru bir soru sormuştu. Eminim bu yarışmalarda vampirler ve diğerleri kazanmak için bütün güçlerini harcayacaklardı.
" Davet edilmediler. Cadılar gittiğimiz yeri hatta şu anda yürüdüğümüz yolu bile büyülediler. İnsanlar sadece boş bir arazi görecekler. Tabi seçilmişler hariç. " 

" Seçilmişlerde ne ? "
" Sırlarımızı bilen insanlara seçilmişler deriz. Bu durumda sizde seçilmiş oluyorsunuz. " Yarışmanın yapılacağı alana geldiğimizde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Karşımda kocaman bir stat vardı. Büyüklüğüne ve doluluğuna bakarsak sadece öğrenciler ve aileleri değil bir çok yerden bu yarışmaları izlemeye gelenler vardı. Vampirler kırmızı renkte kıyafet giyerken, kurtlar siyah, cadılar ise beyaz giyinmişlerdi.

" Yarışma başlamak üzere ve siz anca geliyorsunuz. " Ayaz, Olca'ya öfkeyle bakarken biz Ayaz ve Özgür'ün takımındaki 3. kişiye şaşkınlıkla bakıyorduk.
" Takımınızdaki diğer kişi Uzay'mıydı ? " Ayaz dudaklarıma bir öpücük kondurduktan sonra gülerek cevap verdi.

" Evet kurtlara olan nefretimiz birbirimize olan nefretten daha fazlaydı. "

" Ayrıca okulumuzun onurunu kurtarmalıyız. Geçen yıl bu yarışmayı kurtlar kazandı bu yıl mutlaka biz kazanmalıyız. " Uzayla, Olca birbirlerine gülerek bakarken ben Ayazların kıyafetlerini inceliyordum. Kırmızı keten bir pantolon, sarı tişört ve kırmızı pelerin. 

" Bence bu kıyafetlerin arasında muazzam gözüküyorsun. "
" Ben her zaman muazzamım. " Ayazla birbirmizi tekrar öperken çan sesi çalmaya başladı. Tüm kızlar, erkeklere şans dilerken Ayaz ve diğerleri ağır adımlarla tribünden inerek sahaya geçtiler. Saha yarı futbol sahası büyüklüğündeydi ve kale yerine 3 metre uzunluğundaki çemberler vardı.
Ayazlardan sonra, tıpkı bizimkilerin kıyafetine benzeyen ama sadece renkleri farklı 3 kişi daha çıkmıştı. Siyah renkteki bu 3 kurt kızı bir hayli sert gözüküyorlardı.

" Merhaba güzel ablalarımız. " Elifle kafamızı çevirdiğimizde Mustafa'yla Mert bize bakıyorlardı.

" Sizin burada ne işiniz var ! "
" Sizin gibi turnuvayı izlemeye geldik abla ne var. " Evet ama bunun tek bir anlamı vardı. Bu küçük veletlerde her şeyi biliyor demekti !

" Geberteceğim seni Mert ! " Elif öfkeyle bağırırken bende ona katılıyordum.
" Bende seni Mustafa. Ne zamandan beri biliyordunuz. "

" Ben okula başladığım ilk günden beri, Mertte benle tanıştıktan sonra. Aslında size söyleyecektik ama Mete söylemememizi önerdi. " Mustafa gülerken Elifte bende aynı anda tepki vermiştik.

" Ne ! "
" ' Madem ablalarınız sizden bir şeyler saklıyor sizde onlardan saklayın ' dedi. Şahsen bize çok mantıklı bir öneriymiş gibi gelmişti. "
" Eve gidelim ben sana göstereceğim mantıklı öneri neymiş ! " Mustafa korkuyla arkasına yaşlanırken Elif ellerini göğsünde birleştirmişti.
" Bende Mete gelir gelmez onu mahvedeceğim. " 
" Geldi ki zaten bakın ana tribünde oturuyor. " Mustafa'nın gösterdiği yere baktığımızda Mete'nin Umar ve tanımadığımız bir kadınla oturduğunu gördük. Kadının cadı olduğuna şüphe yoktu, ayrıca kesinlikle 30'lu yaşlarındaydı ama bir çok genç kızdan güzel göründüğü kesindi. 
" Kasabaya dönüyor ve bana haber bile vermeden ilk buraya mı geliyor ? " 
" Sana neden haber versin abla ? " Bu sefer öfkeli bakışlarla Mert bakarken Elif utanarak yüzü kıpkırmızı olmuştu.
" Zaten daha bu sabah geldi. Doğrusu bir hayli düşünceli gibiydi, anlaşılan alfa şurası pek iyi geçmemişti. Ah bakın maç başlıyor. " Neyse ki Elif ne diyeceğini bilemeden Mustafa onu kurtarmıştı.

ESİNTİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang